Diyarbakır’ın Sur ilçesinin tarihiyle sosyal dokusuyla birlikte dümdüz edilmesinin ardından kapalı kalan “Keçiburcu” bir sanat etkinliÄŸiyle açılmış…
Diyarbakır Sanayi Odası ve Pilevne Galerinin ortaklığıyla, Sanatçı Ahmet GüneÅŸtekin’in çeÅŸitli baÅŸlıklar altında düzenlediÄŸi enstallation “Hafıza Odası” adını taşıyor. Sergiyi gezme fırsatım tabiki yok; tanıtım videolarına, çekimlere, basına yansıyan fotoÄŸraflara baktım.
Diyarbakır Surları üzerinde böyle bir sanatsal etkinlikle “Hafıza Mekanı” açmak iyi fikir.
Ne var ki hem konunun iÅŸleniÅŸi, hem sunumu, hem açılışında yaÅŸananlar oldukça sorunluydu. Rengarenk tabutların önünde marka reklamı yapan mankenler; Kürt halkına yaÅŸatılan zulümler üzerine kalem oynatmamış Özkök, Saymaz gibi “gazeteci ve siyasetçi”lerin coÅŸup halaya durma görüntüleri “HAFIZA”larımıza yeni ve kötü anılar olarak eklendi.
Faili meçhuller döneminde İçiÅŸleri bakanı olan AkÅŸener’in ÅŸimdi “cici muhalefet lideri” olarak gönderdiÄŸi Çelenk, hatırlıyor muyuz UNUTUYOR MUYUZ sorusunu sorduracak cinstendi.
Bugün de bir protesto haberi geldi. Protesto gösterisi bir haktır lakin ÅŸiddet gösterisi baÅŸka bir ÅŸey! GüneÅŸtekin’in sergisindeki objelerin parçalanması büyük yanlış…
Bir sanatçının eserini beğenmediniz diye onun ürünlerini tahrip edemezsiniz. Estetik alandaki bir etkinliğin protestosu da estetik olabilmeli. Bu da başka bir yük oldu.
Bizim gibi her anı paramparça edilmiş bir toplumda Hafızaya yönelik çalışmalar, yeni bir hafıza inşa etmeye, mevcut hafızayı silme işine dönüşebiliyor. Çünkü hiçbir şey henüz UNUTULMUŞ olacak kadar eski değil.
Elbette bir FESTİVAL ve ŞENLİK havası içinde bu etkinliğe katılanların verdiği kötü görüntüler gerek sanatçının, gerek organize yapanların sorumluluğu değil. Ne var yaptığınız işin İDDİASINA ve mesajına uygun bir İÇERİK sunmuyorsanız, kristal dükkanına fil girmiş gibi bir sürü şeyi kırıp dökmek kaçınılmaz olabilir.
Çünkü “HAFIZA ODASI”, iddiası ve taşıdığı ağır yüklere ters olarak daha çok renkli bir PANAYIR, bir sanat EÄžLENCESÄ° havasında, oldukça neÅŸeli KUTLAMALAR eÅŸliÄŸinde sunuldu.
Düzenlemelerin içeriÄŸine gelince; bir-iki iyi fikir dışındaki diÄŸer düzenlemeler yaratıcı olmaktan uzak, “KITSCH” diyebileceÄŸimiz bir yüzeysellikle iÅŸlenmiÅŸlerdi. ÖrneÄŸin belki de en etkileyici kurgulardan biri olan LASTÄ°K AYAKKABI’lar, Polonya’da Auswitch kampında onbinlerce kurbanın ayakkabılarının yığıldığı serginin bir kopyası.
Sur’un imhası sırasında arta kalan döküntü eÅŸyalardan oluÅŸturulan hafıza duvarı ile faili meçhullerde katledilen insanların isimlerinin, sokak levhaları halinde düzenlenmesi de etkileyici…
Buna karşın gerek isim levhalarının, gerek tabutların rengarenk, IÅžIL IÅžIL boyanmaları, belki “çok renkliliÄŸi, çok kültürlülüğü” vurgulamak için düşünülmüş olsa bile tam tersine; ölümleri büyük birer trajedi olan insanları NEÅžELÄ° BÄ°R ÅžEY’miÅŸ gibi hatırlama -veya unutmaya!- çağırdığı için ÇOK Ä°TÄ°CÄ° bir etki yarattı…
Umarım sanatçı bunları fark etmiÅŸ olsun…
Politik olarak affedilmez bir UNUTKANLIK ise, bu hafıza mekanlarının halk adına sahipliÄŸini yürütmesi gereken Diyarbakır Belediyesi’nin siyasi iktidar tarafından HALEN Ä°ÅžGAL ALTINDA tutulduÄŸu gerçeÄŸidir. Diyarbakır Belediye baÅŸkanı Selçuk MIZRAKLI, daha bir ayı bile dolmadan görevden alınıp cezaevine gönderildi yerine kayyum atandı. Bu Kürt halkının kendi kendini yönetme iradesine karşı politik bir tavırdır. O ve diÄŸerleri halen “halk tarafından seçildikleri” için ceza olarak zindandadır.
“Hafıza Odası” gibi bir etkinlik sanatsal ve kültürel olmasından çok daha fazla POLÄ°TÄ°KTÄ°R. EtkinliÄŸi düzenlediÄŸiniz bir kentin yerel yönetiminin, diÄŸer objelerin bütününün bir parçası olarak, anti-demokratik biçimde iÅŸgal edildiÄŸini, baÅŸkanının cezaevinde bulunduÄŸu HİÇ ANIMSAMAYARAK, hiç sorun etmeyerek düzenlediÄŸiniz ODA, bir “Hafıza Odası” olmaz, bir “Unutkanlık Odası” olur.
Ki gerçekte de çeÅŸitli ülkelerde düzenlenen “hafıza mekanları” çok önemli felsefik ve siyasi tartışmalara sahne olmuÅŸtur. Titizlikle sorgulanmıştır. Çünkü hatırlama biçimlerinin, kolaylıkla unutturma biçimlerine dönüşebilmesini engelleyecek saÄŸlam temelleri olmalı.
- Ağrı Kesiciler ve Uyuşturular - 12 Mart 2023
- Yardım Ekipleri Ayrılırken - 14 Şubat 2023
- Ukrayna işgali, Tarihin Aynası - 26 Şubat 2022