Türkiye ekonomisi seçime giderken nasıl kurtulur?

Türkiye ekonomisi seçimin ikinci turuna girerken ciddi bir sıkıntı yaşıyor. Dolar kuru 20 lirayı aÅŸtı, faizler yüzde 40’ları buldu, ihracat düştü, cari açık büyüdü, ÅŸirketler kredi bulmakta zorlanıyor.

Piyasalar yeni iktidarın uygulayacağı politikaları merakla bekliyor. Mevcut ekonomi politikalarının deÄŸiÅŸmesi gerektiÄŸini söyleyen sanayici, çiftçi ve ekonomistler ise “Bilimsel politikalara geçilmezse yolun sonu karanlık” uyarısında bulunuyor.

Neden bu durumdayız?

Türkiye’nin ekonomik krizi birkaç yıldır devam ediyor. Ancak 2018’de AKP’nin baÅŸlattığı “yeni Türkiye modeli” ile kriz daha da derinleÅŸti. Bu modelde, Merkez Bankası bağımsızlığını kaybetti, faizler düşürüldü, kamu bankaları ucuz kredi dağıttı, döviz rezervleri eritildi, enflasyon hedeflenmedi, cari açık arttırıldı, yapısal reformlar yapılmadı.

Bu politikaların amacı ekonomiyi canlandırmak ve seçmen desteğini arttırmaktı. Ancak bu politikalar ters tepti. Çünkü ekonomideki temel sorunlar çözülmediği gibi yeni sorunlar da ortaya çıktı. Döviz kuru yükseldikçe enflasyon arttı, enflasyon arttıkça reel faizler düştü, reel faizler düştükçe tasarruflar azaldı, tasarruflar azaldıkça yatırımlar geriledi, yatırımlar geriledikçe büyüme yavaşladı.

Bunun yanında dış faktörler de Türkiye’nin ekonomik krizini tetikledi. ABD ile yaÅŸanan siyasi gerilimler, koronavirüs salgını, küresel likidite daralması ve jeopolitik riskler Türkiye’yi zor durumda bıraktı. Türkiye’nin dış borcu 450 milyar doların üzerinde ve bunun yaklaşık yarısı kısa vadeli. Bu borçların ödenmesi için döviz bulmakta zorlanan Türkiye’nin kredi notu da düşürüldü.

Sonuçları neler?

Türkiye’nin ekonomik krizi hem üreticiyi hem de tüketiciyi olumsuz etkiliyor. Sanayici maliyetlerinin artması ve talebin azalması nedeniyle üretim yapmakta zorlanıyor. Çiftçi girdi fiyatlarının yükselmesi ve desteklerin azalması nedeniyle üretimden vazgeçiyor. Esnaf kira, vergi ve sigorta ödemelerini yapamadığı için kepenk kapatıyor. Ä°ÅŸsizlik oranı yüzde 15’in üzerinde seyrediyor. Ä°ÅŸsiz kalanlar ya da geliri azalanlar borçlarını ödeyemiyor.

Tüketici ise enflasyonun yüksek olması ve gelirinin erimesi nedeniyle alım gücünü kaybediyor. Temel ihtiyaç maddelerinin fiyatları sürekli artarken tüketicinin geliri sabit kalıyor ya da azalıyor. Tüketicinin güven endeksi tarihi düşük seviyelerde seyrediyor. Tüketiciler tasarruf yapmak için harcamalarını kısıyor ya da daha ucuz alternatiflere yöneliyor.

Ekonomik krizin sosyal ve siyasi sonuçları da var. Halkın refah seviyesi düşerken memnuniyetsizlik artıyor. Halkın iktidara olan güveni azalırken muhalefete olan ilgisi artıyor. Ekonomik krizin siyasi istikrarsızlığa yol açması da olası bir risk.

Çözüm yolları neler?

Türkiye’nin ekonomik krizinden çıkması için acilen ortodoks politikalara dönmesi gerekiyor. Bu politikaların başında Merkez Bankası’nın bağımsızlığının saÄŸlanması ve faizlerin enflasyonun üzerine çekilmesi geliyor. Böylece döviz kurundaki dalgalanma kontrol altına alınabilir ve enflasyon düşürülebilir.

Ayrıca kamu harcamalarının azaltılması ve bütçe açığının kapatılması da önemli bir adım olacaktır. Kamu bankalarının ucuz kredi dağıtmasına son verilmesi ve sermaye tamponlarının güçlendirilmesi de gerekiyor.

Bunların yanında yapısal reformların yapılması da ÅŸart. Vergi sisteminin adil ve etkin hale getirilmesi, sosyal güvenlik sisteminin sürdürülebilir hale getirilmesi, eÄŸitim sisteminin kalitesinin artırılması, iÅŸgücü piyasasının esnekleÅŸtirilmesi, yargının bağımsızlığının saÄŸlanması gibi reformlar Türkiye’nin uzun vadeli büyüme potansiyelini artırabilir.

Seçim sonrası ne olacak?

Seçimin ikinci turunda Cumhur İttifakı adayı Recep Tayyip Erdoğan ile Millet İttifakı adayı Kemal Kılıçdaroğlu arasında bir yarış var.

Seçim sonucu ne olursa olsun yeni iktidarın ekonomiyi düzeltmek için hızlı hareket etmesi gerekiyor. Piyasalar yeni iktidarın uygulayacağı politikalara göre tepki verecek.

Eğer Cumhur İttifakı kazanır ve mevcut politikalara devam ederse piyasalarda hayal kırıklığı yaşanabilir. Dolar kurunda yeni rekorlar görülebilir, faizler daha da yükselebilir, enflasyon kontrol edilemez hale gelebilir.

Eğer Millet İttifakı kazanır ve ortodoks politikalara dönerse piyasalarda iyimserlik hakim olabilir. Dolar kurunda gerileme yaşanabilir, faizler düşebilir, enflasyon hedeflenen seviyeye indirilebilir.

Ancak her iki durumda da kolay bir süreç olmayacak. Ekonomiyi düzeltmek için acılı bir reçete uygulanması gerekecek. Halkın fedakarlık yapması istenecek. Yeni iktidarın hem piyasalarla hem de halkla iletişimi çok önemli olacak.


Kaynaklar:
https://www.cumhuriyet.com.tr/ekonomi/ekonomik-kriz-derinlesiyor-2082746
https://www.bbc.com/turkce/haberler-turkiye-58483905
https://www.dw.com/tr/t%C3%BCrkiyenin-d%C4%B1%C5%9F-borcu-ne-kadar/a-58479625