TÜİK’in Ä°ÅŸsizlik Verileri GerçeÄŸi Yansıtmıyor!

Türkiye’de iÅŸsizlik sorunu pandemi sonrası dönemde de devam ediyor. DÄ°SK-AR tarafından hazırlanan Ä°ÅŸsizlik ve Ä°stihdamın Görünümü AraÅŸtırması (2023 1. Çeyrek) raporu, iÅŸsizlik ve istihdam verilerini detaylı bir ÅŸekilde analiz ediyor. Rapora göre, çalışma çağındaki 65 milyon kiÅŸinin sadece 22,1 milyonu kayıtlı ve tam zamanlı iÅŸlerde çalışıyor. GeniÅŸ tanımlı iÅŸsiz sayısı ise 8,5 milyona ulaÅŸtı.

Raporda, TÜİK’in resmi iÅŸsizlik verilerinin gerçek durumu yansıtmadığı, iÅŸgücü piyasasındaki sorunların daha derin olduÄŸu vurgulanıyor. Raporda ÅŸu tespitlere yer veriliyor:

  • Resmi iÅŸsizlik oranı yüzde 12,9 olarak açıklanmıştır. Ancak bu oranın hesaplanmasında iÅŸ aramayı bırakanlar ve mevsimsel etkiler dikkate alınmamıştır. Bu nedenle resmi iÅŸsizlik oranı gerçek iÅŸsizliÄŸi gizlemektedir.
  • GeniÅŸ tanımlı iÅŸsizlik oranı ise yüzde 13 olarak hesaplanmıştır. Bu oran, iÅŸ aramayı bırakanlar ve mevsimsel etkileri de içermektedir. GeniÅŸ tanımlı iÅŸsiz sayısı ise 8 milyon 508 bin kiÅŸiye ulaÅŸmıştır. Bu sayı pandemi öncesine göre 2,6 milyon artmıştır.
  • Kayıtlı Tam Zamanlı Ä°stihdam (KATÄ°) ise sadece 22,1 milyon kiÅŸidir. Bu da çalışma çağındaki nüfusun yüzde 34’üne denk gelmektedir. Yani her 100 kiÅŸiden sadece 34’ü kayıtlı ve tam zamanlı bir iÅŸte çalışmaktadır.
  • Kayıtlı Tam Zamanlı Ä°stihdam (KATÄ°) ile geniÅŸ tanımlı iÅŸsiz sayısı arasındaki fark ise 13,6 milyon kiÅŸidir. Bu da çalışma çağındaki nüfusun yüzde 21’ine denk gelmektedir. Yani her 100 kiÅŸiden 21’i kayıtlı ve tam zamanlı bir iÅŸ bulamamaktadır.
  • Kaydın dışında çalışanların sayısı ise 7,9 milyon kiÅŸidir. Bu da çalışanların yüzde 26’sına denk gelmektedir. Yani her 4 çalışandan biri kaydın dışında çalışmaktadır.
  • Tam zamanlı olmayan istihdamın sayısı ise 6,2 milyon kiÅŸidir. Bu da çalışanların yüzde 20’sine denk gelmektedir. Yani her 5 çalışandan biri tam zamanlı olmayan bir iÅŸte çalışmaktadır.

Raporda, TÜİK’in verilerinin gerçeÄŸi yansıtmadığına dair kanıtlar da sunuluyor. Raporda ÅŸu eleÅŸtirilere yer veriliyor:

  • TÜİK’in enflasyon sepetinde yer alan ürünlerin fiyatları ile piyasadaki fiyatlar arasında büyük farklar bulunuyor. ÖrneÄŸin TÜİK’e göre kuru soÄŸanın kilogram fiyatının 3 TL olduÄŸu iddia edilirken, piyasada bu fiyatın en az iki katına satılıyor.
  • TÜİK’in kira artış oranları ile gerçekte yaÅŸanan kira artışları arasında da uçurum var. TÜİK’e göre kira artış oranının yüzde 30 civarında olduÄŸu söylenirken, gerçekte bu oranın yüzde 100’ün üzerinde olduÄŸu görülüyor.
  • TÜİK’in Ãœretici Fiyat Endeksi (ÃœFE) ile Tüketici Fiyat Endeksi (TÃœFE) arasındaki makas da giderek açılıyor. ÃœFE’deki artışın TÃœFE’ye yansımamasının mantıklı bir açıklaması yok.
  • TÜİK’in hesapladığı asgari geçim indirimi tutarları ile gerçekte yaÅŸanan asgari geçim maliyetleri arasında da büyük farklar var. ÖrneÄŸin TÜİK’e göre bekar bir çalışanın asgari geçim indirimi tutarı aylık 268 TL iken, gerçekte bu tutarın en az bin TL olduÄŸu hesaplanıyor.

Raporda, işsizlik ve istihdam sorununun çözümü için acil ve kapsamlı politikaların hayata geçirilmesi gerektiği belirtiliyor. Raporda şu öneriler sunuluyor:

  • Ä°ÅŸ güvencesi ve kıdem tazminatının korunması ve güçlendirilmesi,
  • Asgari ücretin vergi dışı bırakılması ve net bin TL’ye çıkartılması,
  • Emeklilikte yaÅŸa takılanların (EYT) sorununun çözülmesi,
  • Kadın istihdamını arttırmak için kreÅŸ ve bakım hizmetlerinin yaygınlaÅŸtırılması,
  • Genç istihdamını arttırmak için mesleki eÄŸitim ve staj programlarının geliÅŸtirilmesi,
  • Kamu istihdamının arttırılması ve taÅŸeronlaÅŸmanın önlenmesi,
  • YeÅŸil istihdam alanlarının desteklenmesi ve iklim deÄŸiÅŸikliÄŸine uyum saÄŸlanması.