Felsefede Irkçılık Tartışması: “Büyük Siyah Düşünürler Neden Filozof Sayılmıyor?”

James Baldwin

ABD merkezli gazeteci Justin Ray, The Chronicle için kaleme aldığı “Why Aren’t Great Black Thinkers Called Philosophers?” başlıklı yazısında, felsefenin tarihsel ve yapısal olarak Siyah düşünürleri dışladığını ve bu dışlamanın entelektüel olduğu kadar etik bir kriz yarattığını savundu. Ray’e göre, James Baldwin, Audre Lorde, bell hooks ve Angela Davis gibi isimlerin “filozof” unvanıyla anılmaması yalnızca bir etiket meselesi değil; bilgi üretimi üzerinde kurulan bir entelektüel apartheid.

Ray, yazısında özellikle James Baldwin’in insanlık durumu, özgürlük, ırk ve kimlik üzerine düşüncelerini yalnızca politik ya da edebi değil, doğrudan felsefi olarak nitelendiriyor. Baldwin’in şu sözüne dikkat çekiyor: “Eşi benzeri görülmemiş bir şey yapmamızı istiyorum: bir düşman yaratmayı gerekli bulmadan kendimizi yaratmak.” Ray, bu ifadenin metafizik ve etik derinliğine dikkat çekerek, bunun yalnızca bir sosyal eleştiri değil, aynı zamanda saf anlamda felsefe olduğunu belirtiyor.

Ancak Baldwin, kamuoyunda hâlâ bir “romancı” ya da “denemeci” olarak tanıtılıyor. Aynı şekilde, Audre Lorde’un öfke ve hakikat arasındaki ilişkiyi sorguladığı çalışmaları, bell hooks’un ontolojik sevgi kuramları ya da Angela Davis’in ceza adaleti sistemi üzerine analizleri genellikle “kültürel eleştiri” ya da “aktivizm” başlıkları altında sınırlanıyor. Oysa bu düşünceler, hakikat, özgürlük, insan doğası gibi doğrudan felsefi sorulara cevap arıyor.

Ray, bu dışlamanın bireysel örneklerle sınırlı olmadığını da verilerle ortaya koyuyor: Amerikan Felsefe Derneği’nin 2024 verilerine göre 6.985 üyenin yalnızca 116’sı Siyah — bu da %2’nin altında bir temsiliyet anlamına geliyor. George Yancy gibi felsefeciler, bunun felsefe camiasında hâlâ sürdürülen ırkçı varsayımların bir sonucu olduğunu belirtiyor.

Yazıda ayrıca Afrika kökenli düşünce geleneklerine — örneğin Ubuntu kavramına — yer veriliyor. Ray, bu geleneklerin Batı merkezli bireyci düşünce yapısına güçlü alternatifler sunduğunu ve felsefe müfredatlarında yer almamasıyla öğrencilerin hem felsefi hem de ahlaki bakımdan yoksun bırakıldığını savunuyor.

Makale, Amanda Gorman’ın 2021’de Joe Biden’ın yemin töreninde okuduğu şiirle sona eriyor. Gorman’ın demokrasiye dair sözleri — “Demokrasi korunacak bir şey değil, nihayet gerçekleştirmemiz gereken bir şeydir” — Ray’e göre çağımızın felsefi sorularını dile getiren yeni kuşağın temsilcisi niteliğinde.

Ray, son olarak şu uyarıda bulunuyor: “Filozof yalnızca kanonda değildir. Filozof burada. Konuşuyor. Soru şu: Onu tanıyacak mıyız?”