Sebze ve Meyvede Rekor İsraf: Üretici Borç Batağında, Tüketici Raflarda Fiyatlarla Boğuşuyor

Türkiye’de tarımsal üretimde yaşanan kriz, çiftçinin emeğinin tarlada heba olduğu ve tüketicinin giderek artan fiyatlar karşısında çaresiz kaldığı bir denklem haline geldi. CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer’in TBMM’de yaptığı açıklamalar, 22 yıllık AKP iktidarı süresince sebzede en çok israfın yaşandığı bir döneme işaret ediyor. Gürer’in vurguladığı gibi, ürünler ya değer bulamadı ya da tarlada toplanmadan çürümeye terk edildi.

Tarlada Çürüyen Patates, Şehirde Ateş Pahası

Niğde gibi tarım bölgelerinde bu yıl kışlık patates, satılmadığı için tarlada kaldı. Üretici küçük boy patatesleri hayvan yemine dönüştürmek zorunda kaldı. Oysa büyük şehirlerde patatesin kilosu 20 liraya kadar çıktı. Gürer, Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) ve Tarım Kredi Kooperatifleri’nin alım yaparak bu fiyat artışını dengeleyebileceğini belirtti. Ancak devletin destek mekanizmaları yetersiz kaldı ve çiftçiler depolama maliyetlerini dahi karşılayamaz hale geldi.

Girdi maliyetlerindeki artış, üreticiyi borç sarmalına itiyor. Elektrik, mazot, gübre ve işçilik fiyatlarındaki yükseliş, çiftçiyi zor durumda bıraktı. Gürer’in ifade ettiği gibi, Ziraat Bankası’nın üreticiye sunduğu kredi miktarları bu maliyet artışlarını karşılamaktan uzak. 800 milyar liraya dayanan tarım kredisi ve piyasa borçları, üreticiyi iflasın eşiğine getiriyor. Üretici, ekim yapabilmek için borçlanıyor, ancak karşılığını alamıyor.

Zincir Marketlerin Hegemonyası ve Tüketici Mağduriyeti

Türkiye’de meyve-sebze satış yerlerinin büyük ölçüde zincir marketlerin kontrolüne geçtiğine dikkat çeken Gürer, fiyat belirleme gücünün bu marketlerde yoğunlaştığını ve hem üreticinin hem de tüketicinin mağdur edildiğini belirtiyor. Üreticinin emeği düşük fiyatlarla satın alınırken, tüketiciler aynı ürünleri yüksek fiyatlarla raflarda buluyor. Bu sistem, tarımdaki kayıt dışılığı artırdığı gibi, fiyat tespitinde ciddi sorunlara yol açıyor.

Muz üreticileri de artan maliyetler nedeniyle darboğazda. Ziraat Bankası’nın üç yıl öncesine göre güncellenmeyen kredi destekleri, muz ve avokado üreticilerini yetersiz bırakıyor. Üretim azalmaya doğru giderken, ithalat kapısının yeniden aralanması riski ortaya çıkıyor. Gürer, yerli üretimin korunması ve üreticilere sübvansiyonlu kredilerin artırılması gerektiğini vurguluyor.

Bir Sistem Krizi: Tarımın Geleceği

Bu tablo, Türkiye’nin tarımsal üretim politikasında ciddi bir sistem krizine işaret ediyor. İsraf edilen tonlarca sebze ve meyve, yanlış planlama ve yetersiz destek mekanizmalarının bir sonucu. Çiftçinin borç yükü altında ezildiği, tüketicinin ise temel gıdaya ulaşmakta zorlandığı bir sistemde sürdürülebilirlik mümkün değil.

Devletin, tarımda kayıt dışılığı engelleyerek, üreticiye doğrudan destek sağlaması ve tarımsal planlamayı uzun vadeli bir perspektifle ele alması gerekiyor. Bu sorunların çözümü, yalnızca üreticiyi değil, tüketiciyi de rahatlatacak ve Türkiye’nin tarımda yeniden kendine yeten bir ülke olmasını sağlayacaktır.