Bardaktaki Gül AÅŸkına…

Seyfi CENGÄ°Z

Cevre sorunu 21inci yüzyilin büyük sorunlarindan biridir.
Yerkürede doga ve cevre bilincinin bu denli gelistigi bir cagda, siyasi ya da iktisadi bir
cikari söz konusu olmadikca, Munzur Projesi türünden girisimleri akli basinda hic kimse
desteklemez.
Devletin bu projeye neden ihtiyac duydugu belli.
Buna diger yazilarimda degindim.
Peki bu projeye acik ya da örtülü destek veren Dersimliler kimlerdir?
Bildigim kadariyla bunlarin basinda barajlari firsat bilip zenginlesmek isteyen "Tuncelili
isadamlari" zümresi, sirket sahipleri ve ortaklari geliyor. Kimi dernek baskani, kimi
avukat, kimi mühendis veya doktor, kimi de müteahhittir bunlarin. Dersim
de, Türkiye
metropollerinde, Almanya veya Avrupanin diger ülkelerinde belirli bir birikim edinmis
birkac yüz kisilik bir kitledir sözkonusu olan. Ama bunlar kendi firsatciliklarini ve
cikarlarini "memleket kalkinmasi"na katki ve "yurtseverlik" diye pazarlamayi da ihmal
etmezler.
Baska?
Bir de Munzur Vadisi boyunda yasayan, bu nedenle de birkac kurus istimlak bedeli veya
birkac yillik is imkani karsiliginda aldatilan köylüler var.
Dersimliler arasinda benim biligim kadariyla bu iki kesim disinda barajlara "evet"
diyebilen yoktur.
Barajlarla ilgili bir yazida okumustum. Bu konuda ne düsündügü sorulan halktan biri
"Munzur kimligin simgesidir" demis. Bir digeri "Burasi bir dere degil, namustur" diye
eklemis.
Ikisi de dogru söylemis.
Yurtseverligin de, devrimciligin de sinavdan gececegi kritik bir zamandayiz.
Bu projenin hukuki dayanaklari da yoktur.
Hukukcularin söylediklerinden anladigim kadariyla, Munzur Projesi,
1-TC Anayasasi
nin 63. Maddesine aykiridir,
2-Doga ve Cevre Mevzuatina aykiridir,
3-TC
nin de imzaladigi “Dünya Kültürel ve Dogal Mirasinin Korunmasina Iliskin
Sözlesme” (1972)hükümlerine aykiridir,
4-Avrupa Birliginin cevre ve tarih kriterlerine aykiridir,
5-Munzur Vadisi
nin 1971 yilinda Milli Park ilan edilmis olmasi da bu projenin aleyhine
bir kanittir.
Olaya iktisadi gelisme acisindan baktigimizda da bu projenin savunulabilecek yani
yoktur. Kamu binalari, karakollar, kislalar, beton bentler kalkinmaya hizmet etmez.
Bunlar “yatirim” degildir.
Dogru bir model secilirse kendi öz kaynaklari Dersimi kalkindirmaya yetebilir. Ama
bunu Dersim
i özgürlestirme stratejisinden bagimsiz olarak gerceklestirmek olanaksiz
gibi.
Dersimli kendi öz-kaynaklarina dayali bir gelisme modeli benimsemek, bu kaynaklarin
bu proje örneginde gördügümüz gibi kendisine karsi bir silaha dönüstürülmesine izin
vermemek zorundadir. Dersim, kendi kalkinma modelini kendi dogasi ve kültürel
mirasini özenle ve israrla koruyacak bir temele oturtmak, bunu olmazsa olmaz bir kosul
olarak benimsemek durumundadir.
Ünlü dizeleri hatirlayalim:
Dersim dört dag icinde
Gülü bardak icinde
Dersimi hak saklasin
Bir yarim var icimde
Bu dizelerin degisik versiyonlari mevcut.
Benim anladigim bu dizelerde Dersim
in “Bardaktaki gül” olarak tasvir edildigidir.
Gelin bu gülü soldurtmayalim!