Türkiye 155’inci sıraya geriledi

Sınır Tanımayan Gazeteciler’in 2016 yılı raporu, basın özgürlüğünün demokrasilerde de gerilediÄŸi tespitinde bulunuyor. Endekste son 12 yılda 57 basamak gerileyen Türkiye, 180 ülke arasından 155’inci sıraya düştü.

Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütünün Dünya Basın Özgürlüğü raporunda demokrasiler dahil olmak üzere gazetecilerin durumunun kötüleÅŸtiÄŸine dikkat çekiliyor. Raporda “Liderlerin medya düşmanı söylemi, baskıcı yasalar ve siyasetin nüfuz kurma çabaları dünya çapında gazeteciler ve medya mensuplarının durumunun kötüleÅŸmesine katkı saÄŸlamaktadır” ifadesi yer aldı.

Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütünün sözcüsü Michael Rediske, demokratik ülkelerdeki kötü gidişatın endişe verici olduğunu belirterek, ABD, Polonya veya İngiltere gibi ülkelerde lider politikacıların gazetecilere yönelik küçümseyici tavırlarını gizlemekten sakınmadıklarını kaydetti.

Mısır ve Burundi gibi ülkelerde hükümetlerin basına karşı acımasız tutumunun, yıllık raporla çizilen tablonun daha da olumsuz olmasına yol açtığını kaydeden Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütü, Suriye, Libya veya Yemen gibi kriz ve savaş ülkelerinde gazetecilerin her yönden ölümcül tehlikeyle karşı karşıya olmaya devam ettiğine dikkat çekiyor.

Türkiye yine geriledi

180 ülkenin yer aldığı Basın Özgürlüğü Endeksi’nde Türkiye bu yıl da geriledi ve dört basamak inerek 155’inci sırada yer aldı. 15 Temmuz darbe giriÅŸiminin ardından bağımsız gazetecilere ve medyaya baskının daha önce hiç görülmemiÅŸ bir seviyeye çıktığına dikkat çekilen raporda, yaklaşık 150 gazetecinin hapiste olduÄŸu, 150’ye yakın medya kuruluÅŸunun kapatıldığı ve yüzlerce basın kartının iptal edildiÄŸi vurgulanıyor. Medyada çoÄŸulculuÄŸun büyük ölçüde yok edildiÄŸini ve geriye kalan az sayıda bağımsız medyanın da sürekli korku içinde çalıştığını kaydeden Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütü, Türkiye’nin son 12 yılda Basın Özgürlüğü Endeksi’nde toplam 57 basamak gerilediÄŸini hatırlatıyor.

Kötü tabloda demokratik ülkelerin payı

Sınır Tanımayan Gazeteciler tarafından incelenen 180 ülkenin yaklaşık üçte ikisinde durumun geçen yıl zarfında kötüleştiği tespit edilmiş. Bu olumsuz gelişmenin arkasında demokratik ülkelerde siyasetçilerin gazetecilere sözlü olarak saldırmaları, hükümetlerin istihbarat teşkilatlarının gözetleme yetkilerini artırmaları ve gizli belgeleri ifşa edenleri tehdit etmeleri de gerekçe olarak gösteriliyor.

Listenin yeni birincisi

Basın Özgürlüğü Endeksi’nde Finlandiya altı yıl sonra birinciliği kaybetti. 2016 sonunda muhtemelen Başbakan Juha Sipilä’nin baskısı sonucu kamu radyo ve televizyon kurumu YLE’nin, siyasetçinin Panama Belgeleri ile olası bağlantıları konusundaki haberlerini durdurması ülkeye puan kaybettirdi ve Finlandiya’yı üçüncü sıraya düşürdü.

Yeni listenin ilk sırasında Norveç, ikinci sırasında da İsveç bulunuyor. Bu ülkelerde devlet dairelerine dair bilgilere erişimde uygulamaların daha da liberalleştirilmesi ve gazetecilerin kaynaklarının korunmasına ilişkin yeni düzenlemeler olumlu gelişmeler olarak öne çıkıyor.

Almanya listede bu sene de 16’ncı sırada. Gazetecilere yönelik çok sayıda saldırının, tehditlerin ve ürkütme hedefli eylemlerin söz konusu olduÄŸuna dikkat çeken Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütü, medya mensuplarının sık sık adalet makamlarının veya istihbarat teÅŸkilatlarının hedefi olduÄŸunu kaydediyor.

