back to top

Yangın…

2002 yılının güneşin kızılın tüm tonlarını yeryüzüne sınırsızca gönderdiği tatlı, ılık bir sonbahar akşamüstünün cazibesine kapıldığım o günü, bugün gibi hatırlıyorum. Uzun zamandır ne...

Genesis

Bir göl kenarındayım şimdi. Ortalıkta çıt çıkmıyor. Sağ yanımda o duruyor, sol yanıma Narcissus… Eğilmiş, sudaki aksine bakıyordu. Kendini seyrediyordu ve bundan çok memnundu. Seslenmek...

Gitmeden, çay koydum içiyorum…

Herkesin yaşadığı zoru, girip çıkamadığı çıkmaz sokağı vardır. Ben o sokağa on beşimde girdim, bir daha çıkmadım. Evet, en güzel günlerimin bittiği yaştır on...

Aşk böyle bir şey…

Bu gün okul çıkışı sesini duymak istedim Berekat ağabeyin. Sesinde ilk defa sevdiği kızla buluşmaya giden ergen bir çocuk heyecanı. -Hocam şu an Nusaybin’deyim yeni...

En çok kirpiklerim üşüdü…

Burada yağmur yağıyor, ince usul usul içime işlemeye yeminli bir hüznü de çağırmış. Dalmışım, kahvem soğumuş. Bir an neden söz edeceğimi unuttum. Oysa bütün...

Oysa Sizin Canınız…

Yeterince güçlüydünüz bugün de. Ama gücünüzü bugüne de yettirebilmiş olmak memnun edeceği yerde huzursuz ediyordu sizi biliyorum. Huzursuzdunuz çünkü önünüze çıkan her işi yapıyor, yoluna...

YENİ EKLENENLER

google-site-verification=ya-VDOwxMt-mv9xTW5zmXNXiICBHsFxwukCpQhOaM7k