Çocukların perspektifinden yoksulluk: Vücutlarına yerleştirilen kameralarla araştırıldı

Otago Üniversitesi’nin yürüttüğü çalışmada başkent Wellington’da 16 okuldan, 11-13 yaş arası rastgele seçile 168 çocuğun vücuduna dört gün boyunca kamera takıldı. Kameralar her yedi saniyede bir fotoğraf çekerek çocukların okul dışındaki saatlerini ve hafta sonunu görüntüledi.

New Zeland Medical Journal’da yayınlanan araştırmanın yazarı halk sağlığı uzmanı Louise Signal “Kameralar devamlı çocukların üstündeydi, normal hayatlarına devam ettiler. Top oynadılar, yemek yerken, bir yere giderken görülüyorlar” dedi.

Fotoğraflar ayrıca çocukların barınma şartlarını da belgeledi; buzdolaplarında, mutfak dolaplarında neler olduğu, özel alanlarının olup olmadığı, kumar, içki, küflü duvar gibi zararlı şeylere maruz kalıp kalmadığına bakıldı.

Signal çocukların perspektifinden yaşanan yoksulluğu gerçek anlamda göstermek için çocuklara kamera takılarak yapılan ilk çalışma olduğunu belirtti.

Kameralardan gelen verilerle çocukların abur cubura ne kadar maruz kaldıklarını gösteren bir yan bir çalışma da yapıldı.

Araştırmacılar en düşük ve en yüksek seviyede yoksullukta yaşayan çocukların görüntülerini karşılaştırdı.

Daha yoksul evlerde yaşayan çocukların daha az sağlıklı yemeğe erişimi olduğu, daha az eğitim kaynağına sahip olduğu, teknolojiye ve evde ödev yapacak sessiz alana sahip olmadığı, çoğunlukla küflü, fazla kalabalık evlerde yaşadıkları ve içki gibi zararlı şeyler maruz kaldığı görüldü.

Signal çalışmalarını şu sözlerle değerlendirdi: “Yürek burkan ve utanç verici bir tablo. Bizim ekonomik durumumuzda olan bir ülke için böyle bir şeyin bahanesi olamaz. Her zaman büyümek için harika bir ülke olduğumuzu söyleriz ama bu sadece bazı çocuklar için geçerli.“