Türkiye’de kadın sağlığı, toplumsal ve bireysel sağlık anlayışının önemli bir parçasıdır. Ancak, DoktorTakvimi ve Twentify iş birliğiyle yapılan “Kadın Sağlığı Araştırması” sonuçları, Türkiye’deki kadınların yüzde 60’ının düzenli sağlık kontrolüne gitmediğini ortaya koymaktadır. Bu durum, kadın sağlığına yönelik farkındalığın ve erişimin artırılması gerektiğini göstermektedir.
Araştırma, 18-54 yaş arasındaki 1235 kadın katılımcı ile gerçekleştirilmiş ve kadınların sağlık alışkanlıkları ile karşılaştıkları bariyerler detaylı bir şekilde incelenmiştir. Kadınların sağlık öncelikleri arasında psikolojik sağlık, cinsel yolla bulaşan hastalıkların kontrolü, menopoz ve osteoporoz gibi konular daha az yer almakta. Ankete katılan annelerin %67’si çocuklarını düzenli sağlık kontrolüne götürürken, kendileri için bu oran %45’te kalmaktadır. Bu, kadınların kendi sağlıklarını çocuklarının sağlığından daha az öncelikli gördüklerini gösteren bir başka endişe verici bulgudur.
Kadın sağlığı denildiğinde akla gelen konular arasında jinekolojik hastalıklar (%20), meme kanseri (%18), regl (%14) ve rahim kanseri (%11) gibi konular öne çıkarken, ruh sağlığı (%1), kemik erimesi (%2) ve beden sağlığı (%2) gibi konular daha az dikkat çekmektedir. Bu, kadın sağlığı algısının büyük ölçüde üreme sağlığı ve kadın üreme sistemiyle ilgili hastalıklarla sınırlı kaldığını ve genel fiziksel ve zihinsel sağlık sorunlarına dair farkındalığın yetersiz olduğunu göstermektedir.
Sosyoekonomik statü grupları arasında da farklılıklar göze çarpmaktadır. AB SES grubu, “kadın hastalıkları”ndan daha az bahsederken, “smear testi” gibi önleyici sağlık hizmetlerine daha fazla vurgu yapmaktadır. Yaş gruplarına göre de farklı sağlık konuları öne çıkmaktadır; 18-24 yaş arası kadınlar için “adet/regl”, 35-44 yaş arasında ise “rahim kanseri” daha fazla önem taşımaktadır. Bölgesel farklılıklar da dikkate değerdir; Güneydoğu Anadolu bölgesinde “doğum kontrolü” diğer bölgelere göre daha fazla akla gelirken, Ortadoğu Anadolu’da “regl” konusu en az akla gelen konulardan biri olarak belirlenmiştir.
Bölgesel farklılıklar da göz önünde bulundurulduğunda, “doğum kontrolü” konusunun Güneydoğu Anadolu bölgesinde daha fazla önem kazandığı, Ortadoğu Anadolu’da ise regl konusunun daha az dikkat çektiği görülmektedir. Bu tür bulgular, kadın sağlığına yönelik eğitim ve hizmetlerin bölgesel ihtiyaçlara göre özelleştirilmesinin önemini vurgulamaktadır.
Türkiye’deki kadınların sağlık alışkanlıkları ve bariyerleri üzerine yapılan bu araştırma, kadın sağlığına yönelik farkındalığın ve erişimin artırılması gerektiğini göstermektedir. Kadın sağlığı konusunda toplumsal algının ve bilincin geliştirilmesi, önleyici sağlık hizmetlerinin yaygınlaştırılması ve bölgesel ihtiyaçlara göre özelleştirilmiş eğitim ve hizmetlerin sunulması, bu alandaki mevcut durumu iyileştirmek için atılması gereken adımlardır. (NHY, Sağlık)
- TBMM’de Kadına Yönelik Şiddet Önergesi Reddedildi - 21 Kasım 2024
- Putin’den Çatışma Açıklaması: Ukrayna’daki Durum Küresel Bir Nitelik Kazandı - 21 Kasım 2024
- Kapıların Ardındaki Hayat: Sibel Saçık’ın Eserine Dair - 21 Kasım 2024