Gazze’de Susan Sesler: 256 Gazeteci Hayatını Kaybetti

İsrail’in bir yılı aşkın süredir sürdürdüğü saldırılarda öldürülen gazetecilerin sayısı 256’ya ulaştı. Gazze’de artık hakikat, bombalar altında yankılanan bir sessizliğe dönüşüyor.

Basının Kalbi Gazze’de Durdu

İsrail ordusunun 8 Ekim 2023’te başlattığı saldırılardan bu yana Gazze’de hayatını kaybeden gazeteci sayısı 256’ya yükseldi.
Gazze’deki hükümetin medya ofisinden yapılan açıklamaya göre, son saldırılarda Filistin Gazetesi çalışanı Muhammed el-Muniravi yaşamını yitirdi.

Açıklamada, İsrail’in Filistinli gazetecilere yönelik sistematik saldırılarının artık münferit olaylar değil, bilinçli bir susturma stratejisinin parçası haline geldiği vurgulandı.
Gazze makamları, Arap Gazeteciler Birliği ve Uluslararası Gazeteciler Federasyonu başta olmak üzere tüm basın örgütlerini “sessizliğe ortak olmamaya” çağırdı.

Hakikatin Hedef Alındığı Savaş

Gazze’de yaşananlar, yalnızca bir askeri yıkım değil, hakikatin hedef alındığı bir savaş biçimi olarak tanımlanıyor.
İsrail ordusunun operasyonları sırasında, basın mensuplarının açıkça işaretlenmiş basın yelekleriyle hedef alınması, uluslararası hukukta “bilgiye yönelik saldırı” olarak nitelendiriliyor.

Medya ofisinin açıklamasında, İsrail’in “bilginin dolaşımını keserek savaş suçlarını görünmez kılmak” istediği ifade edildi.
Gazetecilerin öldürülmesi, yalnızca bir meslek grubunun değil, toplumun tanıklık hakkının da ortadan kaldırılması anlamına geliyor.

Bu tablo, Gazze’nin son bir yılda adım adım haber alınamayan bir kara deliğe dönüşmekte olduğunu gösteriyor.
Savaşın ilk aylarında dünya kamuoyuna ulaşabilen görsellerin yerini artık sessizlik aldı: ölü sayısı biliniyor, ama tanıklıklar kayboluyor.

Batı’nın Sessizliği, Saldırıların Ortağı

Gazze yönetimi, açıklamasında yalnızca İsrail’i değil, Batılı hükümetleri de bu saldırılardan sorumlu tuttu.
Açıklamada, “Sustukça suçun parçası oldular. Gazze’de öldürülen her gazeteci, uluslararası toplumun sessizliğinde ikinci kez öldürülüyor” ifadelerine yer verildi.

Uluslararası Gazeteciler Federasyonu (IFJ) daha önce yaptığı açıklamalarda, Gazze’deki durumun “modern çağın en kanlı gazetecilik bilançosu” olduğunu belirtmişti.
Ancak bu açıklamaların ötesinde, ne Birleşmiş Milletler’den ne de Batılı hükümetlerden bağımsız bir uluslararası soruşturma başlatılmadı.

Hak savunucuları, bu sessizliği “Batı’nın çifte standardı” olarak değerlendiriyor: Ukrayna’daki gazetecilere yönelik saldırılarda küresel dayanışma yükselirken, Gazze’de ölüm sıradanlaşmış durumda.

Gazeteciler, En Ön Cephede Tanıklık Ediyordu

Gazze’deki gazetecilerin büyük bölümü, sivil savunma ekipleriyle birlikte çalışıyor, bombardıman bölgelerinden bilgi ve görüntü aktarıyordu.
Birçoğu, aileleriyle birlikte evleriyle beraber yok edildi.
Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI), 2023–2025 arasında Gazze’de öldürülen gazetecilerin yüzde 90’ının sivil statüde ve aktif görevde olduğunu açıkladı.

Gazetecilik örgütleri, bu kayıpların yalnızca bireysel trajediler değil, dünya kamuoyunun bilme hakkına yönelik sistematik bir saldırı olduğunu vurguluyor.
Bir Gazze muhabirinin sözleriyle:

“Bir fotoğraf daha çekebilseydim, belki bir hayat kurtulmazdı; ama bir yalanın önüne geçilirdi.”

Ateşkesin Gölgesinde Yeni Bir Sessizlik

İsrail ordusu, 28 Ekim’de yeniden başlattığı saldırıların ardından bugün ateşkesin tekrar yürürlüğe girdiğini duyurdu.
Ancak Gazze sokaklarında yankılanan ses, artık sirenlerin değil, kayıp meslektaşların sessizliğinin sesi.
Bu sessizlik, basının değil, insanlığın sustuğu bir sessizlik.


  • NHY / Gazze Hükümeti Medya Ofisi Basın Açıklaması (Ekim 2025), Uluslararası Gazeteciler Federasyonu (IFJ) Raporları, 2024–2025, Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) Gazze Gazetecileri İzleme Verileri