Osman Kavala, Ekim 2017’den beri tutuklu bulunan bir iş insanı, sivil toplum aktivisti ve kültür sanat destekçisidir. Kavala, 15 Temmuz darbe girişimi ve Gezi Parkı olaylarına ilişkin davalar kapsamında “hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmıştır. Ancak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Kavala’nın tutukluluğunun keyfi olduğuna ve siyasi amaçlı olduğuna hükmetmiştir. AİHM, Türkiye’ye Kavala’yı derhal serbest bırakmasını ve tazminat ödemesini emretmiştir.
Türkiye, AİHM kararını uygulamadığı için Avrupa Konseyi ile ciddi bir kriz yaşamaktadır. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, AİHM kararlarının uygulanışını denetleyen bir organdır. Bakanlar Komitesi, Kavala dosyasında Ankara ile diyalog kurmaya çalışmış ancak sonuç alamamıştır. Bu nedenle Bakanlar Komitesi, Eylül 2023’te Türkiye’ye yönelik olası yaptırımları görüşmeye başlayacağını duyurmuştur.
Bu yaptırımlar arasında Türkiye’nin Avrupa Konseyi üyeliğinin askıya alınması veya sonlandırılması gibi ağır seçenekler de bulunmaktadır. Bu seçenekler, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 46’ncı maddesinin 5’inci paragrafına dayanmaktadır. Bu paragraf, AİHM kararlarına uymayan bir devlete karşı Bakanlar Komitesi tarafından gerekli önlemlerin alınmasını öngörmektedir. Bu önlemler arasında devletin Avrupa Konseyi’ndeki oy hakkının askıya alınması veya devletin Avrupa Konseyi üyeliğinden çıkarılması gibi sonuçlar doğurabilir.
Bu durum, Türkiye’nin Avrupa ile ilişkilerini ciddi şekilde zedeleyebilir. Türkiye, Avrupa Konseyi’nin kurucu üyesidir ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne taraf olması nedeniyle AİHM kararlarına uymakla yükümlüdür.
Avrupa Birliği (AB) de Kavala konusunda Türkiye’yi eleştirmektedir. AB yetkilileri, Kavala’nın serbest bırakılmasını istemiş ve Türkiye’nin demokrasi ve hukukun üstünlüğü konusunda gerilediğini belirtmiştir. AB ile Türkiye arasında son dönemde yaşanan yumuşama sürecine rağmen, tam üyelik müzakerelerinde ilerleme beklenmemektedir. AB ile Türkiye arasındaki ilişkilerde yeni bir çerçeve arayışının hızlanacağı öngörülmektedir.
ABD de Kavala davasına tepki gösteriyor. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price, Kavala’nın mahkumiyetini “kabul edilemez” olarak nitelendirmiş ve Türkiye’yi AİHM kararına uymaya çağırmıştır. Price, “Türkiye’nin demokratik kurumlarını güçlendirmesi ve insan haklarına saygı duyması gerektiğini” söyledi.
Kısacası, Osman Kavala davası, Türkiye’nin Avrupa ve ABD ile ilişkilerinde önemli bir sorun haline gelmiştir. Türkiye’nin bu konuda nasıl bir tavır takınacağı merak edilmekte.
- Talihsiz Anjel Hala ve Edirne Kuşatması Günleri - 29 Ocak 2025
- Bilim İnsanları, Bazı Kişilerin Neden Covid Olmadığını Buldu - 21 Haziran 2024
- Tüketicinin İyimserliği Azalıyor - 21 Haziran 2024