Yüzlerce gazeteci, hapisteki gazetecilere özgürlük çağrısıyla İstanbul’da bir yürüyüş ve basın açıklaması yaptı. Açıklamada “Onlarca gazeteci tutsak olduğu sürece hiçbirimiz özgür olamayacağız” denildi.
Cumhuriyet gazetesi muhabiri Ahmet Şık’ın hapisteki 300’üncü günü nedeniyle bugün İstanbul’da bir araya gelen yüzlerce gazeteci, “dünyanın en büyük gazeteci hapishanesi” diye niteledikleri Türkiye’deki gazetecilere özgürlük çağrısı yaptı.
Kendilerini “Dışarıdaki Gazeteciler” olarak tanımlayan grubun çağrısıyla Kadıköy’deki bir parkta buluşan gazeteciler, “Susma haykır, özgür basın haktır” ve “Ahmet çıkacak, yine yazacak” sloganlarıyla yaklaşık bir kilometre yürüyerek, bir basın açıklaması yaptı. Yürüyüşe, muhalefetteki Cumhuriyet Halk Partisi ve Halkların Demokratik Partisi’nden bazı milletvekilleri ve sanatçılar da destek verdi.
Gazeteciler basın açıklamasında, “Onlarca gazeteci tutsak oldukça hiçbirimiz özgür olamayacağız” dedi. Basın açıklaması şöyle devam etti:
“Gazetecilerin tutsak edilmesi, gerçeğin gizlenmesi ve yalanların ortaya çıkmaması içindir. Hakkın, hukukun, adaletin ayaklar altına alınıp, çiğnenmesi içindir. İşkencecilere yol vermek, evlatlarımızın neden katledildiklerini unutturmak, katillerden hesap sormamak içindir.”
Açıklamada, gazetecilerin hapsedilmesinin, iş cinayetleri, emeğin sömürülmesi, taciz, tecavüz ve eğitimsizliğin tamamen görümez kılınması için olduğu ifade edildi.
Basın açıklaması, 31 Ekim Salı günü görülecek Cumhuriyet ve Özgür Gündem gazeteleri davalarına hep birlikte tanıklık etme çağrısıyla sona erdi.
Dışarıdaki Gazeteciler inisiyatifinden Hilmi Hacaloğlu, bugün yaptıkları “gazetecilere özgürlük için el ele” çağrısını şöyle anlattı:
“Beraber olalım. Çünkü, daha demokratik, daha adil, özgür ve müreffeh bir Türkiye istiyorsak, bir şeylerin değişmesi lazım. Bunun için de öncelikle cezaevlerindeki adaletsizliğe uğrayan insanların çıkması gerekiyor. Bu nedenle, sesimizi duyurmak ve toplumsal farkındalık yaratmak için sokağa çıktık. İnsanların birbirlerine sarılmasıyla bitirdik eylemimizi.”
Basın İş Sendikası Başkanı Eren: 170 civarında gazeteci hapiste
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’na bağlı Basın İş Sendikası Başkanı Faruk Eren’in verdiği bilgiye göre, Türkiye’de halen 170 civarında gazeteci hapiste. Eren, “Bağımsız kuruluşların oluşturduğu uluslararası endekslerde Türkiye, basın ve ifade özgürlüğünde her sene basamak basamak aşağı yuvarlanıyor. Şu anda 180 ülke arasında 155’inci sırada. Bu, basın ve ifade özgürlüğü için çok vahim bir tablo” dedi.
Eren bu tabloyu şöyle özetledi: “Bir önceki cuma günü Özgür Gündem davası vardı. Türkiye’deki gazetecilerin saygı duyduğu, iyi bir gazeteci Tuğrul Eryılmaz’a ceza verdiler. Pazartesi bir başka dava vardı. Salı günü insan hakları savunucularının yargılandığı dava vardı. Perşembe benim davam vardı. Cuma Murat Aksoy’un davası vardı. Yani, adliyede hemen her gün bir gazeteci davası oluyor.”
Basın İş Sendikası Başkanı Faruk Eren, “terör örgütü propogandası yaptığı” suçlamasıyla geçen yıl kapatılan Özgür Gündem gazetesiyle dayanışmak amacıyla yapılan “nöbetçi yayın yönetmeni” eylemi nedeniyle yargılanıyor. Eren hakkında 15 yıl hapis cezası talebi var.
Cumhuriyet gazetesi davasında 18 kişiyle birlikte yargılanan ve 6 ay hapis yattıktan sonra geçen Temmuz ayında serbest bırakılan avukat Bülent Utku, gazeteci Ahmet Şık’ın Silivri cezaevindeki koğuş arkadaşlarındandı. Utku, Şık’ın dışarıdaki gazetecilerin yeteri kadar etkin olmadıklarından şikayetçi olduğunu söyledi.
Utku cezaevindeki koşulları ise şöyle anlattı: “Olağanüstü Hal uygulaması nedeniyle yayınlanan kanun hükmünde kararnamelere dayanılarak, cezaevleri inanılmaz bir tecrite tabi tutuluyor. Biliyorsunuz, Ahmet Şık daha önceden deneyimli. Daha önceki koşullarla bugünü kıyaslıyordu sık sık ve bugünkü koşulların çok daha ağır olduğu görüşündeydi. Gerçekten de öyle. Haftada bir saat avukat görüşü, bir saat yakın görüşü, 15 günde bir de telefonla görüşme izni var.”
Gazeteci Ahmet Şık, 2011 yılında “Ergenekon terör örgütüne üye olmak” suçlamasıyla bir yıl hapis yatmıştı. Polis, 15 Temmuz 2016’daki kanlı darbe girişiminden sonra “Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ)” diye anılan örgütün polis içindeki yapılanmasını anlatan ve “İmamın Ordusu” adını vermeyi planladığı kitabına daha basılmadan el koymuştu.
Şık, bugün FETÖ ve PKK propogandası yaptığı iddiasıyla 302 gündür tutuklu.
Kaynak: DW Türkçe, Kürşat Akyol/İstanbul
- Bilim İnsanları, Bazı Kişilerin Neden Covid Olmadığını Buldu - 21 Haziran 2024
- Tüketicinin İyimserliği Azalıyor - 21 Haziran 2024
- Akşener, Erdoğan’dan Ne İstedi? - 7 Haziran 2024