Devlet, devrim ve sosyalizm

Ağustos-Ekim 1916’da, yani “Emperyalizm” kitabının ardından Lenin, “Emperyalist Ekonomizm: Marksizm’in Bir Karikatürü” yazısında “Emperyalizm”,  tezlerinin tamamlayıcı niteliğindeki önemli açıklamalarını içeren ve aynı zamanda “Devlet ve Devrim” kitabının bazı öncelemelerini de kapsayan şu vurguları yapmıştı: “Demokrasi olmaksızın sosyalizm olanaksızdır. Çünkü:

(1) Proletarya demokrasi savaşımı içinde, sosyalist devrime hazırlanmadıkça o devrimi yapamaz; (2) Sosyalizm zaferi tam demokrasiyi uygulamaksızın, zaferini pekiştiremez ve insanlığa, devletin çözülüp dağılmasını getiremez.

Lenin, “Devlet ve Devrim: Marksizm’in Devlet Öğretisi ve Devrimde Proletaryanın Görevleri” kitabının Ağustos-1917’de yayınlanan birinci baskısının Önsözü’nde şunları yazmıştı: “Devlet sorunu günümüzde gerek teorik bakımdan gerekse pratik-politik bakımdan özel bir önem kazanıyor. Emperyalist savaş, tekelci kapitalizmin tekelci devlet kapitalizmine dönüşme sürecini olağanüstü hızlandırıp şiddetlendirdi… Uluslar arası proleter devrim açıkça olgunlaşıyor. Bu devrimin devlete karşı tavrı pratik önem kazanıyor… Şu anda (1917 Ağustos ortası), 1917 Şubat devrimi gelişmesinin birinci evresini tamamlamaktadır; fakat tüm bu devrim ancak ve yalnız, emperyalist savaşın doğuracağı sosyalist proleter devrimler zincirinin bir halkası olarak kavranabilir.”

Lenin’in bu tespitlerinden çıkarılacak sonuçları da şöyle özetleyebiliriz:

1–Emperyalist savaş, “tekelci kapitalizmin tekelci devlet kapitalizmine dönüşme” sürecini olağanüstü hızlandırıp şiddetlendirdi.

2– Uluslar arası proleter devrim açıkça olgunlaşıyor”. Bu, “devrimin devlete karşı tavrı” pratik önem kazanıyor.

3– Ekim devrimi emperyalist savaşın doğuracağı “sosyalist proleter devrimler zincirinin bir halkası olarak” kavranabilir.

13 Aralık 1917 tarihli bu Sonsöz’de Lenin,  “1905 ve 1917 Rus Devrimlerinin Deneyimleri’ne ayrılmış olan bölümü yazamadı.     Bu da, özellikle Lenin’den sonra Sovyet Devriminin niteliğine ve sosyalizme geçiş sorunlarına ilişkin önemli bir “kafa karışıklığının” sürmesine neden oldu.

Lenin’in kitabında “Devletin Sönüp Gitmesinin Ekonomik Temelleri”yle ilgili Beşinci Bölümünde işçi konseylerinin proletarya iktidarının zorunlu ve devrimci biçimi olduğuna ilişkin çok önemli vurgular yapmıştı. Bunlardan örnek vermek gerekirse şu sözler oldukça dikkat çekicidir:

“Demokrasi bir devlet biçimidir, devletin türlerinden biridir. Bu yüzden, her devlet gibi, insanlara karşı örgütlü, sistematik bir zor uygulamasıdır. İşin bir yanı budur. Öte yandan demokrasi, yurttaşlar arasında eşitliğin, devletin şekillenilişini belirleme ve devleti yönetme hakkının herkese eşit olarak resmen tanınması anlamına gelir. Bu ise, gelişmesinin belli bir aşamasında demokrasinin, birincisi, kapitalizmin karşısındaki devrimci sınıfı, proletaryayı birleştirmesine ve ona burjuva-cumhuriyetçi de dahil burjuva devlet mekanizmasını –daimi orduyu, polisi, bürokrasiyi –param parça etme, tuzla buz etme, ortadan kaldırma ve yerine, tüm nüfusun katıldığı bir milis yaratmaya koyulan silahlı işçi kitlelerinden oluşan demokratik bir devlet mekanizması koyma, ama yine de hala bir devlet mekanizması koyma olanağı verme sonucunu doğurur”.

Lenin, bu aşamada devletin “sönmeye başlama süreci” için gerekli olan koşulların, sosyalist demokrasinin “eksiksiz uygulanmasının” ne kadar önemli ve temel bir sorun olduğunu şu sözlerle vurgulamıştı. “Demokrasi ne kadar eksiksiz olursa, gereksiz hale geleceği an o kadar yakındır. Silahlı işçilerden oluşan ve ‘artık asıl anlamıyla devlet olmayan ‘devlet’ ne kadar demokratik olursa, her türlü devlet o kadar hızlı sönüp gitmeye başlar.”

Şaban İBA