Hüda Kaya, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen Kobanê soruşturması kapsamında 1 Kasım günü İstanbul Havalimanı’nda gözaltına alındı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı talimatıyla gözaltına alınan Kaya, aynı gün tutuklanarak Marmara Cezaevi’ne gönderildi.
Kaya, hakkındaki soruşturmaya ilişkin ifade vermek için gittiği savcılığın haftalarca kendisinden kaçtığını belirterek, yargı eliyle kendisine “siyasi tuzak” kurulduğunu söyledi. Kaya, “Amaçları kaçarken yakalandı diye şov yapıp, kaçma şüphesi gerekçesiyle tutuklamaktı” dedi.
Kaya, milletvekilliği sona erdikten sonra yurt dışı giriş çıkışları olduğunu, kaçmak istese daha önce kaçabileceğini belirterek, 27 Eylül tarihinde Ankara Cumhuriyet Başsavcı vekili tarafından hakkında “firari” kararı çıkarıldığını aktardı. Kaya, “Ben İstanbul’dayım, resmi ikametimdeyim, evimdeyim, telefonlarım açık ve savcılık hakkımda firari kararı veriyor” diyerek tepki gösterdi.
Kaya, hakkındaki tutuklama kararına itiraz edeceklerini paylasan Kaya, “Hem tutukluluk kararı sonrası güvenlik kamerası görüntülerini yandaş ajanslara bir saat içerisinde servis eden sorumlularla ilgili hem de yetkisini tamamen siyasi amaçla, keyfi olarak suistimal edip kaçaklık kararı alan ve tüm itirazlara rağmen, ‘buradayız ifade vermeye hazırız, bu kararı kaldırın’ dememize rağmen haftalarca bizden kaçan savcı ile ilgili suç duyurularında bulunacağız” diye belirtti.
Kaya’nın avukatı Zilan Leventoğlu ise müvekkilinin tutuklanacağı bilgisinin önceden polislere bildirildiğini belirterek, Kaya’nın elleri kelepçelenirken çekilen güvenlik kamerası görüntülerinin yandaş medyaya servis edilmesinin ve “Hüda Kaya kaçarken yakalandı” gibi manşetlerle yapılan itibar suikastlarının, çirkin ithamlar ve iftiralarla yapılan haberlerin haksız ve hukuksuz olduğunu ifade etti.
Leventoğlu, Kaya’nın ısrarla ifade vermek istediğini altını çizerek, kaçak olmadığı, gerekirse Ankara’ya ifade vermek için gidebileceklerini belirtmelerine rağmen, taleplerine yanıt verilmeyerek bilinçli bir şekilde tam bilet saatinde Kaya’nın gözaltına alındığını kaydetti. Leventoğlu, Kaya’nın “kaçarken yakalanmış gibi lanse edilmek istendiğini” söyledi.
Leventoğlu, “Durumu çarpıtarak, gerçeklerden tamamen farklı şekilde yansıtan iktidar medyası olabilir ama asıl sorumluluk soruşturma dosyasının savcısına, yakalama kararı veren Sulh Ceza Hakimi’ne aittir. Verilen tutuklama kararının hiçbir hukuki tarafı yok. Siyasi saiklerle verilmiş bir karar söz konusu” şeklinde konuştu.
Leventoğlu, tutuklama kararı veren Ankara 4’üncü Sulh Ceza Hakiminin dosyaya ilişkin Kaya’ya hiçbir soru sormadığını bilgisini da paylaştı. Ayrıca hakimin, dosyanın kendi eline sorgudan hemen önce geçtiğini dile getiren Leventoğlu, “Tüm bunlar bir kez daha bu kararın sorguya bile gerek kalmadan, zaten verilmiş siyasi bir karar olduğunu göstermektedir. Ne yazık ki Türkiye’de yargının bağımsız ve tarafsız olmadığını kanıksar hale geldik. Fakat her zaman haktan, hukuktan, adaletten yana olan Hüda Kaya’ya karşı böylesine bir tuzak kurulması, kamuoyuna kaçıyormuş gibi yansıtılması, son derece vahim bir durum” dedi. Leventoğlu, yaşanan süreçten sorumlu olan herkesle hukuk alanında mücadele edeceklerini söyledi.
Hüda Kaya’nın tutuklanması, Türkiye’de muhalif siyasetçilere yönelik baskı ve hukuksuzluğun bir göstergesi olarak değerlendiriliyor. Kaya’nın tutuklanmasının, Kobanê davasının siyasi bir dava olduğu ve iktidarın muhalifleri susturmak için hukuku araçsallaştırdığını gösterdiği ifade ediliyor.
NHY/ MA
- Uluslararası Af Örgütü’nden Sert Uyarı: Gazze’de Soykırım Var - 29 Nisan 2025
- TÜPRAŞ İşçisi Sofraya Değil Direnişe Oturdu: “Bu Yemek Bu Emekle Yenmez!” - 29 Nisan 2025
- Esila Ayık’ın Tutuksuz Yargılanması İçin TBMM’ye Başvuruldu - 29 Nisan 2025