ABD de Trump endiÅŸesi

Dünya Basın Özgürlüğü raporunda ABD ise iki basamak gerileyerek 43’üncü sırada yer alıyor. AraÅŸtırmacı gazetecilere ve gizli belgeleri ifÅŸa eden kiÅŸilere yönelik kovuÅŸturmaların endiÅŸe verici boyutlara ulaÅŸtığını vurgulayan rapor, BaÅŸkan Donald Trump’ın da eleÅŸtirel medyaya yönelik sistematik hakaretlerle ABD’nin basın özgürlüğünün koruyucusu olma geleneÄŸinden uzaklaÅŸtığı belirtiliyor.

148’inci sıradaki yerini koruyan Rusya’da ise hükümetin eleÅŸtirel medyaya karşı sert çizgisinde bir deÄŸiÅŸiklik görünmüyor. Devlet yönetimi ülkenin en büyük medya kuruluÅŸu olan RBK içindeki eleÅŸtirel gazetecilerin yerine Kremlin’e sadık isimlerin getirilmesini saÄŸlamakla eleÅŸtiriliyor. Ä°nternet kullanıcılarına baskı da yeni ceza yasalarıyla artırılırken, kitlesel gözetleme mekanizmaları da yaygınlaÅŸtırılıyor.

176’ncı sırada bulunan Çin’de yaklaşık 100 medya çalışanı mesleklerini icra ettikleri için hapiste. Devlet BaÅŸkanı Åži Cinping yönetiminde muhaliflere yönelik baskının daha da arttığına dikkat çekiliyor.

Kolombiya’da FARC gerillaları ile hükümet arasında imzalanan barış anlaşması, 52 yılda 260 binden fazla insanın öldüğü ve sansür ile medyaya yönelik şiddete de neden olan çatışmaların bitmesini sağlamıştı. 2016, yedi yıl aradan sonra ilk kez ülkede hiçbir gazetecinin işi başında öldürülmediği yıl olarak kayıtlara geçti.

Gazeteciler için dünyanın en tehlikeli ülkesi Suriye

OrtadoÄŸu ve Kuzey Afrika gazeteciler için en tehlikeli bölgeler olmayı sürdürüyor. 161’inci sıradaki Mısır’da 20’den fazla gazeteci hapiste, bir kısmı hakkında yıllardır bir iddianame bile hazırlanmış deÄŸil. Yıllardır süren savaÅŸ nedeniyle Suriye gazeteciler için dünyanın en tehlikeli ülkesi. 177’nci sıradaki ülkede 2016 yılında en az 11 profesyonel ve sekiz vatandaÅŸ gazeteci yaptıkları iÅŸlerle baÄŸlantılı olarak öldürüldüler.

Bazı ülkelerde ise Ä°slamcı gruplar gazetecileri tehdit etmeyi sürdürüyor. 120’nci sıradaki Afganistan’da Taliban ve IŞİD medya çalışanlarına yönelik acımasızca ÅŸiddet uygulamaya devam ederken, ülkede 2016’da en az 10 gazetecinin iÅŸlerini yaparken öldürüldüğü kaydediliyor. 146’ncı sırada bulunan Bangladeş’te de özellikle seküler blog yazarları, Ä°slamcı grupların hedefinde. 139’uncu sıradaki Pakistan’da ise eleÅŸtirel gazetecilerin radikal grupların, Ä°slamcı örgütlerin ve istihbarat teÅŸkilatlarının tehdidi altında olduÄŸu belirtiliyor.

Daha önce 10 yıl boyunca listenin son sırasında bulunan Eritre, bir basamak yükselerek 179’uncu sıraya çıktı. 2016’da az sayıda yabancı gazetecinin ülkeye girip, yoÄŸun gözetim altında da olsa haber yapmasına izin verildiÄŸi bildiriliyor. Basın Özgürlüğü Endeksi’nde sonunculuk bu yıl Kuzey Kore’nin oldu. Ãœlke, aynı 178’inci sırada olan Türkmenistan gibi tüm medyanın tamamen kontrol altında tutulduÄŸu bir diktatörlük olarak nitelendiriliyor.

© Deutsche Welle Türkçe