Sermayenin Uluslar Arası Örgütleri ve Üye Devletleri Bağlıyıcılığı

Emperyalist sermaye, ulus devletler eliyle yada kendi başına 1920’ li yıllardan bu bugüne kadar çeşitli uluslar arası birlik ve konsorsiyumlar oluşturmuş ve bu girişimlerinin tümüne de “Küreselleşme” adını vermişler.

Kapitalizmin en son aşaması olan Emperyalizm aşamasında oluşan sermayenin dünya üzerindeki dolaşımı ve onun aşırı kâr dürtüsü ve talanını ve sermayedarların çıkarlarını koruyan örgütler oluşturdular. Sermaye dolaşımını kolaylaştırmak ve onun önündeki engelleri kaldırmak için örgütlenerek her alanda “üstün” çıkarlarını korumaya almışlardır. İşte oluşturdukları örgütler kısaca şöyledirler:

ICC:( Uluslar arası Ticaret Odası.)

OECD:( Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Teşkilatı.)

WTO: (Dünya Ticaret Örgütü.)

NAFTA: (Kuzey Amerika Serbest Ticaret Antlaşması.)

APEC: (Asya Pasifik Ekonomik İşbirliği.)

AB: (Avrupa Birliği.)

GATT: (Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Antlaşması.)

ICSID: (Uluslar arası Yatırım Antlaşmazlıklarının Çözüm Merkezi.)

TRIPS: (Ticaretle Bağlantılı Fikri Mülkiyet Hakları.)

MAI: (Çok Taraflı Yatırımlar Antlaşması.)

MIGA: (Çok Taraflı Yatırımları Garantileme Ajansı.)

ICSID: (uluslar arası Yatırım Anlaşmazlıklarının Çözüm Merkezi.)

Emperyalizm, 1990’lı yıllardan itibaren dünya halklarını sömürme, teslim alma politikalarını gerçekleştirmek için yukarıdaki örgütleri oluşturup dünya ülkelerinin Devlet yapılarına onaylattı. Onaylatılan bu örgütlerin birer parçası haline gelen geri kalmış ve gelişmekte olan ülkeler, yine kendi Devletleri aracılığıyla sermaye odaklarının sömürü alanı haline getirilmiş oldular. Bu Örgütler aracılığıyla çeşitli Antlaşmalar gerçekleştirmişlerdi.

Gerçekleştirilen bu Antlaşmaların en temel maddelerinin başında “Ülkelere yapılacak yabancı sermaye yatırımlarına hiçbir şekilde yerli sermayeden daha az avantajlı olanaklarından sağlanamayacağı”na ilişkin hükümdür.

Bu antlaşmaların en önemli hükümlerinden biri ise, Ulus devletlerin, zarara uğrayan Ulus ötesi Şirketlerce dava edebileceğinin ve bu davaların yine “Uluslar Arası Tahkim Kurullarında” görüleceğini, dava sonucunda Ulus ötesi şirketlerin Devletlerden tazminat alabileceklerini öngörmektedir. Ancak devletlerin yada yurttaşların Ulus ötesi şirketlere karşı uluslar arası tahkimde dava açma hakkı da yoktur

Evrensel ve Ulusal Hukuklarda yer alan İnsan, Emek ve Çevre hakları gibi hiçbir konu dikkate alınmaz. Uluslar arası Tahkimde mevcut ICSID hükümleri ve Dünya Bankası Ticaret ve Yatırım uzmanları listesinde Hukukçu bulunmaz ve davaları Hukukçu olmayan kişiler karara bağlar olmuşlar

Özelleştirmenin doğal sonucu olan işsizlik ve yoksullaşmaya ek olarak, tüm ülkelerdeki sendika yasaları veya asgari ücret yasaları, kar önündeki engeller olarak gösterilebilecek ve bu yasalarda değişikliğe gidilmesi istenmiştir.

Toplumu ilk önce etkileyecek olan en büyük sorunlar ise, Sosyal Güvenlik Sistemi, Sağlık Hizmetleri, Eğitim, Enerji, Telekomünikasyon, Ulaşım gibi temel sektörlerin özelleştirilmesi olmuştur.