Çekim Yasası mı Dediniz?

Son yıllarda insanları etkisi altına alan akımlarından biri de Çekim Yasası, namı diğer “The Secret”. Bu akım, artık bir sektör haline gelen kişisel gelişim, yaşam koçluğu, duygusal arınma vs. işlerinin temelini oluşturmakta ve bir yandan ego denilen şeyi yerden yere vururken, diğer yandan “master” veya “guru” edalarıyla kendi egolarını şişiren kişilere gelir ve tatmin sağlamakta.

Peki, tüm bunlar tamamen yalan mı? Bir kandırmaca, bir tuzak mı? İnsanoğlunun zayıf noktalarını kullanarak onu manipüle eden bir araç mı?

Hem evet, hem de değil… Çünkü, her zaman olduğu gibi iş yine bireyde bitiyor!

Çekim yasasına göre bu alemde yaşayan herkes düşünce gücüyle olumlu ya da olumsuz durumları, koşulları kendisine çekebilir. Yani; ne düşünürsek, neyi hayal edersek o olur ve daha da önemlisi tüm bu düşünceler, hayaller bilinçaltının kilerindeki malzemelerle yaratılır. Bilinçaltına yerleşmiş olan inançlar her ne ise, onlar gerçeğe dönüşür. Bu anlamda, çekim yasası, Hitler için de, Atatürk için de, Tayyip için de, Ayşe, Ali, Ahmet, Zeynep vs. için de aynı etkiyle çalışan bir yasadır, aynen yerçekimi gibi… Kısacası, bu yasayı kabul etmek, bilinçaltının karanlık ve hastalıklı taraflarının da hayata geçtiğini kabul etmek demektir.

Dünyada en az çekim yasası kadar geçerli olan bir başka gerçek ise dualite (ikililik); yani, doğadaki, evrendeki karşıtlık ve birbirini tamamlayıcılık ilkesidir. Doğru ve yanlış, iyi ve kötü, müspet ve menfi, dişil ve eril, saflık ve kirlilik gibi kavramlar bir paranın iki yüzü gibi her an yaşamın içindedirler. İnsanın en önemli vasfı ise bu kavramları ayırt edebilmesini sağlayan bir irade gücüne sahip olmasıdır. Dolayısıyla, çekim yasası öğretisinden önce, iradenin doğru kullanımına yönelik çalışmalar yapılması çok daha hayırlı ve uygundur.

Hayat, bir kaos ve düzen döngüsüdür. Çekim yasası olsun olmasın, herkes bu döngünün içinde kimi zaman mutluluğu, kimi zaman mutsuzluğu yaşar; acı ve sevinç, keder ve neşe, hüzün ve coşku her daim birbirini izler, aynen mevsimler gibi… Yaşamın, adil ya da güllük gülistanlık akması gerektiğini kim söylüyorsa yalan söylemiş olur. Onu bir tarla gibi görmek gerekir; kişi daima ektiğini biçer, korkuysa korku büyütür, sevgiyse sevgi, aklını kullanmazsa aptalca şeyler yaşar, kendi değerini bilmez, boyun eğerse haksızlıklara uğrar, ezilir… İrade, koşullar ne olursa olsun, insanın her türlü zorluğa rağmen hayata sıkı sıkı tutunabilmesi ve elinden gelenin en iyisini yapabilmesidir. Dünyada bu iradeye sahip olup, kendileri kadar bütünün de hayrını gözeten, her koşulda vicdani değerlerini koruyan; ideal, hatta ütopik olanın peşinden giden insanlar tüm zamanların efendileri haline gelmişler ve üstünlüklerini her daim korumuşlardır.

Kişisel gelişim ya da spiritüellik sevdasına kapılan insanların en büyük yanılgısı, olumsuz düşünmenin ya da konuşmanın olumsuz neticeler getireceğine inanmalarıdır. Bu yüzden sürekli sevgi pıtırcığı gibi dolaşır, ağızlarından dökülen her olumsuz ifadede “İptal” diyerek alarm verirler. Oysaki, gerçeği inkar ederler. Olumlu ve olumsuz bu dünyada yanyanadır. Olumsuz olanı reddetmek, onu baskılamak ve güçlendirmek demektir. Önemli olan; olumsuzu görüp, fark edip, düşünüp dile getirirken olumluyu göstermek, anlatmak ve bu uğurda çabalamaktır. Öyle ki bazen doğru yerde, doğru zamanda, doğru nedenlerle edilen bir küfür, içi boş temennilerden daha çok işe yarar.

Uygulamaları yozlaşan, uygulayıcıları şarlatanlaşan, öğrencileri ise şuursuzlaşan hiçbir öğreti uzun vadede bir işe yaramaz. Spiritüel olmak, suya sabuna dokunmadan melaike gibi gezinmek değildir, yeri geldiğinde ağzından lavlar saçarak bir Amazon savaşçısı gibi savaşmaktır. Yani, önemli olan, kişinin yolunu kendi iradesini kullanarak bulmasıdır. İrade ve hayal gücü her insanın içinde var olan değerlerdir. Eylem ise, bu değerlerin ortaya konma biçimidir. Bunu gerçekleştirebilen insanlar zaten mıknatısla çekilir gibi ulaşırlar hedeflerine… Bu anlamda, şayet illaki bir isim konması ve yasalaştırılması gerekiyorsa, yaşadığımız dünyada insanoğlunun varlığını en çok kabul etmesi ve uygulamak için çabalaması gereken yasa irade yasasıdır. Hem insan olmanın erdemini yaşamak, hem de iradenin gücüyle neler yaratılabileceğini görmek için…

Kiraz GÖKIRMAK
Latest posts by Kiraz GÖKIRMAK (see all)