İmamoğlu’nun Gözaltına Alınması: Türkiye’deki Protestolar Dünyayı Sarıyor

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınması, Türkiye’de olduğu kadar dünya basınının da gündemine oturdu. Dünya medyası, İmamoğlu’nun gözaltı kararını Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın güçlü bir rakibi olmasıyla ilişkilendirirken, Türkiye’deki protestoların yasaklara rağmen devam ettiğine dikkat çekiyor. Binlerce kişi, adaletsizlik olarak gördükleri bu kararı protesto etmek için sokaklara dökülürken, uluslararası basın, Türkiye’deki siyasi iklim ve yargının tarafsızlığına dair ciddi eleştiriler yöneltiyor.

Dünya Basınından İmamoğlu’na Gözaltı Yorumları

Dünya basını, İmamoğlu’nun gözaltına alınmasını siyasi motivasyonlu bir adım olarak değerlendiriyor. ABD’den Almanya’ya, Fransa’dan İngiltere’ye kadar pek çok ülkenin önde gelen medya kuruluşları, Türkiye’deki gelişmeleri yakından takip ediyor ve yargının tarafsızlığına dair ciddi endişelerini dile getiriyor.

ABC News: “Protestolara Katılmak Gözaltı Riskini Göze Almak Demek”

ABD merkezli ABC News, İmamoğlu’nun gözaltına alınmasını Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın güçlü bir rakibi olmasıyla ilişkilendirdi. Haberde, Türkiye’de son yıllarda artan baskıcı siyasi iklim nedeniyle protestolara katılmanın büyük bir risk taşıdığı vurgulandı. Ancak buna rağmen binlerce kişinin sokaklara döküldüğü belirtilirken, bu protestoların dönüştürücü bir etki yaratabileceği ifade edildi. ABC News, “Türkiye’deki baskıcı siyasi iklim nedeniyle protestolara katılmak gözaltına alınmayı göze almak anlamına geliyor” yorumunu yaptı.

DW: “İmamoğlu, Erdoğan’ın En Büyük Siyasi Rakibi”

Almanya merkezli Deutsche Welle (DW), İmamoğlu’nun gözaltına alınmasının zamanlamasına dikkat çekti. DW muhabiri Dorian Jones, “Adalet Bakanı Yılmaz Tunç bunun bağımsız bir yargı kararı olduğunu söyledi. Ancak zamanlamaya dikkat etmek gerekir. İmamoğlu’na ilişkin soruşturmalar birkaç yıldır devam ediyor ve hiçbir yere gitmiyor gibi görünüyordu. Ancak ne zaman ki İmamoğlu 2028 yılında veya daha öncesinde yapılması öngörülen cumhurbaşkanlığı yarışı için adaylığını açıklamaya karar verdi, gözaltına alındı” dedi. DW, İmamoğlu’nun Erdoğan’ın en büyük siyasi rakibi olduğunu vurgulayarak, bu kararın siyasi motivasyonlu olduğunu ima etti.

Le Monde: “Adalet Sistemi Silah Haline Getirildi”

Fransa’nın önde gelen gazetelerinden Le Monde, İmamoğlu’nun gözaltına alınmasını “adalet sisteminin silah haline getirilmesi” olarak nitelendirdi. Haberde, “Güçlü ve popüler bir figür olan İmamoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın en büyük siyasi rakibi” ifadeleri kullanıldı. Le Monde, binlerce kişinin protesto yasağına rağmen sokaklara döküldüğünü ve polisin göz yaşartıcı gaz ile müdahale ettiğini aktardı. Ayrıca, sosyal medya ve internet erişiminin kısıtlandığına dikkat çekildi.

BBC: “Yasaklara Rağmen Protestolar Devam Ediyor”

İngiltere merkezli BBC, İmamoğlu’nun gözaltına alınmasının ardından ikinci gece de devam eden protestolara odaklandı. Haberde, polisin göz yaşartıcı gaz ve plastik mermi kullandığı belirtilirken, üniversite öğrencilerinin “Korkmuyoruz, susmayacağız, boyun eğmeyeceğiz” sloganlarıyla sokaklara çıktığı aktarıldı. BBC, protestoların şimdilik Erdoğan’a yönelik siyasi baskıyı artıracak bir seviyeye ulaşmadığını, ancak kalabalıkların yasaklara rağmen sokaklarda olduğunu vurguladı.

Uluslararası Tepkiler ve Türkiye’nin Siyasi İklimi

Almanya Şansölyesi Olaf Scholz, İmamoğlu’nun gözaltına alınmasını kınayarak, Türkiye’deki yargı süreçlerine dair endişelerini dile getirdi. Uluslararası basın, Türkiye’deki siyasi iklimin giderek daha baskıcı hale geldiğini ve yargının tarafsızlığının sorgulandığını belirtiyor. İmamoğlu’nun gözaltına alınması, Türkiye’deki demokratik standartlar ve hukukun üstünlüğüne dair ciddi soru işaretleri yaratıyor.

Türkiye’deki protestolar, İmamoğlu’nun gözaltına alınmasına karşı bir tepki olarak devam ederken, dünya basını bu gelişmeleri yakından takip ediyor. Yasaklara rağmen sokaklara dökülen kalabalıklar, adaletsizlik karşısında sessiz kalmayacaklarını gösteriyor. Ancak protestoların siyasi iklimde ne tür bir değişim yaratacağı henüz net değil. Türkiye’deki yargı süreçleri ve siyasi baskılar, uluslararası arenada da tartışılmaya devam edecek gibi görünüyor.