Çad’ın Fransa ile Savunma Anlaşmasını Feshetmesi: Yeni Bir Dönem, Yeni Güç Dinamikleri

Afrika’nın sömürgecilik sonrası tarihindeki önemli bir dönüm noktası, Çad’ın Fransa ile olan savunma iş birliği anlaşmasını feshetmesiyle yaşandı. Çad hükümeti bu kararı, “egemenliği yeniden tesis etme” ve uluslararası ilişkilerini çeşitlendirme gerekçesiyle aldığını belirtiyor. Ancak bu gelişme sadece Çad-Fransa ilişkilerini değil, aynı zamanda Sahel bölgesindeki uluslararası güç dengelerini de etkileyebilecek nitelikte.

Sömürgecilik Mirasının Gölgesinde Çad-Fransa İlişkileri

Çad’ın, Fransa ile olan askeri bağlarını koparma kararı, ülkenin bağımsızlığını kazandığı 1960’tan bu yana Fransız etkisinin güçlü bir şekilde devam ettiği bir coğrafyada alınan cesur bir adım olarak değerlendiriliyor. Fransa, sömürge sonrası dönemde Afrika’daki birçok eski kolonisinde askeri ve ekonomik nüfuzunu sürdürmeye çalıştı. Çad ise, Sahel bölgesindeki Fransız askeri varlığının son kalelerinden biri olarak, bu stratejik politikanın önemli bir parçasıydı.

Ancak, Fransız askerlerinin Nijer, Mali ve Burkina Faso gibi komşu ülkelerden çekilmesi ve bu ülkelerde Rusya gibi yeni güvenlik ortaklarının yükselmesi, Çad’ı da benzer bir yol izlemeye teşvik etti. Geçici Cumhurbaşkanı Mahamat Idriss Deby Itno’nun, Fransız karşıtı duyarlılığı ve Macron’a olan güvensizliği, bu kararın alınmasında önemli bir rol oynadı.

Rusya ve Türkiye Gibi Alternatifler Masada mı?

Fransa’nın Afrika’daki etkisinin zayıflaması, Rusya gibi ülkelerin bu boşluğu doldurmak için harekete geçmesine zemin hazırlıyor. Wagner grubu gibi Rus paralı askerleri, zaten Sahel ve Sahra altı Afrika’da faaliyet gösteriyor ve genellikle zayıf hükümetlere güvenlik hizmeti sağlayarak etkilerini artırıyor. Çad’ın bu kararının ardından Rusya’nın bu ülkeye de nüfuz etme çabalarını artırması beklenebilir.

Türkiye de bu dinamik içinde bir oyuncu olarak dikkat çekiyor. Ankara, Şubat 2019’da Çad ile imzaladığı “Askeri İşbirliği Çerçeve Anlaşması” ve “Nakdi Yardım Uygulama Protokolü” ile bölgedeki etkisini artırmayı hedeflemişti. Eğer Çad, Fransa sonrası güvenlik ortaklıklarını çeşitlendirme yolunda ilerlerse, Türkiye bu boşluğu doldurmak için fırsat arayabilir. Ancak, Türkiye’nin bu bölgedeki politikalarının ne ölçüde etkili olacağı ve Rusya’nın yayılmacı yaklaşımına nasıl yanıt vereceği henüz belirsiz.

Fransa İçin Yeni Bir Afrika Stratejisi Kaçınılmaz

Çad’ın bu kararı, Fransa için Afrika politikasında yeni bir dönemi zorunlu kılıyor. Macron’un, Senegal’deki Thiaroye katliamını ilk kez tanıması ve geçmişin karanlık sayfalarını aydınlatma çabası, Fransa’nın Afrika’daki tarihsel etkisine yönelik artan eleştirilerle başa çıkma girişimi olarak görülebilir. Ancak bu tür adımlar, Afrika halkları nezdinde Fransa’ya olan güveni geri kazanmaya yeterli olacak mı, şüpheli.

Çad’da Yeni Ortaklıkların Ayak Sesleri

Çad’ın Fransa ile savunma anlaşmasını feshetmesi, yalnızca ikili ilişkiler açısından değil, bölgesel ve küresel güç dengeleri bakımından da önemli sonuçlar doğurabilir. Fransa’nın Afrika’daki nüfuzunun azalmaya devam ettiği bir dönemde, Çad gibi ülkeler alternatif ortaklıklar arayışında. Bu durum, Rusya ve Türkiye gibi güçlerin Afrika’daki varlıklarını artırma fırsatı bulabileceği anlamına geliyor.

Bu gelişme, aynı zamanda Fransa’nın Ukrayna’ya desteği, Rusya’ya yönelik politikasında daha sert bir tutum benimsemesini de beraberinde getirebilir. Çad’ın Rusya veya Türkiye ile iş birliğine yönelmesi halinde, Sahel bölgesinde yeni bir jeopolitik mücadele dönemi başlayabilir. Fransa için, bu karar sadece bir savunma anlaşmasının feshi değil, aynı zamanda Afrika’daki etkisinin bir kez daha sorgulanması anlamına geliyor. Bu, Avrupa-Afrika ilişkilerinde daha geniş yankıları olacak bir sürecin işaret fişeği olabilir.