CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in, “terör örgütü üyeliği” suçlamasıyla tutuklanan Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’i ziyaret etmesi, Türkiye’de hukuk ve siyaset arasındaki gerilimi bir kez daha gündeme taşıdı. Silivri Cezaevi’nde gerçekleştirilen ziyaretin ardından Özel, yargının bağımsızlığı ve hukukun üstünlüğü ilkesine dair çarpıcı eleştirilerde bulundu.
Özgür Özel, yaptığı basın açıklamasında, Türkiye’de özellikle muhalif siyasetçilere yönelik suçlamaların ve yargılamaların 15 Temmuz darbe girişimi öncesi FETÖ tarafından uygulanan yöntemleri andırdığını vurguladı. Ahmet Özer’e yönelik iddiaların hukuki dayanaklardan yoksun olduğunu ifade eden Özel, “FETÖ’cülerin başlattığı suçlama ve yargılama şekli devam ediyor” diyerek savcıları eleştirdi.
“Düşman Ceza Hukuku” ve Yargıya Çağrı
Ahmet Özer’in tutuklanmasını “düşman ceza hukuku” uygulaması olarak niteleyen Özel, dosyadaki gizlilik kararını da sert bir dille eleştirdi: “Ahmet Özer’in dosyası kendisine ve avukatlarına gizli ama basına açık.” Yargının hızla hareket ederek iddianameyi hazırlaması gerektiğini söyleyen Özel, özellikle Hakim Akın Gürlek’e seslenerek “Birilerinin aparatı olma” çağrısında bulundu.
Silivri Cezaevi’ndeki birçok muhalif isme işaret eden Özel, Osman Kavala’dan Can Atalay’a, Selçuk Kozağaçlı’dan Tayfun Kahraman’a kadar pek çok ismin benzer suçlamalarla cezaevinde tutulduğunu hatırlattı. Bu durumu “Mussolini döneminin ön infaz yargılaması” olarak değerlendiren Özel, bu süreçlerin siyasi bir yol haritasının parçası olduğunu öne sürdü: “Bu süreç Bahçeli ve Erdoğan’ın siyasi planının bir parçasıdır.”
Muhalefetin Çizgisi: Barış ve Şeffaflık
Özgür Özel, partinin barış ve şeffaflıktan yana tavrını bir kez daha vurguladı. Ahmet Özer ve diğer tutuklu belediye başkanlarının yalnızca Kürt kimliklerinden dolayı hedef alındığını ifade eden Özel, Kürt sorununun çözümüne yönelik açık, şeffaf ve toplum tarafından kabul gören bir mutabakat sağlanması gerektiğini belirtti.
Ahmet Özer’in tutukluluğunun bir an önce incelenmesi ve iddianamenin hazırlanması gerektiğini söyleyen Özgür Özel’in çağrısı, sadece bireysel bir hak arayışı değil, aynı zamanda Türkiye’de yargının siyasi müdahalelerden arındırılması talebini de içeriyor. Bu süreç, muhaliflere yönelik yargılamaların Türkiye siyasetindeki etkisini bir kez daha gözler önüne sererken, hukukun üstünlüğü mücadelesinin önemini bir kez daha hatırlatıyor.