CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, 14 Mart Tıp Bayramı dolayısıyla yaptığı paylaşımda Türkiye’de sağlık sisteminin içinde bulunduğu sorunlara dikkat çekti. Gürer, vatandaşların sağlık hizmetlerinden memnun olmadığını, sağlık çalışanlarının ise sistemden mutlu olmadığını belirtti.
Sağlık çalışanlarının özlük haklarına yönelik beklentilerinin karşılanmadığını vurgulayan Gürer, atanamayan sağlık bölümü mezunlarının, 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile sözleşmeli çalıştığı için kadro alamayanların ve doktorların hak ettikleri itibarı göremediğini söyledi.
Sağlık Çalışanlarına Yönelik Şiddet Olağan Hale Geldi
Gürer, sağlık çalışanlarına yönelik artan şiddet olaylarına da dikkat çekerek, AKP iktidarları döneminde doktorlara ve sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin olağanlaştığını belirtti. Açıklamalarında, son 5 yılda 70 bine yakın sağlık çalışanının sözlü veya fiziksel saldırıya uğradığını, 15 bini aşkın hekimin ise yurt dışına göç ettiğini ifade etti.
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, doktorların yurtdışına göçüne ilişkin “Giderlerse gitsinler. Gerekirse asistanlarla yolumuza devam ederiz” sözlerini hatırlatan Gürer, tıp fakültelerinden mezun olan hekimlerin ülkelerinde hizmet etme heyecanının karşılık bulmaması nedeniyle yurt dışına yöneldiğini ve bu durumun Türkiye’de doktor açığına neden olduğunu vurguladı.
Türkiye’de Doktor ve Hemşire Açığı Büyüyor
Ömer Fethi Gürer’in verdiği bilgilere göre, Türkiye’de bin kişiye düşen doktor sayısı 2,3 iken, OECD ülkelerinde bu oran 3,7’ye ulaşıyor. Hemşirelerde ise Türkiye’de bin kişiye düşen oran 3,6 iken, OECD ortalaması 9,8. Bu rakamlar, sağlık çalışanı açığının ne denli büyük olduğunu ortaya koyuyor.
Gürer, 15 bin iyi eğitimli doktorun büyük çoğunluğunun Almanya başta olmak üzere Avrupa ülkelerine göç ettiğini belirterek, bu doktorların ülkede kalması halinde doktor açığının daha az olacağını ifade etti.
Sağlık Sisteminde Çözülemeyen Yapısal Sorunlar
CHP’li Gürer, sağlık sektöründeki yapısal problemlere de dikkat çekerek, taşeron çalışanların kadroya alınması gerektiğini vurguladı. Aile Sağlığı Merkezlerinde çalışan grup elemanlarının (hemşire, ebe, acil tıp teknisyeni, tıbbi sekreter, temizlik elemanı vb.) iş güvencesinin bulunmadığını ve bir kısmının asgari ücretin dahi altında çalıştığını ifade etti.
Ayrıca, hastanelerde yaşanan doktor eksikliğine bağlı olarak yurttaşların branş doktoru bulmakta zorlandığını ve randevu sürelerinin aylarca uzadığını belirtti. Artan ilaç fiyatları, bulunamayan ilaçlar, tetkiklerde yaşanan gecikmeler ve telefonla randevu alma sorunlarının sağlık sistemini işlevsiz hale getirdiğini kaydetti.
“Sağlık Çalışanları Bayram Değil, Sorunlarla Dolu Bir Gün Yaşıyor”
Aile Hekimliği sisteminin, hastanelerdeki yığılmaların önüne geçmek için önemli bir çözüm noktası olabileceğini belirten Gürer, ancak sistemin geldiği noktada hekimlerin ve çalışanların ortak sorunlarla mücadele ettiğini dile getirdi.
1 Kasım 2023’te yürürlüğe giren Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’nin, aile hekimleri ve beraber çalışan ebe ve hemşirelerin tepkisine neden olduğunu belirten CHP’li milletvekili, Sağlık Bakanlığı’nda 696 sayılı KHK ile kadro verilmeyen taşeron çalışanların da haklarının verilmesi gerektiğini vurguladı.
Son olarak, sağlık çalışanlarının özlük haklarının iyileştirilmesi gerektiğini belirten Gürer, şiddet olaylarının önüne geçilmesi, sağlıkçıların hak ettikleri ücretleri alması ve sistemdeki yapısal sorunların giderilmesi gerektiğini ifade etti.
CHP’li Gürer, 14 Mart Tıp Bayramı’nın sağlık çalışanları için bir kutlama günü olmaktan çıkıp, sorunların gündeme geldiği bir gün haline geldiğini belirterek, yetkilileri acil çözüm üretmeye çağırdı.