TÖS ve İLK-SEN

Sevgili Ibrahim KeleÅŸ, babasının (aynı zamanda bizim sevgili dayımız -Nuran’ın öz dayısı) Kenan KELEÅž’in 1969 yılındaki Büyük EÄŸitim Yürüyüşü’nden bir fotoÄŸrafIını paylaÅŸmış. Çok sevindim. Foto’da soldan ikinci sidir, rahmetli olan Fakir BAYKURT’un yanında duruyor. (En saÄŸ baÅŸta da gazeteci Mustafa Ekmekçi var.)

Rahmetli Kenan KELEÅž dayımızla, Nuran’la tanışmadan çok önce de bir tanımışlığım var. Kendisiyle de sohbet ettiydik.

O dönem (1969) TÖS [Türkiye Öğretmenler Sendikası] ve Ä°LK-SEN [Ä°lkokul Öğretmenleri Sendikası] birlikte bütün öğrencilerin hafızasına kazınmış olan BÃœYÃœK ÖĞRETMEN BOYKOTU’nu gerçekleÅŸtirmiÅŸlerdi.

Belki de aynı zamanda Türkiye’nin ilk memur grevi idi.

Grev ve toplu sözleşme hakları talep ediyorlardı.

Kenan Dayı, Ä°LK-SEN’in ilk ve kurucu baÅŸkanıydı. 1970 yılında ise ERZURUM’da çok nadiren görülen devrimci, demokrat, kitlesel bir toplantı olan Ä°LK-SEN ÖĞRETMEN MÄ°TÄ°NGÄ° düzenlemiÅŸlerdi.

Öğretmenler o mitingte çok güzel konuşmalar yaptılar. Kenan dayıyı oradan hatırlıyorum. Mitingde çok güzel konuşmalar yapan başka öğretmenler de vardı.

ÖrneÄŸin: Kars’tan Ãœzeyir BAÄžCI, Rahim BAÄžCI, Åženkaya’dan Gökkurt Ä°YÄ°M, Erzurum’dan bizim ilkokul öğretmenimiz Necati FEYZÄ°OÄžLU ve daha baÅŸkaları…

Ãœzeyir BaÄŸcı, Rahim BaÄŸcı ve Gökkurt Ä°yim’le iki yıl sonra Diyarbakır Sıkıyönetim Cezaevinde koÄŸuÅŸ arkadaşı olduk…

Ä°LK-SEN’in TÖS’den ayrılıp bağımsız bir sendika olarak örgütlenmesinin sınıfımızda (Ortaokulda’yız…) tartışıldığını hatırlıyorum. Edebiyat öğretmenimiz buna karşı çıkmış ve gücü zayıflatacağını, isteklerin ortak olduÄŸunu vb. ÅŸeyler anlatmıştı.

İlkokul Öğretmenlerinin, Ortaokul ve Liselerdekile göre daha gariban, daha çok iş yükü , daha çok sorumluluğu olduğu, buna rağmen geçim sıkıntılarının daha çok olduğu gözle görülen bir farklılıktı. O nedenle farklı bir sendikada ayrı örgütlenmeleri bana daha doğru gelmişti.

Bu fotoÄŸraf vesilesiyle 60’lı yılların sonunda aydınlanma yolundü önemli iÅŸlev gören KÖYCÃœ roman ve hikayeleri ile bizleri besleyen Fakirt BAYKURT’LARI, Mahmut MAKAL’ları, Dursun AKÇAM ve Samim KOCAGÖZ’leri hatırladım.

Bizim Köy, Yılanların Öcü, Irazca Ana ve dehe dugerleri toplumsal gerçekçiliÄŸe ve yaÅŸamakta olduÄŸumuz feodal toplum iliÅŸkilerine yoÄŸun dikkatimizi çekmiÅŸlerdi. Tabi aynı zamanda ÅŸimdi rahatlıkla söyleyebilirim ki, bir yanıyla da “SOL” Kemalizmi geriden besleyen kaynaklardı da bunlar…

Bu vesileyle hem Kenan dayımızı hem de bize emeği geçen geçmeyen tüm Eğitim Emekçilerini sevgi ve saygıyla yad ediyor, selamlıyorum.