1592 de Frankfurt’ta doÄŸdum. Ailemizin durumu olmadığı için okula gidememiÅŸtim. Ama büyük amcam Adalwin sayesinde evde eÄŸitim görmüştüm.Â
Bir gün 1634’te şafak sökerken dışarı çıktım ve çocukluk hayalim olan gemiye binip sefere çıktım. Tabi ki yardımcım Manny’de çağırmıştım. Manny 30’lu yaşlarda delikanlı aklı başında bir adamdı. Sefere çıktığımızda gemiyle kuzeye giderken bir anda korsanlar gemiye top atmaya başladı. Bir anda bilincimi kaybettim ve uyandığımda birkaç adam önümde belirdi. Bizi köpek balıklarına yem edeceklerini söylediler ve bizi denize ellerimiz bağlı şekilde attılar.
 Adaya kadar ellerimiz baÄŸlı yüzdük ama neredeyse köpek balıkları kanayan parmağımın kan kokusunu alıyorlardı. Ben ile Manny adaya vardığımızda ellerimizi diÅŸlerimizle çözmeyi baÅŸardık ve adayı gezdik. Bir gemi enkazı ile karşılaÅŸtık. Ä°htiyacımız olan aletler, yemekler vb. her ÅŸey bu gemi enkazında vardı. Adada barınak yaptık ve gemideki tüm eÅŸyaları getirdik.Â
Bir gün adanın güneyine doÄŸru giderken bir yerli halkı ile karşılaÅŸtık. Yerli halk bizi görünce birkaç adam garip garip danslar etmeye baÅŸladı. Aralarından birisi de bağırdı çağırdı ve yaklaşık kırk beÅŸ kiÅŸi geldi ve bize sis bombası attılar. Sonra da bayılmışız.Â
Bir süre sonra Manny beni uyandırdı, yerliler bizi küçük bir kulübeye koymuÅŸlardı. Ve kulübede küçük bir tabaÄŸa garip bir yemek koymuÅŸlar. Mecburen yemeÄŸi yedik. Yerli halkından bazıları Almanca biliyordu. Ve bizi köy meydanlarına çağırdılar. Yerliler bizi öldürmediler ama bazı ÅŸartları vardı ve malzemelerimizin hepsini istiyorlardı. Yerliler onlara her gün yedi litre süt saÄŸmamızı istiyorlardı. Bunları yapmazsak eÄŸer bizi öldüreceklerdi.Â
Böylece adada üç yılımız geçti ve bir gün ben ve Manny adadan kaçma planı yaptık. Planımız ÅŸuydu; ilk baÅŸta yerli halkın evin önüne koyduÄŸu adamları evdeki vazoyla bayıltacaktık. O adamların cebinden anahtarı alacaktık ve sonradan oradaki köpeÄŸe kemik atıp köpeÄŸi oyalayıp ormanın derinliklerine kaçacaktık sonra yerliler oraya gelmeden hazırladığımız sandala binip kaçacaktık. O gün geldiÄŸinde ilk baÅŸta her ÅŸeyi doÄŸru yaptık ama köpeÄŸe kemiÄŸi attığımızda köpek kemiÄŸi yemedi ve hav hav diye bağırmaya baÅŸladı.Â
Tüm yerli halk önümüzde belirdi. Bizi bağışlamaları için yalvardık ve bizi bağışladılar ama yine birkaç ÅŸartla. Yerli halkın liderinin ÅŸartları ÅŸunlardı. Onlara köle gibi çalışacaktık. 3 günde bir yemek yiyecektik. Ve malzemelerden balta yapıp ormanda her gün 15 kilo odun kıracaktık. Bunları yapa yapa 10 yıl geçti. Ve artık yavaÅŸ yavaÅŸ yaÅŸlanıyorduk ve artık iÅŸleri o kadar iyi yapamıyorduk. Ä°ÅŸleri iyi yapmadığımızda yemeÄŸimizden suyumuzdan kesiyorlardı. Tarihin nasıl geçtiÄŸini evdeki duvara yazdığım takvimden anlıyordum.Â
Bir gün yerlilerden gizli iÅŸaret fiÅŸeÄŸi yaptık. Ä°ÅŸaret fiÅŸeÄŸini havaya attık ve birkaç gemi gelmiÅŸti. Bir tanesi Almanya’da doÄŸduÄŸum yer olan Frankfurt’a gidiyordu. Bir tane gemi de Manny’nin memleketi olan Tokyo’ya gidiyordu. Biz de Tokyo’ya gittik. Tabi ki bunların hepsini yapmak 6 yılımızı almıştı. Eve gittiÄŸimizde ailemin öldüğünü ve tarihin 1653 olduÄŸunu öğrendik, yani adada toplam 19 yılımız geçmiÅŸti. Ben 61 yaşıma, Manny ise 49 yaşına girmiÅŸti. Ve üstelik ben ve Manny’yi herkes öldü sanıyordu. Herkese ölmediÄŸimizi duyurduk.Â
Akrabalarımıza her şeyi anlattık, onlar çok şaşırdı ve bazıları inanmadı. Üzücü olan şey ise kuzenim hastalanmıştı. Ama kuzenim kendini sağlam tuttu ve hastalığı atlattı. Ama fark ettiğimiz bir şey daha vardı. Yerliler peşimizi bırakmamışlardı. Yerliler, biz kaçarken bizi takip etmişlerdi. Ancak, biz takip ettiklerini biliyorduk. Yerlileri yakaladık. Ama serbest bıraktık. Çünkü birisinin yaptığının aynısını yapmak iyi bir davranış değildir. Bu tutumumuz sayesinde yerliler, birisini köle yerine koymanın iyi olmadığıyla ilgili ders çıkardılar.
- İmkânsızlığa Yolculuk: Bölüm 2 - 13 Aralık 2021
- İmkansızlığa Yolculuk: Bölüm (1) - 28 Eylül 2021
- Esrarengiz İzler - 7 Eylül 2021