Dünya Covid-19 salgını, göçmen krizi gibi sorunlarla 2021 yılını geride bırakırken, gelecek yıl da krize dönüşen birçok uluslararası konu çözüm bekleyecek.
ABD başta olmak üzere Batılı ülkelerle Rusya arasında çıkan Ukrayna ve Belarus gerilimi sürüyor. Çin de baskıcı Uygur politikaları ve Tayvan sorunu nedeniyle uluslararası gündemin ilk sıralarında yer alıyor.
Covid-19 salgını ve yeni varyantlar
2021 yılının sona gelirken bu yıl dünya genelinde Covid-19’un etkileri artarak devam etti. Yeni çıkan varyantlar salgının hızlanmasına ve endişelerin artmasına neden olurken, aşılama çalışmaları da sürdü.
Ancak dünyada salgının sonu gelmedi. Dünya genelinde yaklaşık 270 milyon kişi hastalığa yakalanırken 5 milyondan fazla insan yaşamını kaybetti. 240 milyon kişi de hastalığı yenerek sağlığına kavuştu.
Beşinci dalgası yaşanan Covid-19 salgını gelecek yıl da dünya genelinde etkili olmaya devam edecek.
Güney Afrika’da tespit edilen Omicron varyantı dünya genelinde birçok ülkeye ulaştı bile. İngiltere’de varyantın toplum içinde yayılmaya başladığının işaretleri görüldü. Bilim insanları ilk verilere göre son derece bulaşıcı Omicron’un halen dünyada çapında en baskın Covid-19 varyantı olan Delta’yı geçebileceği görüşünde.
Omicron varyantının etkisiyle vaka sayılarındaki artışa göre ülkeler de aldıkları önlemleri çeşitlendirip sürdürüyor. Yeni ilaçlar ve aşılara karşın salgının önümüzdeki yıl da sonlanması beklenmiyor.
Göçmen krizi
Suriye, Yemen, Afganistan, Irak ve Afrika’nın bazı ülkelerinde süren iç savaş ve politik istikrarsızlık binlerce insanı evinden etti. Ülkelerini terk eden bu insanların büyük çoğunluğu Avrupa ülkelerine gitmek üzere yollara döküldü.
Bu krizden en çok etkilenen ülkelerin başında gelen Türkiye’de 4 milyondan fazla göçmen toplandı. Avrupa’nın sınırları kapatmasının ardından Türkiye’de kalan çoğunluğu Suriyeli göçmenler için Brüksel ile Ankara arasında anlaşma yapıldı. AB anlaşma kapsamında göçmenlere mali yardımda bulunurken, Türkiye’deki göçmen sorunu önümüzdeki yıl da çözüm bekleyecek başlıca konulardan biri olacak.
Batı ile Rusya arasında Ukrayna ve Belarus gerilimi
Ukrayna’nın doğusunda başlayan silahlı çatışmalardan sonra Rusya’nın Kırım’ı ilhak etmesi ile zirveye çıkan gerilim de bölgede yayılıyor. Ukrayna’yı işgal planı çerçevesinde sınırlara askeri yığınak yapmakla suçlanan Rusya, bu iddiaları reddediyor.
Ancak Moskova da Batılı ülkeleri Ukrayna’nın NATO üyeliği konusunda uyarıyor. Kremlin, Ukrayna’nın olası NATO üyeliğine sert tepki gösterirken bu ülkeye yapılan silah ve askeri sevkıyat konusunda da Batılı ülkeleri hedef alıyor.
Bölgede Ukrayna gerilimi yıllardır devam ederken, Belarus Batılı ülkelerle Rusya arasında ikinci bir cephe oldu. AB ve ABD, Belarus’ta yapılan seçimin ardından başlayan protestolara müdahale nedeniyle Minsk yönetimine sert yaptırım kararları aldı.
