İstanbul’da özel hastanelere sevk edilen yenidoğan bebeklerin bakımıyla ilgili ihmallerin yol açtığı ölümler ve yasa dışı kazançlar gündemde şok etkisi yarattı. İYİ Parti Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez’in sosyal medya hesabında paylaştığı belgelerde, çete üyelerinin yenidoğan bebeklerin hayatları üzerinde yaptıkları korkunç konuşmalar yer alıyor. Hemşire ve doktorlar arasındaki mesajlaşmalarda, ağlayan bebeklere sedatif verilerek hayatlarının tehlikeye atıldığı ve bazı durumlarda ölümle sonuçlandığı anlaşılıyor.
Turhan Çömez’in paylaştığı yazışmalar, ihmallerin nasıl kasıtlı bir soğukkanlılıkla yürütüldüğünü ortaya koyuyor. Söz konusu konuşmalarda bir hemşire, ağlayan bir bebeği Dormicum adlı uyuşturucu bir ilaç koklatarak “nefesini kestiğini” itiraf ediyor. Dormicum, sedatif bir madde olarak lokal anestezi öncesinde hastaların rahatlamasını sağlamak için kullanılıyor, ancak ilacın prospektüsünde bebekler ve çocuklar için dikkatli doz ayarlaması gerektiği vurgulanıyor.
“Bebeğin Nefesini Kestim” İtirafı
Yazışmalarda, çete üyelerinin bebeklerin “ağlamasını susturmak” gibi gerekçelerle ilacı doz aşımı riskiyle uyguladıkları ortaya çıktı. İlgili konuşmalardan bazıları şöyle:
Hemşire: “Bebek pisliğin teki çıktı İlker baba!”
Doktor: “Entübe edelim.”
Hemşire: “Hocam, özel bebeğe az dormicum (uyuşturucu) koklattım, deli gibi ağlıyordu, kestim nefesini haberiniz olsun.”
Bu dehşet verici mesajlar, bebeklerin yaşamlarının keyfi kararlarla sonlandırılabildiğini gözler önüne seriyor.
Dormicum Kullanımında Ciddi Uyarılar
Dormicum gibi güçlü sedatifler, özellikle risk grubundaki hastalarda çok dikkatli doz ayarlaması gerektiren ilaçlar arasında yer alıyor. İlaç prospektüsünde, çocuklar ve yaşlılar gibi yüksek risk grubundaki hastalar için dozumun bireysel ayarlanması gerektiği vurgulanıyor. Çömez, ilacın yanlış kullanımının, özellikle yenidoğan bebeklerde ölümcül sonuçlar doğurabileceğini belirtti.
Uzman doktorlar da bu tür ilaçların bebeklerde doz aşımı yapılmasının çok ciddi yan etkiler yaratabileceğine dikkat çekiyor. Üstelik hastane yönetimlerinin ve denetleyici sağlık kuruluşlarının böylesi tehlikeli ihlallerden haberdar olmaması düşünülemez, bu yüzden olayın sadece sağlık personeliyle sınırlı kalmadığına dair güçlü şüpheler var.
Sistemdeki Çürümüşlük: Soruşturmalar Yetersiz Mi?
Yenidoğan çetesiyle ilgili açılan soruşturma, Türkiye sağlık sisteminin içindeki yozlaşmayı ve denetim yetersizliğini de bir kez daha gündeme taşıdı. Sağlık Bakanlığı’ndan olayla ilgili kapsamlı bir denetim süreci başlatıldığı açıklanmasına rağmen, kamuoyunda bu tür ihmallerin daha geniş bir çetenin parçası olabileceği endişesi yaygın. Söz konusu hastanelerde daha önce de benzer şikayetler yaşandığı biliniyor; aileler ise bebeklerinin başına gelenlerin peşini bırakmamakta kararlı.
Bu skandal, yalnızca ihmalkarlığı değil, özel hastanelerle sağlık personeli arasında gerçekleşen çıkar ilişkilerinin de mercek altına alınması gerektiğini gösteriyor. Sağlık sektöründe şeffaf denetim ve caydırıcı ceza mekanizmalarının kurulması gerektiğini vurgulayan uzmanlar, aksi takdirde benzeri ihmallerin tekrar yaşanabileceği uyarısında bulunuyorlar.