DİSK-AR Raporu: Türkiye’de Geniş Tanımlı İşsiz Sayısı 13,4 Milyonu Aştı

“İşsizlik, sadece iş bulamamak değil; sistemin dışında kalmaktır”

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Merkezi (DİSK-AR), Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) Haziran 2025 Hanehalkı İşgücü Araştırması verilerinden yola çıkarak hazırladığı “İşsizliğin Görünümü Raporu”nu kamuoyuyla paylaştı. Rapor, pandemi dönemini aşan düzeyde bir işsizlikle karşı karşıya olunduğunu gözler önüne serdi. Geniş tanımlı işsiz sayısı 13 milyon 383 bine yükselirken, geniş tanımlı işsizlik oranı yüzde 32,9 olarak hesaplandı.

TÜİK’in açıkladığı dar tanımlı işsizlik oranı ise Haziran 2025 için yüzde 8,6 düzeyinde kalırken, bu hesaba göre işsiz sayısı 3 milyon 47 bin kişi olarak açıklandı. Ancak DİSK-AR, işsizliği yalnızca dar kalıplarla açıklamanın artık mümkün olmadığını, eksik istihdamdan umutsuz işsizlere kadar geniş bir kesimin görünmezleştirildiğini vurguladı.

Kadınlar İşgücünden Dışlanıyor: İşsizlikte Derin Cinsiyet Eşitsizliği

Rapora göre kadınlar, işsizliğin en ağır yükünü taşıyor. Geniş tanımlı kadın işsizliği yüzde 41,2’ye yükselirken, erkeklerde bu oran yüzde 27,6’da kaldı. Kadınlar ayrıca işgücüne katılım oranının düşüklüğü nedeniyle potansiyel işgücü kategorisinde de yoğun biçimde temsil ediliyor. Bu tablo, Türkiye’de emek piyasasının kadınları sistemli biçimde dışladığını ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin emek alanında da derinleştiğini gösteriyor.

DİSK-AR, özellikle kadın işsizliğindeki artışın yalnızca ekonomik krizlerle değil, aynı zamanda toplumsal ve yapısal cinsiyet rolleriyle de doğrudan ilişkili olduğunu belirtti. Neoliberal politikaların yarattığı esnek ve güvencesiz çalışma biçimleri, kadınları daha kırılgan hale getiriyor.

Sigortasız İşsizlik: Milyonlar Sosyal Koruma Dışında

DİSK-AR raporu, işsizlik sigortasının kapsamındaki daralmanın da altını çiziyor. Türkiye’de işsizlerin yaklaşık yüzde 85’i işsizlik sigortasından yararlanamıyor. Yani milyonlarca yurttaş işsiz kaldığında, herhangi bir gelir güvencesine sahip olmadan yaşamını sürdürmek zorunda kalıyor. Rapor, sosyal devletin temel bir aracı olan işsizlik sigortasının emekçiler için işlevsiz hale geldiğini ortaya koyuyor.

İşsizlik fonunun amacı dışında kullanılması, işveren teşviklerine aktarılması ve hak ediş koşullarının ağırlaştırılması da bu krizi derinleştiren yapısal sorunlar arasında yer alıyor. DİSK-AR, bu politikaların işsizliği yalnızca bireysel bir sorun gibi gösterdiğini, oysa bunun sistemsel bir dışlama biçimi olduğunu vurguluyor.

Eksik İstihdam ve Umutsuzluk Tırmanıyor

Raporun öne çıkan başlıklarından biri de zamana bağlı eksik istihdamdaki keskin artış. Haftalık 40 saatten az çalışıp daha fazla çalışmak isteyenlerin sayısı, bir yılda 1 milyon 195 bin kişi artarak 5 milyon 118 bine ulaştı. Bu durum, esnek ve düşük ücretli çalışma biçimlerinin yaygınlaşmasının doğrudan sonucu olarak değerlendiriliyor.

Bir diğer önemli veri ise “potansiyel işgücü” kategorisinde yer alan yurttaşlar. Yani iş aramaktan vazgeçmiş ama çalışmaya hazır olan kişilerin sayısı Haziran 2025 itibarıyla 5 milyon 218 bine ulaştı. Bu kişiler, dar tanımlı işsizlik hesaplamalarına dâhil edilmediği için kamuoyunun gözünden saklanıyor.

Geniş Tanımlı İşsizlik Artıyor, Dar Tanımlı Yatay Seyrediyor

Veriler, dar tanımlı işsizliğin son üç yılda yatay bir seyir izlediğini gösteriyor. Haziran 2023’te 3 milyon 228 bin olan dar tanımlı işsiz sayısı, 2024’te 3 milyon 253 bine, 2025’te ise 3 milyon 47 bine geriledi. Ancak aynı dönemde geniş tanımlı işsiz sayısı 9,1 milyondan 13,4 milyona yükselerek sert bir artış kaydetti. Bu durum, dar tanımlı işsizlik oranlarının artık işgücü piyasasındaki gerçek tabloyu yansıtmadığını ortaya koyuyor.

DİSK-AR, işsizliğe dair politikaların yalnızca dar oranlara odaklanmasının, sistemin marjında kalan milyonların görünmezleştirilmesi anlamına geldiğini belirtti. Eksik istihdam, umutsuzluk, sosyal güvencesizlik ve dışlanma artık istisnai değil, yapısal hâle gelmiş durumda.

Emek Politikalarında Yön Değişikliği Şart

Raporun sonuç bölümünde, geniş tanımlı işsizliğin pandemi sonrasındaki en yüksek düzeye ulaştığına dikkat çekilerek, mevcut politikaların işgücü piyasasındaki krizi derinleştirdiği vurgulandı. DİSK-AR, sosyal devletin yeniden inşası, güvenceli çalışma hakkı, kadın istihdamının önündeki engellerin kaldırılması ve işsizlik sigortasının kapsamının genişletilmesi yönünde acil adımlar atılması gerektiğini belirtti.

Türkiye’de işsizlik artık yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda siyasal bir sorun olarak da okunmalı. Emekçilerin dışlandığı, gençlerin umutsuzluğa sürüklendiği ve kadınların sistematik biçimde geri itildiği bir düzen, yalnızca işsizlikle değil, demokratik eşitsizlikle de maluldür. DİSK-AR’ın verileri, bu gerçeğin istatistiksel ifadesinden ibaret. (Nokta Haber Yorum – Ekonomi)