Günahlarım olmasa sen olur muydun TANRIM

Fotoğraf: Güney Güner

Sen beni kandırmasan,
ben seni kandırmaya çalışır mıydım Tanrım?
Bence kesinlikle bunu yapardım, hem de tüm kalbimle…
Çoğunlukla, her şeyi tüm kalbiyle ve sıkıca yaptığını zanneder insan.
Bir yalana ortak olduğunda ise
suçu hep bir başkasına attığına şahit olurum.

Yolda yürürken bir düşüverir kazara, ‘ah der gene nazar değdi bana..’
Kanser olur bir gün, oturur düşünür,
“Tanrım bana ne anlatmak ve anlamamı istiyor ki kanser oldum ve
beni seçti durup dururken?”
Basit bir şekilde, kanser oldum ve piyango bana çıktı diyemez bir türlü..
O kadar önemlidir ki kendi varlığı, bu basit gerçeği kabullenirse tüm varoluşu sarsılır..
Vah vah demek, mağdur olmak ne güzel ve kolaydır oysaki..

Hayat o -A- lar ile -B- lerin toplamı filan değildir, hatta hiç olmamıştır.
Ah! İnsan hep uydurur ve inanmak ister..
Kendine ihaneti olanın başkasına ihaneti olmaz mı?

Çok isterdim ben de, elbette ‘Küçük Prens’ gerçek olsun,
‘Teneke Trampet’in çığlığı duyulsun,
ancak acısına sahip çıkmayanın,
kucaklamayanın ‘Küçük Prens’i olur mu bu hayatta Tanrım?
Hem sen bir ‘Küçük Prens’ taraftarı mısın?
Affet beni, anlamıyorum seni
Ne ayıp bana,
utanıyorum, ama öyle..
Tuhaf belki de en çok da gamzelerimden utanıyorum.
Kendimde en gerçek ve samimi bulduğum şeyler onlardır diye belki de…

Herkesin uyuduğu saatlerde geldim sana,
sessizlikte ‘ben de, sen olurum’ dedim bir ihtimal..
Ben konuştum, sen hep sustun.
Çocukluğumda cebinde kareli ve ütülü mendil taşıyan o çocuğun,
sırf mendili ütülü diye çelme takmayacağına inandığımı
ve çelme taktığında ilk hayâl kırıklığımı anlattığımda,
beni sadece dinleyerek ve susarak kandırmadın mı?
Annesinin ütülediği mendili cebinde taşıyan çocuk hani çelme takmazdı.
Hani aile pirüpak bir şeydi..
En eski örgütlenme ailede başlar..
Pirüpak diye düşündüğümüz aile, ilk ihanet tohumlarının atıldığı yer değil midir?
Sen örgüt başı olmamalısın Tanrım, etme eyleme..
Yapma bunu bana..

İnsan gizli kodlarla yaşar ve görünmeyen bir çetenin içinde var olur…
Bu mu yapmak istediğin, ne fena..
Bence ilk ihaneti bana inanmayarak sen başlattın.
Elmanın suçuydu ve senin kurgundu.
Beni ihanetine ortak ettin..
Ben kötü oldukça sen daha da güçlendin..
Benim kötülüğümden şiirler yazdın..
İyi olduğumda dünya güzelleşmedi, daha çok tebessüm de etmedi..

Uyurken yanımda uzanma ihtimaline fazlasıyla inanmıştım..
En çok buna inanmıştım.
Ne yazık bana..
Çok yazık Tanrım!
Şimdi biraz toprağa uzanıp kokusuyla avutacağım kendimi…

Arzu BURSA