Genomik Araştırma, Herodotos’un 2.500 Yıllık Teorisini Çürüttü

Batı Asya’da yer alan ve tarihsel olarak Ermeni Yaylası’nda yaşamış olan Ermenilerin kökenine dair Herodotos tarafından ortaya atılan ve uzun süredir kabul gören bir teori, genetik araştırmalarla çürütüldü. Yunan tarihçi Herodotos’un (MÖ 484-425) Ermenilerin Balkanlardan gelen Frig kolonistlerinin soyundan geldiğini iddia eden anlatımı, genomik incelemelerle geçerliliğini yitirdi.

Herodotos’un Teorisi ve Dilsel Kanıtlar

Herodotos, Ermenilerin, Pers ordusunda Frigler gibi silahlandığını gözlemleyerek onların Balkanlardan göç eden Friglere dayandığını öne sürmüştü. Dilbilimciler de bu tezi desteklemiş ve Ermenice’nin, Hint-Avrupa dillerinin Trako-Frig alt grubuyla bağlantılı olduğunu belirtmişti. Ancak, modern genetik analizler bu tarihi anlatının genetik bir temeli olmadığını ortaya koydu.

Genetik Araştırmanın Bulguları

Yeni araştırma, modern Ermenilerin genetik verilerini ve eski Ermeni Yaylası’ndan bireylerin genomlarını Balkanlar’dan elde edilen eski ve modern genetik verilerle karşılaştırdı. Sonuçlar, Ermeniler ile Balkan toplulukları arasında anlamlı bir genetik bağ bulunmadığını gösterdi.

Araştırmanın ilk yazarı ve Trinity College Dublin’de Genetik ve Mikrobiyoloji alanında araştırma görevlisi olan Dr. Anahit Hovhannisyan, “Tarihi inanışlar, geçmişi anlamamızda etkili olmuştur. Ancak, tam genom dizileme ve antik DNA araştırmalarının gelişimiyle birlikte, uzun süredir kabul edilen bu fikirleri sorgulayabilir ve insan topluluklarının tarihine dair daha bilimsel bir anlayış geliştirebiliriz” açıklamasını yaptı.

Sasun Topluluğu ve Asur Kökeni İddiası

Araştırmacılar ayrıca, Ermeni Yaylası’nın güneyinde (günümüzde Türkiye’nin güneydoğusu) yaşamış Sasun topluluğunun Asur kökenli olduğuna dair tarihsel iddiaları da çürüttü. Bu bağlantı daha önce İncil, çivi yazılı metinler ve yerel anlatılar gibi çeşitli kaynaklarda yer almıştı. Ancak araştırma, Sasun topluluğunun genetik yapısının diğer gruplardan farklı olduğunu ve yakın geçmişte ciddi bir nüfus daralması yaşadığını ortaya koydu.

Ermeni Yaylası’nda Genetik Süreklilik ve Göç Hareketleri

Cambridge Üniversitesi’nden ve araştırmanın baş yazarlarından Profesör Andrea Manica, Ermeni Yaylası’nda Neolitik dönemde Levant bölgesindeki çiftçilerden gelen bir genetik katkı tespit ettiklerini belirtti. Bu katkının, Tunç Çağı’nın erken döneminden sonra gerçekleşen geniş ölçekli göçlerle uyumlu olduğunu ifade eden Manica, “Orta Doğu genelinde görülen bu yaygın göç dalgasının tam olarak ne zaman, nereden geldiği ve neyin bu hareketliliği tetiklediği henüz açıklığa kavuşmadı” dedi.

Ermeni Popülasyonlarının Genetik Yapısı

Araştırma ayrıca, Ermeni Yaylası’nın doğu, batı ve merkez bölgelerindeki toplulukların genetik olarak oldukça benzer olduğunu gösterdi. Bu bulgular, bölge halkının tarih boyunca genetik açıdan yüksek bir sürekliliğe sahip olduğunu ortaya koydu.

Bu araştırma, Ermeni halkının kökenine dair tarihsel anlatımları sorgularken, Orta Doğu’da tarih öncesi dönemde gerçekleşen göç hareketlerine dair yeni soruları gündeme getirdi. Özellikle Tunç Çağı sonrası dönemde yaşanan büyük göç dalgasının nedenleri ve etkileri üzerinde daha fazla çalışma yapılması gerektiği belirtiliyor.

Araştırmanın sonuçları, The American Journal of Human Genetics dergisinde yayımlandı ve tarihe dair geleneksel anlatıların genetik bilim sayesinde yeniden ele alınabileceğini bir kez daha gösterdi.

  • NHY / europapress.es