Akkuyu Nükleer Santrali’nin Soğutma Sorunu: Akdeniz’in sıcaklığı artıyor

Akkuyu Nükleer Güç Santrali (NGS) projesi, Türkiye’nin enerji ihtiyacını karşılamak için önemli bir adım olarak görülüyor. Ancak bu projenin çevresel ve ekonomik etkileri de tartışma konusu oluyor. Akdeniz’de su sıcaklığının artması, nükleer santralin çalışmasını olumsuz etkileyebilecek bir faktör olarak dikkat çekiyor.

Akkuyu NGS, Rusya’nın devlet şirketi Rosatom tarafından Mersin’in Gülnar ilçesinde inşa ediliyor. Projenin toplam maliyeti 20 milyar dolar olarak açıklanmıştı. Santralin dört reaktörden oluşması ve her bir reaktörün 1200 megavat elektrik üretmesi planlanıyor. İlk reaktörün 2023 yılında, diğer üç reaktörün ise 2026 yılına kadar devreye alınması hedefleniyor.

Nükleer santraller, elektrik üretmek için nükleer yakıtın fisyon reaksiyonunu kullanıyor. Bu reaksiyon sırasında ortaya çıkan ısı enerjisi, suyu buharlaştırarak türbinleri döndürüyor ve elektrik üretiliyor. Ancak buharlaşan suyun tekrar soğutulması gerekiyor. Bu amaçla nükleer santraller, deniz, göl veya nehir gibi büyük su kaynaklarının yakınında kuruluyor.

Akkuyu NGS de Akdeniz’in kıyısında yer alıyor ve soğutma suyu için deniz suyunu kullanacak. Ancak Akdeniz’de su sıcaklığı, iklim değişikliği nedeniyle artış gösteriyor. Bu durum, nükleer santralin verimliliğini ve güvenliğini tehlikeye atabilir.

Akdeniz’de su sıcaklığı nasıl değişiyor?

Akdeniz, dünyanın en büyük kapalı denizi olarak biliniyor. Akdeniz’in su hacmi yaklaşık 4 milyon kilometreküp ve yüzey alanı yaklaşık 2,5 milyon kilometrekare. Akdeniz’in ortalama derinliği ise 1500 metre.

Akdeniz’in su sıcaklığı, mevsimlere, derinliğe ve coğrafi konuma göre değişiyor. Kış aylarında Akdeniz’in yüzey sıcaklığı ortalama 15 derece iken, yaz aylarında 25 dereceye kadar çıkabiliyor. Derinlik arttıkça ise su sıcaklığı azalıyor. Akdeniz’in en derin noktasında su sıcaklığı yaklaşık 13 derece.

Akdeniz’in su sıcaklığı, iklim değişikliği nedeniyle son yıllarda artış gösteriyor. Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) raporuna göre, Akdeniz’in yüzey sıcaklığı 1900-2018 yılları arasında 1,4 derece arttı. Bu artışın önümüzdeki yıllarda da devam etmesi bekleniyor.

Nükleer santralin soğutma suyu için kullanabileceği sınır nedir?

Nükleer santrallerin soğutma suyu için kullanabileceği sınır, santralin tasarımına ve tipine göre değişiyor. Genel olarak nükleer santrallerin soğutma suyu için kullanabileceği maksimum sıcaklık 30-35 derece arasında oluyor.

Akkuyu NGS’nin soğutma suyu için kullanabileceği maksimum sıcaklık ise 32 derece olarak belirlenmiş. Bu sınırın aşılması durumunda santralin verimliliği düşecek ve güvenlik riskleri artacak.

Akkuyu NGS’nin soğutma suyu için kullanacağı deniz suyunun sıcaklığı ise mevsimlere ve derinliğe göre değişiyor. Akdeniz’in yüzey sıcaklığı yaz aylarında 25 dereceye kadar çıkabiliyor. Ancak Akdeniz’in yüzey sıcaklığı, iklim değişikliği nedeniyle artmaya devam ederse, bu sınırın yaklaşılması veya aşılması mümkün olabilir.

Akkuyu NGS’nin soğutma suyu için kullanacağı deniz suyunun derinliği ise 20-25 metre arasında olacak. Bu derinlikte su sıcaklığı, yüzeye göre daha düşük olabilir. Ancak Akdeniz’in derinliklerinde de su sıcaklığının arttığı gözlemleniyor. IEA’nın raporuna göre, Akdeniz’in 0-2000 metre arasındaki derinliklerinde su sıcaklığı 1955-2018 yılları arasında 0,4 derece arttı.

Akkuyu NGS’nin soğutma suyu için kullanacağı deniz suyunun coğrafi konumu ise Mersin’in Gülnar ilçesinde olacak. Bu bölgede su sıcaklığı, Akdeniz’in diğer bölgelerine göre daha yüksek olabilir. Çünkü bu bölge, Akdeniz’in en dar ve en sığ noktası olan Çanakkale Boğazı’na yakın. Bu nedenle bu bölgede su dolaşımı daha az ve buharlaşma daha fazla oluyor.

Akkuyu NGS’nin soğutma suyu için kullanacağı deniz suyunun sıcaklığı, santralin çalışmasını etkileyebilecek bir parametre olarak önem taşıyor. Bu nedenle santralin soğutma sisteminin verimli ve güvenli bir şekilde çalışması için deniz suyunun sıcaklığının sürekli izlenmesi ve gerekli önlemlerin alınması gerekiyor.