Dilek İmamoğlu: “Ekrem’in Davası Artık Bir Sembol”

Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasıyla başlayan siyasi kriz Türkiye’de büyük yankı uyandırmaya devam ederken, eşi Dilek İmamoğlu bu süreci ve ülkedeki siyasi atmosferi değerlendiren bir makale kaleme aldı. İngiltere merkezli The Economist’te yayımlanan yazısında, Türkiye’deki hukukun üstünlüğü krizine, artan siyasi baskılara ve halkın demokrasi mücadelesine dikkat çeken Dilek İmamoğlu, yaşanan sürecin yalnızca bir kişi veya bir partiye yönelik olmadığını, bunun tüm ülkenin geleceğini ilgilendiren bir mesele haline geldiğini vurguladı.

“Ekrem’in Davası Demokrasi İçin Bir Dönüm Noktası”

Dilek İmamoğlu, eşi Ekrem İmamoğlu’nun 19 Mart’ta gözaltına alınmasının toplumda büyük bir öfke ve üzüntüye yol açtığını belirterek, Türkiye’nin giderek daha otoriter bir rejime sürüklendiğini ifade etti. Ekrem İmamoğlu’nun uzun süredir siyasi baskılara maruz kaldığını, ancak son aylarda bu baskıların daha da yoğunlaştığını vurguladı.

İmamoğlu’nun Mart 2019’daki yerel seçimlerde AKP’yi mağlup ederek İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olmasının ardından, hükümetin onu itibarsızlaştırmak ve siyasetten uzaklaştırmak için çeşitli hukuki ve idari engeller çıkardığını belirten Dilek İmamoğlu, “Ekrem’in adaylığını engellemek için önce itibarsızlaştırma kampanyaları, ardından hukuki süreçler devreye sokuldu. Son olarak, 31 yıl önce kazandığı üniversite diplomasının geçersiz ilan edilmesiyle, cumhurbaşkanlığı adaylığına engel konulmak istendi” dedi.

“Bu Süreç Sindirme Değil, Harekete Geçirme Etkisi Yarattı”

Dilek İmamoğlu, eşi Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının yalnızca bir sindirme girişimi olmadığını, aksine halkı harekete geçiren bir dönüm noktası haline geldiğini belirtti. Türkiye’nin dört bir yanındaki insanların bu süreci bir kırılma anı olarak gördüğünü ifade eden İmamoğlu, “Ekrem’in davası artık hukukun üstünlüğünün çöküşünün, ifade özgürlüğünün daralmasının ve yönetenler ile halk arasındaki uçurumun sembolü haline geldi” dedi.

Ülkede derinleşen ekonomik kriz, eğitimde yaşanan çöküş ve gençlerin gelecek umudunu kaybederek ülkeyi terk etmesi gibi konulara da değinen Dilek İmamoğlu, tüm bu olumsuzluklara rağmen halkın umudunu kaybetmediğini ve demokrasi mücadelesini sürdürmeye kararlı olduğunu vurguladı. CHP’nin 2024 yerel seçimlerinde birinci parti olarak çıkmasının da halkın değişim isteğinin en net göstergesi olduğunu belirtti.

“Bu Mücadele Hepimizin, Kadınların, Gençlerin ve İşçilerin Mücadelesi”

Dilek İmamoğlu, siyasi baskılara ve hukuksuzluklara karşı verilen mücadelenin sadece bir kişinin veya bir partinin mücadelesi olmadığını, toplumun her kesiminin bu süreçte söz sahibi olması gerektiğini belirtti. Kendisinin gücünü Türkiye’deki kadınlardan, annelerden, öğrencilerden ve işçilerden aldığını söyleyen İmamoğlu, “Türkiye, korkuyla değil, demokrasi, hukuk, eşitlik ve birlikte yaşama temelinde yeniden inşa edilecektir” ifadelerini kullandı.

Fikirlerin hapsedilemeyeceğini ve adaletin yasaklanamayacağını vurgulayan Dilek İmamoğlu, Türkiye’nin daha önce de zor dönemlerden geçtiğini, ancak halkın her seferinde demokratik iradesini koruyarak bu süreçleri aşmayı başardığını belirtti. “Bu ülke karanlık dönemlerden geçmiştir ve bu dönemden de demokratik iradesini koruyarak çıkacaktır. Bunu sadece cumhuriyetin kurucularına değil, aynı zamanda daha iyi bir gelecek isteyen milyonlarca insana borçluyuz” diyerek mücadelenin süreceğinin altını çizdi.