CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Ekonomiden Sorumlu Gölge Bakan Yalçın Karatepe, sosyal medyada dolaşıma sokulan “CHP’ye kayyum atanacak” iddialarına ilişkin Euronews Türkçe’ye verdiği demeçte, bu söylentilerin içi boş olduğunu vurguladı. Karatepe, “Ne parti yönetimimizde böyle bir endişe var ne de kurultayımıza ilişkin herhangi bir şaibe söz konusu olmuştur” ifadelerini kullandı.
Yalçın Karatepe’nin açıklamaları, Çarşamba akşamı sosyal medyada başlayan dezenformasyon furyasına birinci elden ve net bir yanıt oldu. Kayyum iddiaları, özellikle hükümete yakın kalemlerden Rasim Ozan Kütahyalı’nın X (eski adıyla Twitter) platformunda yaptığı sansasyonel paylaşımlarla yayıldı. Kütahyalı, CHP’ye kayyum atanacağını ve Ankara’daki güvenlik güçlerinin bu doğrultuda seferber edildiğini iddia etmiş, ancak daha sonra yanıldığını kabul ederek kamuoyundan özür dilemişti.
CHP: “Kurultay Meşrudur, Yönetim Güçlüdür”
Karatepe, bu iddiaların siyasi zeminde karşılığının olmadığını belirterek, son olağanüstü kurultayda partinin iç meselelerini çözüme kavuşturduğunu söyledi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in yüzde 92’nin üzerinde oyla seçildiğini, Parti Meclisi listesinin tamamen kabul gördüğünü vurgulayan Karatepe, “CHP’ye yönelik Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarından ve değişik mecralardan gelen tüm saldırılara karşı partimiz çok güçlü bir direnç gösterdi” dedi.
Parti içindeki kurultay tartışmalarının geride kaldığını ifade eden Karatepe, kamuoyunda dolaşan iddiaların siyasal gerçeklikten uzak, spekülatif bilgiler olduğunu söyledi:
“CHP’nin bir kayyum sorunu yok.”
Hükümet Cephesinden Peş Peşe Açıklamalar: Panik Butonuna Basıldı
İddiaların sosyal medyada hızla yayılmasının ardından dikkat çekici bir şekilde devletin çeşitli organlarından art arda yalanlamalar geldi. İlk olarak Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Kütahyalı’nın paylaşımına ilişkin “halkı yanıltıcı bilgi yayma” suçlamasıyla TCK 217/A kapsamında resen soruşturma başlattığını duyurdu. Ardından Adalet Bakanı Yılmaz Tunç da konuyla ilgili açıklama yaptı ve sosyal medya üzerinden yayılan kayyum iddialarının “mesnetsiz dezenformasyon” olduğunu belirtti.
Son olarak Dezenformasyonla Mücadele Merkezi de (DMM), söz konusu iddiaların tamamen asılsız olduğunu ve herhangi bir yargı kararı olmadan bu tür söylemlerin kamuoyunu yanıltmaya yönelik olduğunu bildirdi. Açıklamada, Lütfü Savaş ve bazı delegelerin açtığı kurultay iptali davalarının henüz duruşma aşamasına bile gelmediği vurgulandı.
Gerçek Kaygı: Ekonomide Zincirleme Etki
Bu gelişmelerin tümü bir arada değerlendirildiğinde, ortaya çıkan tablo CHP’yi değil, esasen hükümetin paniklediğini gözler önüne seriyor. CHP’ye kayyum atanması gibi bir adımın atılması, zaten kırılgan olan siyasi atmosferi sert biçimde sarsar, ancak ekonomik etkileri çok daha yıkıcı olur. Özellikle döviz piyasalarında istikrarsızlığa, yerli ve yabancı yatırımcının güven kaybına ve sermaye çıkışına neden olabilecek bu tür bir gelişme, ekonomik krizle boğuşan hükümetin en son isteyeceği şey.
CHP’yi “koruyan” değil, piyasayı “sakinleştiren” bu açıklamalar, devletin tüm kurumlarını seferber etmiş görünüyor. Ne var ki bu tablo, siyasetteki temel dengenin değiştiğini değil, sadece ekonomik kriz karşısında siyasal manipülasyonun dahi kontrol altına alınmak zorunda kaldığını gösteriyor.
CHP’ye Kayyum Yok, Ama Bir Gerçek Var: İktidar Kendi İddialarından Korkar Hale Geldi
Devletin savcısından bakanına, İletişim Başkanlığı’ndan yargı mekanizmalarına kadar geniş bir yelpazede yapılan bu yalanlamalar, muhalefeti değil, rejimin istikrarını korumaya dönük bir savunma refleksi niteliği taşıyor. CHP’ye yönelik herhangi bir müdahale ihtimali, Türkiye ekonomisi için öngörülemez sonuçlar doğurabilir. Bu nedenle, CHP’nin iç meselelerinden çok, “piyasaların ve uluslararası sermayenin tepkisi” hükümetin asıl korkusu haline geliyor.
Sonuç olarak, CHP’nin kendi içindeki kurultay süreci zaten tamamlanmış ve siyasi meşruiyeti tartışmasız biçimde sağlanmış durumda. Ancak devletin farklı kademelerinden gelen sert ve hızlı açıklamalar, siyasi değil, ekonomik bir kırılganlığın önüne geçilmek istendiğini ortaya koyuyor. CHP’ye kayyum atamak, sadece bir partiye değil, tüm ülkeye bedel ödetebilecek bir adım olurdu — ve anlaşılan o ki, bunu hükümet de çok iyi biliyor.
- Mağaracık’ta Ağaç Kesimi Krizi: Yerel Halkın Direnişi Ediliyor - 17 Nisan 2025
- CHP’li Karatepe: “Kayyum Endişemiz Yok, Hükümet Panik Butonuna Bastı - 17 Nisan 2025
- Zerdüştlüğün Doğuşu: Antik İnançların Felsefi Yolculuğu - 4 Nisan 2025