Kadına şiddet her yerde…

Almanya’da yapılan bir araştırmaya göre erkeklerin yüzde 34’ü kadına şiddet uyguladığını itiraf ederken, 115 binden fazla kadının şiddet gördüğü belirtildi. Bu araştırma, kadına yönelik şiddetin sadece Türkiye’de değil, dünyanın pek çok ülkesinde de ciddi bir sorun olduğunu gösteriyor.

Almanya’daki araştırma nasıl yapıldı?

Çocuklara yardım kuruluşu “Plan International Germany” tarafından yaptırılan ve 9-21 Mart tarihleri arasında online olarak gerçekleştirilen ülke çapındaki araştırma ile şiddetin boyutunu ortaya koydu. 18-35 yaş arası bin erkek ve bin kadının katıldığı anketin basına yansıyan detaylarına göre, erkeklerin yüzde 33’ü, kadın partnerleriyle tartışırken zaman zaman “ellerinin kayması” fikrini kabul ediyor. Ankete katılan erkeklerin yüzde 34’ü ise geçmişte kadınlara şiddet uyguladığını itiraf etti.

Araştırma ayrıca, erkeklerin yüzde 40’ının kadınların ev işlerine daha fazla katılması gerektiğini düşündüğünü, yüzde 30’unun ise kadınların çalışmaması gerektiğini savunduğunu ortaya koydu. Kadınların yüzde 60’ı ise ev işlerinin eşit paylaşılması gerektiğini belirtti.

Araştırmanın yaptırıldığı kuruluşun yöneticisi Maike Röttger, Almanya’da kadına yönelik şiddetin hala tabu olduğunu ve konuşulmadığını söyledi. Röttger, “Bu araştırma bize, Almanya’da kadına yönelik şiddetin ne kadar yaygın olduğunu ve bunun toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin bir sonucu olduğunu gösteriyor. Kadınlar ve kızlar her gün fiziksel, cinsel ve psikolojik şiddete maruz kalıyor. Bu kabul edilemez bir durum.” dedi.

Türkiye’de kadına yönelik şiddet ne durumda?

Türkiye’de de kadına yönelik şiddet sık yaşanan bir durumdur. Araştırmalara göre kadınların %52 ile %66’sı sözel şiddete, %15 ile %65’i fiziksel şiddete, %24 ile %55’i psikolojik şiddete, %13,5 ile %19,3’ü ekonomik şiddete, %6,3 ile %15’i cinsel şiddete maruz kalmaktadır.

Türkiye’de her yıl yüzlerce kadın cinayeti işlenmektedir. Kadın cinayetleri vakalarının büyük bir kısmında fail eski eş veya sevgilidir. Kadın cinayetlerinin nedenleri arasında “namus temizleme”, “boşanmak isteme”, “kıskançlık”, “tartışma” gibi gerekçeler yer almaktadır.

Türkiye’de kadına yönelik şiddeti önlemek için 2012 yılında İstanbul Sözleşmesi adı verilen Avrupa Konseyi Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Sözleşme’yi imzalamıştır. Bu sözleşme, kadına yönelik şiddeti bir insan hakları ihlali olarak tanımlamakta ve devletlere kadınları korumak, faili cezalandırmak ve şiddeti önlemek için gerekli tedbirleri almak yükümlülüğü getirmektedir. Ancak Türkiye, 20 Mart 2021 tarihinde bir gece yarısı kararnamesiyle sözleşmeden çekildiğini duyurmuştur. Bu karar, kadın hakları savunucuları, muhalefet partileri, uluslararası kuruluşlar ve Avrupa Birliği tarafından sert bir şekilde eleştirilmiştir.

Türkiye’de kadına yönelik şiddetle mücadelede önemli bir araç olan 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun ise 2012 yılında yürürlüğe girmiştir. Bu kanun, kadına yönelik şiddete maruz kalan veya maruz kalma tehlikesi bulunan kadınların korunması için önleyici ve koruyucu tedbirler öngörmektedir. Bu tedbirler arasında failin kadından uzaklaştırılması, yaklaşmaması, iletişim kurmaması, evden çıkarılması, silah taşıyamaması, alkol veya uyuşturucu tedavisi görmesi gibi hükümler yer almaktadır.

Ancak bu kanunun uygulanmasında pek çok sorun yaşanmaktadır. Kadınlar şiddet gördüklerinde polise veya savcılığa başvurmakta zorlanmakta, başvuruları ciddiye alınmamakta, fail hakkında yeterli yaptırım uygulanmamakta veya uygulanan tedbirler denetlenmemektedir. Ayrıca kadınların şiddetten korunması için gerekli olan sığınma evleri, danışma merkezleri, psikolojik destek hizmetleri gibi mekanizmalar yetersiz kalmaktadır.

Bu rapor, Türkiye’de kadına yönelik şiddetle mücadelede yaşanan zaafları ve bunların ölümcül sonuçlarını belgelemektedir. Rapor, Türkiye’de son yıllarda işlenen kadın cinayetlerinin bazılarını inceleyerek, yetkililerin kadınları korumak konusundaki ihmallerini ve sorumluluklarını ortaya koymaktadır. Rapor ayrıca, Türkiye’nin ulusal ve uluslararası hukuka uygun olarak kadına yönelik şiddeti önlemek için neler yapması gerektiğine dair tavsiyeler sunmaktadır.