Merkez Bankası bugün yaptığı toplantıda politika faiz oranını 250 baz puan artırarak yüzde 45’e yükseltti. Bu karar, piyasa beklentilerinin üzerinde bir artış oldu ve Türk Lirası’nın deÄŸer kazanmasına neden oldu.
Peki, Merkez Bankası neden böyle bir karar aldı? Bunun arkasında yatan temel sebep, enflasyonun yüksek seyretmesi ve beklentilerin bozulması. Son açıklanan verilere göre, Aralık ayında tüketici fiyat endeksi (TÜFE) yıllık yüzde 36,1 arttı. Bu, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en yüksek enflasyon oranı oldu. Enflasyonun bu kadar yüksek olması, hem vatandaşların alım gücünü azaltıyor hem de üretim ve yatırım faaliyetlerini olumsuz etkiliyor.
Merkez Bankası, enflasyonu düşürmek için faiz oranlarını artırarak para politikasını sıkılaÅŸtırıyor. Faiz oranlarının artması, tasarrufu teÅŸvik ediyor ve tüketimi azaltıyor. Böylece talep baskısı azalıyor ve fiyatlar düşüyor. Ayrıca, faiz oranlarının artması, Türk Lirası’na olan talebi artırıyor ve döviz kurlarını düşürüyor. Böylece ithalat maliyetleri azalıyor ve enflasyon üzerindeki baskı azalıyor.
Merkez Bankası’nın bu kararı, piyasalar tarafından olumlu karşılandı. Türk Lirası, dolar karşısında yüzde 3 deÄŸer kazandı ve 15 liranın altına indi. Borsa Ä°stanbul’da BIST 100 endeksi yüzde 2 yükseldi ve 150 bin puanın üzerine çıktı. Faiz oranlarındaki artış, tahvil piyasasında da hissedildi. 10 yıllık devlet tahvili faizi yüzde 25’in altına geriledi.
Merkez Bankası’nın faiz artırımının ekonomiye uzun vadede nasıl etki edeceÄŸi ise henüz belirsiz. Bazı uzmanlar, faiz artırımının enflasyonu düşürmeye yetmeyeceÄŸini ve daha sıkı maliye politikalarına ihtiyaç duyulduÄŸunu savunuyor. Bazı uzmanlar ise, faiz artırımının ekonomik büyümeyi yavaÅŸlatacağını ve iÅŸsizliÄŸi artıracağını iddia ediyor.
