Almanya merkezli Protestan yardım kuruluşu Brot für die Welt (Dünya İçin Ekmek), dünya genelinde sivil toplumun durumuna ilişkin çarpıcı veriler içeren “Sivil Toplum Atlası” başlıklı yeni raporunu yayımladı. Rapora göre, dünya nüfusunun yalnızca yüzde 3,5’i, vatandaşlarına temel hak ve özgürlükleri sağlayan “açık” demokrasilerde yaşıyor. Kalan büyük çoğunluk ise, farklı düzeylerde kısıtlamaların hüküm sürdüğü rejimler altında hayatını sürdürüyor.
Beş Kategoride Küresel Değerlendirme
Rapor, ifade özgürlüğü, toplanma hakkı ve basın özgürlüğü gibi temel kriterler çerçevesinde 197 ülke ve bölgeyi beş ayrı kategoriye ayırıyor: açık, engelli, kısıtlı, baskı altında ve kapalı. Değerlendirme, sivil haklar konusunda çalışan Johannesburg merkezli uluslararası kuruluş Civicus’un verilerine dayanıyor.
“Açık” kategorisinde yalnızca 40 ülke yer aldı. Bu ülkelerde sivil toplumun işleyişi özgür, vatandaşların ifade ve örgütlenme hakkı korunuyor. Ancak bu ülkelere ait toplam nüfus yalnızca 284 milyon kişiye tekabül ediyor ki bu da dünya nüfusunun yüzde 3,5’ine karşılık geliyor. Avrupa Birliği (AB) üyesi 27 ülkeden sadece 12’si bu kategoride değerlendirildi.
Almanya ve ABD “Engelli” Statüsünde
İfade ve toplanma özgürlüğünün genel olarak tanındığı ancak bazı durumlarda ihlallerin yaşandığı ülkeler, “engelli” olarak sınıflandırıldı. Bu kategoriye Almanya, ABD ve 13 AB ülkesi dahil toplam 42 ülke girdi. Bu ülkelerde, örneğin bazı barışçıl protestolara izin verilmemesi ya da sivil toplum kuruluşlarının yasaklanması gibi vakalar nedeniyle hakların kısıtlandığına işaret ediliyor. Bu ülkelerde yaşayanların toplam oranı dünya nüfusunun yüzde 11,1’ine karşılık geliyor.
Avrupa’da Geriye Gidiş: İngiltere, Yunanistan ve Macaristan “Kısıtlı”
35 ülkenin yer aldığı “kısıtlı” kategorisinde sivil toplum örgütlerinin sıkı denetim altında tutulduğu, protesto hakkının çoğu zaman güvenlik güçleri tarafından bastırıldığı ifade ediliyor. Bu grupta İngiltere, Yunanistan, Macaristan ve Ukrayna gibi Avrupa ülkeleri de bulunuyor. Bu kategorideki ülkelerde yaşayan insanların oranı ise yüzde 12,9.
Türkiye “Baskı Altında” Ülkeler Arasında
Raporda Türkiye, sivil toplumun ciddi baskılarla karşı karşıya kaldığı ülkeler arasında yer aldı. Toplamda 51 ülkenin bulunduğu “baskı altında” kategorisinde dünya nüfusunun yüzde 42,6’sı yaşıyor. Bu ülkelerde hükümeti eleştiren birey ve kurumlara karşı yoğun baskılar uygulanıyor; gazeteciler, aktivistler ve sivil toplum temsilcileri tutuklanıyor, susturuluyor hatta öldürülüyor. Türkiye’ye dair değerlendirmede, eleştirel medya organlarının kapatıldığı, internet sitelerinin engellendiği ve barışçıl eylemlerin dahi gözaltılarla bastırıldığı vurgulanıyor. Aynı kategoride Meksika, Tayland ve Cezayir gibi ülkeler de bulunuyor.
Korku İklimi: Rusya, Çin, Kuzey Kore “Kapalı” Rejimler
Sivil özgürlüklerin neredeyse tamamen ortadan kaldırıldığı ve bir “korku iklimi”nin hâkim olduğu 29 ülke ise “kapalı” olarak sınıflandırıldı. Bu ülkelerde halkın ifade özgürlüğü, basın ve örgütlenme hakkı tamamen ortadan kaldırılmış durumda. Rusya, Çin, Kuzey Kore ve Belarus bu kategoride öne çıkan ülkeler arasında yer alıyor. Rapora göre dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 30’u bu en sert rejimlerde yaşıyor.
“Demokrasi ve İnsan Hakları Küresel Ölçekte Saldırı Altında”
Rapora dair değerlendirmede bulunan Brot für die Welt Başkanı Dagmar Pruin, dünya genelinde demokrasi ve insan haklarının eşi benzeri görülmemiş bir tehdit altında olduğunu belirtti. “Hukukun üstünlüğü, kuvvetler ayrılığı ve devletin keyfi uygulamalarına karşı güvence sağlayan sistemler, giderek daha fazla ülkede ya tehdit altında ya da tamamen ortadan kalkmış durumda,” diyen Pruin, özgür bir sivil toplumun varlığı olmadan gerçek bir demokrasinin kurulamayacağını vurguladı.
Dünya Çapında Özgürlük Geriye Gidiyor
Sivil Toplum Atlası, dünya genelinde otoriterleşme eğilimlerinin sadece otoriter bilinen ülkelerle sınırlı kalmadığını; Avrupa ve Kuzey Amerika gibi geleneksel olarak özgürlükçü sayılan bölgelerde de sivil alanın daraldığını ortaya koyuyor. Türkiye gibi ülkelerde ise sivil topluma yönelik baskıların sistematik bir niteliğe büründüğü gözlemleniyor. Rapor, küresel ölçekte demokrasinin korunması için sivil topluma daha fazla alan açılması ve hak ihlallerine karşı uluslararası dayanışmanın artırılması gerektiğini ortaya koyuyor.
- NHY / DW, dpa
- Bilim İnsanlarından Alarm: 1,5 Derecelik Isınma Eşiği 2028’de Kalıcı Olarak Aşılabilir - 20 Haziran 2025
- NASA’nın Mars’taki “Mantar” Gizemi: Gerçekten Yaşam Belirtisi mi, Yoksa Sıradan Bir Jeolojik Şekil mi? - 20 Haziran 2025
- CHP’li 81 İl Başkanından Ortak Direniş: Kayyum Darbesini Tanımayacağız - 20 Haziran 2025