Obezite krizi: Türkiye’nin karşı karşıya olduğu büyük tehlike!

Obezite, dünya genelinde hızla artan ve ciddi sağlık sorunlarına yol açabilen bir durum olarak tanımlanmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), obeziteyi sağlığı bozacak ölçüde vücutta aşırı yağ birikmesi olarak tanımlar ve bu durumun kalp hastalıkları, Tip 2 diyabet ve bazı kanser türleri gibi birçok ciddi sağlık sorununun oluşma riskini artırdığını belirtir. Dünya Obezite Federasyonu ise, 2035 yılına kadar dünyanın yarısının obezite veya fazla kilo problemi ile yaşayacağını tahmin etmektedir.

Türkiye, obeziteyle mücadelede ciddi bir çaba harcayan ülkeler arasındadır. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Türkiye’deki obezite oranı yetişkinlerde %20,2’dir. Kadınlarda bu oran %23,6 iken, erkeklerde %16,8 olarak belirlenmiştir. Bu istatistikler, Türkiye’nin obeziteyle mücadelede karşılaştığı zorlukları ve alınması gereken önlemleri göstermektedir. Bu oranlar, Türkiye’nin obezite prevalansı açısından dünya genelinde kadınlarda 42’inci, erkeklerde ise 60’ıncı sırada olduğunu göstermektedir.

Dünya Obezite Federasyonu’nun 2023 yılında yayınladığı Dünya Obezite Atlası’na göre, 2035 yılına kadar dünyanın neredeyse yarısının obezite veya fazla kilo problemi ile mücadele edeceği tahmin edilmektedir. Türkiye’nin obezite karnesi ise endişe verici bir tabloya işaret etmektedir. Yetişkinlerin yarısından fazlasının 2035 yılına kadar obez olabileceği öngörülmektedir. Bu durum, çocukluk ve yetişkinlik döneminde obezitenin artmasıyla ekonomik açıdan da büyük bir etki yaratacaktır.

Obezitenin nedenleri arasında aşırı ve yanlış beslenme alışkanlıkları, fiziksel aktivite yetersizliği, genetik faktörler ve çevresel etmenler bulunmaktadır. Türkiye’de de bu faktörlerin etkisiyle obezite oranlarında bir artış gözlemlenmektedir. Özellikle çocukluk çağı obezitesindeki artış, gelecek nesiller için endişe verici bir durum olarak karşımıza çıkmaktadır. DSÖ ve Dünya Obezite Federasyonu’nun raporlarına göre, çocuklarda ve ergenlerde obezite oranı 1990’dan bu yana dört katına çıkmıştır.

Türkiye’deki obeziteyle mücadelede, sağlıklı beslenme ve düzenli fiziksel aktivite alışkanlıklarının teşvik edilmesi, gıda arzı ve pazarlamasını kontrol etmeye yönelik politikaların güçlendirilmesi ve kilo yönetimi ile sağlık eğitimini destekleyecek sağlık hizmetlerinin iyileştirilmesi gibi önlemler öne çıkmaktadır. Ayrıca, işlenmiş gıda tüketiminin azaltılması ve hareketsiz yaşam tarzının değiştirilmesi de bu mücadelede kritik öneme sahiptir.

Türkiye’de ve dünya genelinde obeziteyle mücadele, bireysel çabaların yanı sıra ulusal ve uluslararası düzeyde koordineli politikalar ve stratejiler gerektirmektedir. Bu sorunun üstesinden gelmek için toplumun her kesiminin bilinçlendirilmesi ve katılımının sağlanması, sağlık profesyonelleri, politika yapıcılar ve sivil toplum kuruluşlarının iş birliği içinde hareket etmesi büyük önem taşımaktadır. Obezite, sadece bir sağlık sorunu değil, aynı zamanda sosyal ve ekonomik bir mesele olarak ele alınmalı ve bu doğrultuda kapsamlı bir yaklaşım benimsenmelidir.

NHY/ hsgm.saglik.gov.tr, bbc.com/turkce, diyetisyendunyasi.com