Türkiye’de Şoförler ve Otomobilciler Federasyonu’nda (TŞOF) ortaya çıkan 105 milyonluk yolsuzluk skandalı

Türkiye’nin ulaşım sektöründe önemli bir konumu olan Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonu’nda (TŞOF) son dönemde ortaya çıkan yolsuzluk skandalı ülkede geniş yankı uyandırdı. Yaklaşık 105 milyon lira tutarındaki bu yolsuzluk, kurumun en üst düzey yöneticileri ve bazı çalışanları arasında yapılan usulsüzlüklerle ilgili olarak gündeme geldi.

BirGün’ün haberine göre, soruşturma sonucunda, İstanbul Taksiciler Esnaf Odası Başkanı Eyüp Aksu dahil olmak üzere toplam 11 kişi hakkında dava açıldı. İddialara göre, kurum içerisinden gelen şikayet dilekçeleri, dolandırıcılığın organize bir şekilde yapıldığını öne sürdü ve bilirkişi heyeti, şüphelilerin yasalara aykırı işlemleri göz ardı ederek yolsuzluğa ortak olduklarına dair rapor sundu.

Skandalın merkezinde, TŞOF’un Karayolları Trafik Kanunu’nun 131’inci maddesine göre ülke genelinde araç plakalarının üretimi, dağıtımı, satışı ve basımı gibi işlemlerinin tekelini elinde bulundurması ve buradan elde ettiği gelirin yüzde 60’ını İçişleri Bakanlığı Merkez Saymanlığı’na yatırması gerekiyordu. Ancak yapılan incelemelerde, TŞOF’un daha az para ödemek için yasal olmayan yollara başvurduğu ve haksız kazanç elde ettiği ortaya çıktı. Bu durum, kuruma karşı fon davalarının açılmasına neden oldu.

Davanın seyrini daha da karmaşık hale getiren bir diğer unsur ise, davaları TŞOF adına takip eden avukat Burcu Gökdağ’ın icra dosyaları üzerinden kurumu dolandırarak yaklaşık 19 milyon lira zimmetine geçirmesi oldu. Gökdağ, ‘nitelikli dolandırıcılık’ ve ‘resmi belgede sahtecilik’ suçlamalarıyla tutuklandı ve davaya ilişkin süreç devam ediyor.

Ankara’da bulunan başsavcılık, yolsuzluğun ‘organize’ olduğunu iddia ederek TŞOF’un en üst düzey yöneticileri ve bazı çalışanları hakkında soruşturmayı sürdürüyor. Bu kapsamda, İstanbul Taksiciler Esnaf Odası başkanı Eyüp Aksu, TŞOF Başkanı Fevzi Apaydın ve TŞOF’un Genel Sekreter ve Genel Sekreter Yardımcıları gibi isimler de suçlamalarla karşı karşıya.

Bilirkişi raporu, denetim kurulu üyelerinin yasal görevlerini ihmal ettiğini ve yolsuzluğa ortak olduğunu ortaya koydu. Bu durum, şüphelilerin mahkeme önünde yargılanarak cezalandırılması için başsavcılığın talep ettiği bir gelişme oldu.