Özel Kurslara Bağımlılık: Türkiye’de Sınav Başarısının Zorlu Yolu

“Sınav başarısının özel kurslara bağımlı olduğu bir sistemde, eşit eğitim fırsatı bir hayalden öteye geçemez.”

Türkiye’de eğitim sistemi, öğrencilerin hayatlarının önemli bir kısmını sınavlara hazırlanarak geçirmelerine neden olmaktadır. Özellikle lise ve üniversiteye giriş sınavları, öğrencilerin geleceğini belirleyen kritik dönemeçlerdir. Bu süreçte, öğrencilerin başarılı olabilmek için özel kurslara (dershaneler) gitme zorunluluğu hissetmeleri, eğitim sistemindeki bazı yapısal sorunları da gözler önüne sermektedir.

Türkiye’deki devlet okullarında verilen eğitimin kalitesi, öğrencilerin sınavlarda başarılı olabilmesi için yeterli olmayabilmektedir. Bu durumun birkaç nedeni vardır:

Sınıflardaki öğrenci sayısının fazla olması, öğretmenlerin her bir öğrenciyle birebir ilgilenmesini zorlaştırmaktadır. Özellikle büyük şehirlerdeki okullarda sınıf mevcudu oldukça yüksek olabilmektedir. Bu durum, öğretmenlerin ders anlatımı sırasında her öğrencinin anlayış seviyesini ve öğrenme hızını göz önünde bulundurmasını imkansız hale getirir. Öğrenciler arasında bilgi ve kavrama farklılıkları oluşur ve bu farklılıklar zamanla daha belirgin hale gelir. Öğretmenler, sınıftaki tüm öğrencilere aynı anda yeterli ilgiyi gösteremedikleri için bazı öğrenciler geride kalabilir veya dersleri takip etmekte zorlanabilir. Ayrıca, sınıf içi disiplin ve düzenin sağlanması da zorlaşır, bu da öğrenme ortamını olumsuz etkileyebilir.

Eğitim müfredatının oldukça yoğun olması, öğrencilerin konuları tam anlamıyla kavramalarını engelleyebilmektedir. Türkiye’de eğitim sistemi, geniş ve ayrıntılı bir müfredat içerir. Öğrenciler, bir eğitim yılında pek çok farklı konuyu öğrenmek zorundadır ve bu konular arasında hızlıca geçiş yapılır. Ders saatlerinin sınırlı olması nedeniyle öğretmenler, müfredatı tamamlamak için konuları hızla anlatmak zorunda kalır. Bu hız, öğrencilerin konuları derinlemesine anlamalarını ve sindirmelerini zorlaştırır. Öğrenciler, genellikle yeni bir konuyu tam olarak anlamadan bir sonraki konuya geçmek zorunda kalır. Bu durum, öğrenme sürecinde boşluklar oluşmasına ve bilgi eksikliklerine yol açar. Özellikle zor ve karmaşık konular, yeterince tekrar edilmediği ve pekiştirilmediği için bazı öğrenciler tarafından anlaşılmadan geçilir. Bu öğrenciler, geride kalarak motivasyonlarını kaybedebilir ve derslere olan ilgileri azalabilir. Ayrıca, hızlı bir şekilde işlenen konular, öğrencilerin analiz ve eleştirel düşünme becerilerinin gelişmesini de engelleyebilir. Bu nedenle, yoğun ve hızlı işlenen müfredat, öğrencilerin akademik başarılarını ve genel öğrenme deneyimlerini olumsuz yönde etkileyebilir. Öğrenciler bu eksiklikleri gidermek için özel ders veya kurs arayışına girebilir, bu da eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanmasını zorlaştırır.

