BoÄŸaziçi Ãœniversitesi 2021 başından beri sürekli olarak artan bir baskı ve ele geçirme uÄŸraşı ile karşı karşıya. Son bir hafta içinde bu uÄŸraÅŸta iktidar ve temsilcisi rektör birkaç adım daha ilerledi. Bugüne kadar atılmış tüm adımlar nasıl BoÄŸaziçi Ãœniversitesi’nin kimliÄŸine ve kurumsal kültürüne aykırı ve zararlı ise, son adımlar da aynı ÅŸekilde aykırı ve zararlı.
Bir süredir bu saldırı doÄŸrudan akademik kadroyu hedeflemeye baÅŸladı. Bu çerçevede son günlerde atılan adım, emekli olduktan sonra üniversitede ders vermeye devam eden hocaların tasfiyesi oldu. Amaç öncelikle akademik özgürlüğe ve özerkliÄŸe sahip çıkan insanların bir bölümünü uzaklaÅŸtırmak, aynı zamanda boÅŸalacak görevler için iktidar yandaşı kadroları getirmek. Åžundan da adım gibi eminim, getirilecek olanlar ayrılanlar kadar nitelikli olmayacak. Ne gam, iktidarın birinci önceliÄŸi nitelik-liyakat deÄŸil zaten. Mesele büyük bir hedefe dayanıyor. Tüm kurumları teslim almak, öncelikle iktidara göre “yerli ve milli olmayanları”.
Aslında evrensel insan haklarını ve AÄ°HM kararlarını tanımamakla, evrensel üniversite anlayışıyla uyum içindeki kurumları ele geçirmek çabası aynı temel dünya görüşüne dayanıyor. Bu bakış açısı BoÄŸaziçi Ãœniversitesi’nin kararlı biçimde dik duruÅŸunu anlamıyor, anlamak istemiyor. Ä°ktidarın iki ortağı soruna bakışlarını 2021 başında çok net olarak ortaya koymuÅŸlardı. 5 Åžubat 2021 gününe ait basında R.T.ErdoÄŸan’ın ÅŸu sözleri bugüne ışık tutmuÅŸtu: ” BoÄŸaziçi Ãœniversitesi’ndeki olayları oradaki öğrencilerimizin olayı olarak tanımlamak mümkün deÄŸil. Bununla öğrencilerimizin yakından uzaktan alakası yok…Bu iÅŸi bir daha Gezi olaylarıyla aynı yere getiremeyecekler. Onun için de emniyet teÅŸkilatımız her türlü adımını kararlılıkla atıyor…76 üniversite ile ben bu görevi aldım devraldığımda. Åžu anda 207 üniversite var. Bakınız karıştıra karıştıra sadece BoÄŸaziçi Ãœniversitesi’ni karıştırdılar”.
Ä°ktidarın küçük ortağının lideri ise daha da keskin bir dil kullanmıştı, 3 Åžubat 2021 günlü basına göre: “Çocuk veya öğrenci dedikleri vandaldır, barbardır, gözlerini kan ve nefret bürümüştür…EÅŸkıyalar BoÄŸaziçi’ne tutunarak ülkemize meydan okuyor. BoÄŸaziçi Ãœniversitesi’ndeki olaylara destek vermek geldiÄŸimiz bu aÅŸamada teröre destek vermektir”. Yine 3 Åžubat 2021 günlü medyada R.T.ErdoÄŸan’ın ÅŸu ifadesi çok nettir: “Terör örgütlerinin üyesi olan bu gençleri biz ülkemizin gerçek manada milli ve manevi deÄŸerlere sahip gençleri olarak kabul etmiyoruz”. Bu cümlelerde çok açık olarak ortaya konan bakış açısı, amacı ve de zaman içinde atılabilecek adımları az çok belli etmektedir. Bununla birlikte çoÄŸumuz bugün gördüğümüz ve yaÅŸadığımız örneklerle karşılacağımızı pek öngörmemiÅŸtik. ÖrneÄŸin ben son