Onun varlığı beni iki kez büyüledi. İlki, çocukluğumdaydı, ilkokulu bitirdiğim yaz. İkincisi şu son birkaç ayın işi. Kürtçeyle olan karşılaşmalarımdan söz ediyorum. Seslerini ayırt etmeye başladığım Kürtçenin dilsel dünyasından.
Çocukluğumdaki karşılaşma yalnızca iki-üç ay sürmüştü, bir Kürt beldesinde ve yüz yüze geldiğim ilk yabancı dil olarak. Mensup olduğum dünyada, arkalara itelenen bir kimsesiz çocuk gibiydi o dil. Ben de bir çocuk olarak, arkalarından gelen tek tük kelimelerin müziğine ulaşmaya çalışıyordum.
Sonraki hayatımda araya başka diller, başka alfabeler girdi. Kürtlerle çok karşılaştım ama, Kürtçeyle yüz yüze gelmedim, Türkiye’deki tek anadilinin Türkçe olduğu balonunun patladığı, terimin burgaç yarattığı yıllarda bile. Çünkü o çerçevede, dilin toplumsal gerçekliği söz konusuydu daha çok: Anadili nedir, ne değildir, dillerimizin sosyal yaşamında bu kavramın yeri nedir, ne olmalıdır, vb. Avrupa ülkeleri de, AB’ye doğru boyut değiştirme sancıları içinde benzer problemlerle meşguldürler.
Sonra Zana Farqînî’nin çalışmalarıyla, anadili konulu bir panelde de kendisiyle karşılaştım. Büyük Kürtçe-Türkçe Sözlük’ün de yazarı olan bu dilbilimcinin, kapatılan Özgür Gündem gazetesindeki haftalık yazıları, yıllar boyu kaçırmamaya çalıştığım yazılardan oldu.
Ancak bir dille yüz yüze gelmek bütün bunlardan başka bir olgu. Şimdi, 1 Eylül 2016’dan bu yana mahpus olduğum Bakırköy Kadın Cezaevi C-9 koğuşunda herkes Türkçe bilmekle birlikte çoğunluğun dili Kürtçe. Biz de küçük bir grup olarak Kürtçe derslerine başladık. Zaten yüz yüze geldiğiniz dilin kelimeleri sizi çoktan kuşatmaya başlamış oluyor. Güne ‘rojbaş’la başlayıp ‘şevbaş’la veda ediyorsunuz. Olağanüstü durumlarda ‘çi bu?’.
Büyülenme ise, Hint-Avrupa ailesine mensup bir İrani dil olan Kürtçenin bu konumlanma içindeki ilişkilerini fark ettikçe artıyor. Dilin müziği, Arapçadan Farsçaya, belki Ermeniceye ve yer yer Türkçeye doğru salınımlar gösteriyor. Shakespeare’in sözünü Kürtçeye çevirmeye çalışıyorsunuz. Bûn an nebûn! Bütün farklılığı içinde, fiillerin, sözcüklerin Fransızcayla ve İngilizceyle benzerliği, bazen de akrabalıkları çarpıcı. Aklınız bin bir problemle doluyken dil sizi bir bahçe gibi şiddetsiz hallerine çağırıyor.
Demsal ne bihar, o başka.
- Bilim İnsanları, Bazı Kişilerin Neden Covid Olmadığını Buldu - 21 Haziran 2024
- Tüketicinin İyimserliği Azalıyor - 21 Haziran 2024
- Akşener, Erdoğan’dan Ne İstedi? - 7 Haziran 2024