Eğitim sisteminin büyük ölçüde sınav odaklı olması, öğrencilerin derinlemesine öğrenmek yerine, sınavda başarılı olabilmek için belirli tekniklere yönelmelerine neden olmaktadır. Türkiye’de öğrenciler, eğitim hayatlarının büyük bir kısmını önemli sınavlara hazırlanarak geçirirler. Bu sınavlar, öğrencilerin gelecekteki eğitim ve kariyer yollarını belirleyen kritik adımlardır. Öğrenciler, sınavlarda yüksek puan alabilmek için belirli test çözme stratejilerini öğrenmeye ve uygulamaya yönelirler. Bu stratejiler arasında hızlı okuma, zamanı etkin kullanma ve çoktan seçmeli sorulara yönelik özel teknikler yer alır. Ancak bu durum, öğrencilerin konuları yüzeysel bir şekilde öğrenmesine yol açar.

Öğrenciler, sınavda karşılaşacakları soru tiplerine odaklanarak ders çalışırken, konuların derinlemesine anlaşılması ve eleştirel düşünme becerilerinin geliştirilmesi arka planda kalır. Eğitim sürecinin bu şekilde sınavlara odaklanması, ezberci bir yaklaşımı teşvik eder. Öğrenciler, bilgiyi anlamak ve uygulamak yerine, kısa süreli hafızalarında tutarak sınavda kullanmayı tercih ederler. Bu durum, uzun vadede öğrenmenin kalıcılığını ve bilgilerin günlük hayatta uygulanabilirliğini azaltır.

Ayrıca, sınav odaklı eğitim sistemi, öğrenciler üzerinde büyük bir baskı oluşturur. Öğrenciler, sınav stresinin etkisiyle kaygı ve korku yaşayabilirler. Bu stres, onların akademik başarılarını ve genel yaşam kalitelerini olumsuz etkileyebilir. Sınavların başarı ölçütü olarak kullanılması, öğrencilerin yeteneklerini ve potansiyellerini tam olarak yansıtamayabilir.

Özel kurslar, öğrencilerin devlet okullarında karşılayamadıkları ihtiyaçlarını gidermeye yönelik hizmetler sunmaktadır. Bu kurslar, öğrencilerin sınavlarda başarılı olabilmesi için çeşitli avantajlar sağlamaktadır:

Özel kurslar, sınav müfredatını detaylı bir şekilde ele alarak, öğrencilere daha yoğun bir eğitim sunmaktadır. Bu sayede öğrenciler, eksik oldukları konuları telafi edebilmekte ve sınav tekniklerini öğrenebilmektedir.

Özel kurslar, öğrencilerin sınav deneyimi kazanmaları için düzenli olarak deneme sınavları yapmaktadır. Bu denemeler, öğrencilerin sınav stresini azaltmakta ve sınav anında daha rahat olmalarını sağlamaktadır.

Özel kurslarda, öğretmenler öğrencilere daha fazla birebir ilgi gösterebilmektedir. Öğrencilerin ilerlemeleri düzenli olarak takip edilmekte ve gerektiğinde ekstra destek sağlanmaktadır.

Özel kurslara gitme zorunluluğu, eğitimde eşitsizlik ve adalet sorunlarını da beraberinde getirmektedir. Maddi durumu iyi olan aileler, çocuklarını özel kurslara göndererek daha iyi bir eğitim almalarını sağlarken, maddi durumu yetersiz olan aileler bu olanaktan faydalanamamaktadır. Bu durum, eğitimde fırsat eşitliğini zedelemekte ve toplumsal adaletsizliği derinleştirmektedir.

Türkiye’de öğrencilerin sınavlarda başarılı olabilmek için özel kurslara gitme zorunluluğu, eğitim sistemindeki yapısal sorunlardan kaynaklanmaktadır. Devlet okullarındaki eğitimin niteliğinin artırılması, öğretmenlerin daha iyi koşullarda çalışması ve öğrencilere daha fazla bireysel ilgi gösterilmesi, bu sorunun çözümüne katkı sağlayabilir. Ayrıca, eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanması için dezavantajlı öğrencilere yönelik destekleyici politikaların geliştirilmesi gerekmektedir. Bu sayede, öğrencilerin başarıya ulaşmaları için özel kurslara bağımlı olmaları azaltılabilir ve daha adil bir eğitim sistemi oluşturulabilir.

Arslan ÖZDEMİR