Tıp bilimi, Guadeloupe Adası’nda yaşayan bir Fransız kadının kanında bugüne dek hiçbir insanda tespit edilmemiş yeni bir kan grubunun keşfedilmesiyle sarsıldı. “Gwada negatif” adı verilen bu yeni kan grubu, bilim dünyasında şimdiye kadar tanımlanmış 48. farklı kan grubu olarak kayıtlara geçti. Keşfin, kan transfüzyonu ve immünoloji alanında önemli sonuçlara yol açması bekleniyor.
Sıra Dışı Bir Antikorla Başlayan 13 Yıllık Gizem
Keşif süreci, aslında 2011 yılına dayanıyor. O yıl ameliyat öncesi rutin kan testlerinden geçirilen kadın hastanın plazmasında, standart testlerde tanımlanamayan “çok sıra dışı” bir antikor tespit edildi. Ancak eldeki verilerle bu antikorun hangi antijene tepki verdiği anlaşılamadı ve dosya bir süre rafa kaldırıldı.
Fransa Ulusal Kan Kurumu (EFS) uzmanlarından immünohematolog Dr. Thierry Peyrard ve ekibi, yıllar sonra 2019’da gelişmiş DNA dizileme teknikleriyle hastanın genetik yapısını detaylı biçimde inceleme şansı buldu. Yapılan genetik analizler, daha önce hiç tanımlanmamış bir kırmızı kan hücresi antijen kombinasyonuna rastlandığını ortaya koydu. Bu olağanüstü durum, Uluslararası Kan Transfüzyonu Derneği (ISBT) tarafından 2025 Haziran’ında Milano’da düzenlenen kongrede dünyaya duyuruldu.
Gwada Negatif: Nadirliğin Ötesinde Bir Vaka
Yeni tanımlanan “Gwada negatif” kan grubu, yalnızca bu kadında görülen ve hem annesinden hem babasından aktarılan genetik mutasyon sonucu oluşmuş bir fenotip olarak tanımlanıyor. Dr. Peyrard, bu durumun bireyin dünyadaki “tek bilinen örnek” olmasına neden olduğunu belirtti.
Bu tür nadir kan grupları, kırmızı kan hücrelerinin yüzeyinde bulunan ve bağışıklık sistemiyle ilişkili protein yapılar olan antijenler ile tanımlanıyor. Halihazırda en yaygın sistemler olan ABO ve Rh sistemleri, kırmızı hücrelerdeki A, B ve Rh(D) antijenlerine dayanıyor. Ancak 365’in üzerinde bilinen antijen göz önünde bulundurulduğunda, bu sistemlerin ötesine geçen nadir kombinasyonlar da mümkün.
Hayati Önemi Var: Uyumlu Kan Bulmak Mümkün Olmayabilir
Bir kan grubunun bu denli benzersiz olması, tıbbi müdahalelerde ciddi riskler oluşturabilir. Kan transfüzyonları, yalnızca uygun gruplar arasında yapılabildiği için bu hasta için uygun donör bulmak neredeyse imkânsız hale geliyor. Örneğin, A kan grubundaki biri, B antijenlerine karşı antikor üretir; bu tür uyumsuzluklar, ölümcül bağışıklık reaksiyonlarına neden olabilir.
Bu nedenle, “Gwada negatif” gibi aşırı nadir gruplara sahip bireylerin kanının, olası acil durumlar için özel koşullarda saklanması ve yalnızca kendilerine verilmesi gerekir. Fransız yetkililer, bu tür vakaların takibi ve korunması için özel bir tıbbi izleme ve kan rezerv sistemi oluşturulması gerektiğini vurguladı.
Bilimsel ve Toplumsal Etkiler
Bu keşif, sadece immünoloji alanı için değil, aynı zamanda genetik çeşitliliğin tıpta ne denli kritik olabileceğini göstermesi açısından da çarpıcı. Daha önce tanımlanamayan birçok bağışıklık tepkisinin, bu tür nadir antijenlere bağlı olabileceği düşünülüyor. Aynı zamanda bu vaka, az bilinen kan gruplarına dair farkındalık yaratmanın ve nadir hastalıkların erken teşhisinin ne kadar hayati olduğunu ortaya koyuyor.
“Gwada negatif” adı, kadının yaşadığı yer olan Guadeloupe Adasının yerel adı “Gwada”dan ilhamla verildi. Bu isimlendirme, hem tıbbi hem de coğrafi olarak keşfin özel niteliğini yansıtıyor.
“Gwada negatif” kan grubunun keşfi, tıpta bilinmeyen bir alana açılan yeni bir pencere oldu. Bilim insanları, bu tür örneklerin başka bireylerde de bulunma ihtimalini göz ardı etmeden, dünya genelinde daha kapsamlı genetik taramaların yapılması gerektiğini belirtiyor. Kan bağışı sistemleri ve tıbbi veri bankalarının da bu doğrultuda güncellenmesi çağrısı yapılıyor.
- İmamoğlu’nun Avukatından Tutukluluk Tepkisi: “Beyanlar Tutuklamaya Kılıf Olarak Kullanılıyor” - 19 Temmuz 2025
- Ahmet Şık’tan ‘Maden Yasası’ Tepkisi: “Bu Bir Savaş İlanıdır, Suça Ortak Olmayacağız” - 19 Temmuz 2025
- AİHM Kararına Rağmen Demirtaş Tahliye Edilmedi: “Siyasi Saiklerle Tutuklandı” - 19 Temmuz 2025