günlerde uzaklaÅŸtırılan kıdemli hocaların bir bölümünü yakından tanıyorum ve onların uzaklaÅŸtırılmalarının öğretimin niteliÄŸi açısından ne kadar sakıncalı olduÄŸunu çok iyi biliyorum. Alpar ve Cevza Sevgen, Yaman Barlas, Faruk Birtek 30 yılı aÅŸkın bir süredir Ãœniversite Öğretim Ãœyeleri DerneÄŸi dolayısıyla yakından tanıdığım, çok deÄŸerli akademisyenler, aynı ÅŸekilde Ä°zzettin Önder 1969’dan 1981’e kadar aynı kürsüde çalışmış olduÄŸum, sonraki yıllarda da birçok demokratik çabada birlikte olduÄŸum çok deÄŸerli bir akademisyen. Bu arkadaÅŸların emekli olduktan sonra ders veriyor olmaları sadece BoÄŸaziçi için deÄŸil, Türkiye için çok önemli bir hizmettir. Onları uzaklaÅŸtırmak da sadece BoÄŸaziçi’ne deÄŸil, Türkiye’ye kötülük yapmaktır. Bunu belli çevrelere anlatmak mümkün deÄŸildir, çünkü onların birinci derdi nitelikli öğretim ve araÅŸtırma deÄŸildir, kadrolaÅŸmaktır. Onun için tepeden inme fakülte kurarlar, üniversitenin ortamına ve standartlarına uymayan ve uyamayacak insanları yönetim makamlarına getirirler. Bu konuda son örnek de BoÄŸaziçi Ãœniversitesi Ekonomi Bölümü baÅŸkanı Ãœnal Zenginobuz’un görevden üç ay süreyle uzaklaÅŸtırılmış olmasıdır. Zenginobuz da tanıdığım çok deÄŸerli bir akademisyen olduÄŸu kadar, medeni cesareti yüksek bir aydındır. KarşılaÅŸtığı iÅŸlem hem haksız, hem de kuruma zararlıdır.
Tüm bu aÅŸamalarda hepimize umut veren bir nokta BoÄŸaziçi öğretim kadrosunun büyük bölümünün hem kurumlarına, hem akademik ilke ve deÄŸerlere kararlılıkla sahip çıkıyor olmalarıdır. Bu konudaki son önemli örnek de, Zenginobuz’un üç ay uzaklaÅŸtırılması kararına tepki olarak Ekonomi Bölümü’nün tüm hocalarının imzalarıyla yaptıkları açıklamadır.
Sonsöz olarak ÅŸunu eklemekte yarar var, her darbe döneminde üniversiteler ağır bedeller ödemiÅŸtir. FETÖ ayaklanması bahane edilerek girilen anti-demokratik dönemde de birçok demokrat öğretim elemanı üniversitelerden uzaklaÅŸtırılmıştır. BoÄŸaziçi Ãœniversitesi de zaten iktidarın ciddi hedefleri arasında idi. 2016’da toplam 447 öğretim üyesinden 403 kiÅŸinin katıldığı ve 399 geçerli oyun kullanıldığı seçimde 348 oy alan Gülay BarbarosoÄŸlu’nun aylarca atanmaması ve sonrasında seçime hiç katılmamış olan bir öğretim üyesinin rektör olarak atanması iktidarın BoÄŸaziçi’ne iliÅŸkin niyetleri hakkında ciddi bir uyarı niteliÄŸinde idi. Bugün geldiÄŸimiz noktada tek çıkış yolu artık çok açıktır: Önümüzdeki seçimde demokrasi güçlerinin birliÄŸinin saÄŸlanması, yeni bir dönemin açılması ve adı bile uydurma olan çumhurbaÅŸkanlığı hükümet sisteminden kurtuluÅŸ sürecinin uygulamaya konmasıdır.
- Osman Kavala 2500 Gündür Hapis - 4 Eylül 2024
- Bir Televizyon Tartışması Amerika’yı Sarstı - 28 Haziran 2024
- Enflasyon Düşecek, Ama Fiyatlar Değil - 3 Haziran 2024