Mithat Sancar, Cumhurbaşkanlığı seçiminde üzerimize düşen sorumlulukların farkındayız

HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, “Cumhurbaşkanlığı seçiminde üzerimize düşen sorumlulukların farkındayız. Bu sorumlulukları da aşama aşama halklarımızla, toplumun temsilcileriyle somutlaştıracağımız tartışmalara devam edeceğiz” dedi.

Diyarbakır’da sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya gelen Eş Başkan Sancar, konuşmasında, bu buluşmanın kendileri için önemli olduğunu söyledi.

Sancar, “Güçlü bir demokrasi istiyoruz, göstermelik demokrasi değil. Sadece parlamentonun güçlenmesinden ibaret bir demokratik programın Türkiye’nin sorunlarını çözmeye yetmeyeceğini söylüyoruz. Bunun için mutlaka katılımcı, denetim mekanizmaları çok güçlü ve toplumsal kontrolün etkili olduğu bir demokratik sistem istiyoruz” diye konuştu.

Sancar, HDP’nin genellikle sayısal gücü üzerinden tartışıldığını dile getirerek, şöyle devam etti:

“Cumhurbaşkanlığı seçimleri bu sistemde yüzde 50+1’i gerektirdiği için kilit veya anahtar niteliğinde oylar daha fazla öne çıkıyor doğal olarak. Şu an HDP esas olarak bu sayısal gücü üzerinden konuşuluyor. Eğer sayısal gücümüz bu noktaya gelmişse halk desteğinin de olduğunu gururla söyleyebiliriz. Sadece sayısal gücümüzle bunu yapabilir miyiz? Böyle bir iddiamız yok. İstiyoruz ki; bunu geniş demokrasi ittifaklarıyla birlikte yapalım, mücadeleyi birlikte yürütelim. Seçimlere giderken de nasıl tutum takındığımızı yine halkımızla ve toplumun örgütlü temsilcileriyle tartışalım.”

Seçim ittifakı meselesine bir kez daha değinen Sancar, özetle şu ifadeleri kullandı:

“Politikamızı daha önce ilan ettik, 27 Eylül deklarasyonumuz var. Oradaki politikalarımızda bir değişiklik yok. Fakat dönemin şartlarının gereklerine uygun yeni yöntemler veya yeni politikalar ihtiyacı vardır ve olacaktır. Bunları da birlikte tartışacağız. Bizim temel hedefimiz bu ülkede demokratik dönüşüme giden yolu açacak yeni bir başlangıç yapmaktır. Bu ülkenin yönetiminde etkili gücü ortaya çıkarmaktır. Bu sizlerle olacak. Cumartesi günü Emek ve Özgürlük İttifakını kamuoyuna duyuracağız. Bu politikalarımızın ve çabalarımızın ilk önemli ve somut örneğidir. Ama bu mücadelemizin en geniş kesimlere ulaşması için çalışmaları her alanda sürdürmek gerekiyor. Demokrasi, adalet ve barış isteyen her kesimle birlikte yürüyeceğimiz zeminler yaratmak gerekiyor. Bunun için bu toplantıları yapıyoruz, halk buluşmaları gerçekleştiriyoruz.

“Koalisyon ortağı ya da bakanlık gibi sığ tartışmaları reddediyoruz”

Burada ülkenin yönetiminde etkili güç olmayı, koalisyon ortağı ya da bakanlık gibi sığ tartışmalara bağlamayı da reddediyoruz. Bunu aslında konuşmaya değer bile bulmadığımızı söylüyoruz. Biz halkların ortak gücünü, ezilenlerin iradesini en güçlü şekilde ortaya çıkaracak birlikteliği hedefliyoruz. Bu da toplumsal alanda ortak mücadeleyi ve parlamentoda anahtar güç olmayı gerektiriyor. Cumhurbaşkanlığı seçiminde üzerimize düşen sorumlulukların farkındayız. Bu sorumlulukları da aşama aşama halklarımızla, toplumun temsilcileriyle somutlaştıracağımız tartışmalara devam edeceğiz.

Demokratik siyasette ısrar ve çözüm gücü olma konusunda kararlılık bizim düsturlarımızdır. Bu konuda üzerimize düşeni, elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz ama eksiklerimizi toplumun çeşitli kesimleriyle tartışarak giderme arzusundayız. Bu istişareler giderek mücadelede ortak iradeye dönüşürse yeni başlangıcın yolunu açacak. Masalardaki derin çelişkilerine ve derin mahfillerdeki siyasi mühendislik hesaplarına değil; hayatın kendisine bakıyoruz ve hayatın gerçekleriyle buluşarak yürümeye çalışıyoruz.”