Moskova ile sorunlar yaşayan Minsk yönetimi uygulanan yaptırımlar sonrası Rusya’nın desteğini alarak Batılı ülkelere cevap verdi. Irak ve Suriye gibi Orta Doğu ülkelerinden Belarus’a gelen göçmenler Polonya sınırına yığıldı.
Minsk yönetimi AB’nin uyguladığı yaptırımlara göçmen kartıyla cevap verdi. Göçmenlerin bir kısmı ülkelerine geri gönderildi ancak, Batılı ülkelerle Rusya’nın Ukrayna ve Belarus üzerinden hesaplaşmasının gelecek yıl da sürmesi olasılığı devam ediyor.
İklim değişikliği
İklim değişikliği dünya genelinde yaşamı zorlaştırmaya devam ediyor. Bu yıl şiddetli yağışlar Çin’i ve Batı Avrupa’yı sular altında bırakarak yüzlerce insanın ölümüne sebep oldu.
Dünya şimdiden, sanayi öncesi seviyelere göre yaklaşık 1,1 derece daha sıcak. Son kırk yılın her bir 10 yılı, 1850’den bu yana herhangi bir 10 yıldan daha sıcak geçti.
Almanya İklim Hizmet Merkezi’nden (GERICS) klimatolog Daniela Jacob, “Sadece birkaç on yılda böyle bir küresel ısınmayı hiç yaşamadık. Yarım derece bile, çok daha zor hava koşulları anlamına geliyor ve bunlar daha sık, daha yoğun olabiliyor ve zamanla uzayabiliyor.”
Küresel ısınmanın 1,5 santigrat derece ile sınırlanabilmesi için uluslararası anlaşmalar ve çalışmalar yapıldı. Sıcaklık artışını 2 derece ile sınırlandırmayı hedefleyen Paris İklim Anlaşması birçok ülke tarafından onaylandı.
Birleşmiş Milletler İklim Zirvesi COP26 düzenlendi, bilim insanları ile dünya liderleri, küresel ısınmayı 1,5 santigrat derece ile sınırlama gereğini defalarca vurguladı.
Küresel ısınmanın sınırlandırılması ve salınan gazların azaltılması için çabalar sürse de çoğu yönetim verdikleri taahhütleri yerine getirmiyor.
Doğu Asya’da savaş gerginliği: Çin, Tayvan ve ABD
Tayvan’ı kendi toprağı olarak gören Çin yönetimi, ada yönetimini bağımsızlık ilan etmesi durumunda savaşla tehdit ediyor.
Pekin yönetimine ait savaş uçakları Tayvan hava sahasını sıklıkla ihlal ederken, ABD yönetimi de bölgeye askeri gemiler göndererek Pekin’e mesaj veriyor.
Çin’de Mao Zedong’un 1949 yılında iktidara gelmesiyle sonuçlanan iç savaşta komünistlere yenilen milliyetçiler Tayvan adasına kaçmıştı. Her ne kadar iki taraf arasında iş, kültürel ve kişisel açılardan yakın ilişkiler bulunsa da demokratik özelliğini vurgulayan Tayvan “Tek Çin” altında Pekin tarafından yönetilmeye sıcak bakmıyor.
Tayvan Savunma Bakanı, Çin’le yaşanan gerilimin son 40 yılın zirvesine çıktığını ve Pekin’in adayı birkaç yıl içerisinde işgal edebileceğini öne sürdü.
ABD ise bölgede bir taraftan askeri varlık göstererek Pekin’e mesaj verirken, bir taraftan da diplomatik temaslarını sürdürüyor. ABD Başkanı Joe Biden, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile görüştüğünü ve Tayvan Antlaşması’na bağlı kalacakları üzerinde mutabık olduklarını söyledi.
Bu bölgedeki gerilimin de yeni yılda sürmesi bekleniyor.
- Bilim İnsanları, Bazı Kişilerin Neden Covid Olmadığını Buldu - 21 Haziran 2024
- Tüketicinin İyimserliği Azalıyor - 21 Haziran 2024
- Akşener, Erdoğan’dan Ne İstedi? - 7 Haziran 2024