Deniz Gezmiş’in babasına yazdığı son mektubu suç unsuru sayıldı

Antalya’da 6 Mayıs’ta Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın idam edilişlerinin 49. yılında düzenlenen anmaya katılan 24 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar arasında sendika, parti ve sivil toplum örgütü yöneticileri de bulunuyor. Emniyet, gözaltına alınanlara “THKO terör örgütü propagandası yapmak” suçlamasında bulunuyor.

Antalya Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, 6 Mayıs Perşembe günü sabah saatlerinde Antalya’nın çeşitli ilçelerinde operasyon düzenledi. Operasyonda, Emek Partisi, Halkevleri, Türkiye İşçi Partisi, SOL Parti, DİSK/Emekli-Sen ve Eğitim Sen üye ve yöneticisi 24 kişi gözaltına alındı.

ANKA’nın haberine göre gözaltına alınan isimlere “terör örgütü propagandası” yaptıkları suçlamasının yöneltildiği öğrenildi. Gözaltına alınanlar arasında Eğitim Sen Antalya Şube Başkanı Nurettin Sönmez, Şube Örgütlenme Sekreteri Çiğdem Altıntaş Peker, önceki dönem yöneticileri Kadir Öztürk, Hasan Taşkın, işyeri temsilcisi Yaşar Sarıpınar ve Emek Demokrasi Güçleri bileşenleri kurum üyeleri de yer alıyor.

Gözaltına alınanlara emniyette ifade veren avukatlarına göre, emniyet gözaltına alınanlara “THKO terör örgütü kurucuları Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın anmasına katıldığınız tespit edilmiştir” dedi. Ayrıca Deniz Gezmiş’in idam edilmeden önce babasına yazdığı son mektubun anmada okunması da suç unsuru olarak gösterildi.

Gözaltına alınan 24 kişiden 3’ü emniyette, geriye kalan 21 kişi de savcılık sorgularının ardından serbest bırakıldı.

O mektup

Deniz Gezmiş’in idam edilmeden önce babasına yazdığı ve bugüne kadar sayısız kitaba, çalışmaya aktarılmış olan veda mektubu şöyle:“Baba,

Mektup elinize geçmiş olduğu zaman, aranızdan ayrılmış bulunuyorum. Ben, ne kadar üzülmeyin desem, yine de üzüleceğinizi biliyorum. Fakat, bu durumu metanetle karşılamanı istiyorum. İnsanlar doğar, büyür, yaşar ve ölürler… Önemli olan çok yaşamak değil, yaşadığı süre içinde, fazla şeyler yapabilmektir.

Bu nedenle ben, erken gitmeyi normal karşılıyorum. Ve kaldı ki, benden önce giden arkadaşlarım, hiçbir zaman ölüm karşısında tereddüt etmemişlerdir. Benim de etmeyeceğimden şüphen olmasın.

Oğlun, ölüm karşısında aciz ve çaresiz kalmış değildir.

Bu yola bilerek girdi. Sonunda da bu olacağını biliyordu.

Seninle düşüncelerimiz ayrı ama beni anlayacağını tahmin ediyorum. Sadece senin değil Türkiye’de yaşayan Kürt ve Türk halklarının da anlayacağına inanıyorum.

Cenaze için, avukatlarıma gerekli talimatı verdim. Ayrıca savcıya da bildireceğim. Ankara´da 1969´da ölen arkadaşım Taylan Özgür´ün yanına gömülmek istiyorum. Onun için cenazemi İstanbul´a götürmeye kalkma.

Annemi teselli etmek sana düşüyor. Kitaplarımı küçük kardeşime bırakıyorum. Kendisine özellikle tembih et. Onun bilim adamı olmasını istiyorum. Bilimle uğraşsın ve unutmasın ki, bilimle uğraşmak da bir yerde insanlığa hizmettir.

Son anda, yaptıklarımdan en ufak bir pişmanlık duymadığımı belirtir seni, annemi ve kardeşimi devrimciliğimin olanca ateşiyle kucaklarım…

Oğlun Deniz Gezmiş
6 Mayıs 1972, Merkez Cezaevi”