Böceklerden rahatsız olmak ve karşımıza çıkınca tepesine vurarak ya da üzerine ilaç sıkarak canını almak, ne kadar yaygın olarak ve hiç de pişmanlık duymadan başvurduğumuz bir yol.
Bu kıyımdan hamamböceği gibi insana pek yararı olmayan (aslında bunu söylerken biraz ihtiyatlı olmak lazım zira Asya’da kızartılarak gıda olarak tüketilmelerinin yanında ilaç endüstrisinde de kullanılıyorlar) türler yanında arı gibi kanatlı böcekler de payını alıyor. Bu bilerek ve isteyerek yapılabildiği gibi, bir türe yönelik mücadele amacıyla yapılan ilaçlamanın diğer bir türü ortadan kaldırıcı etkisi nedeniyle de olabiliyor.
Halbuki, bildiğiniz gibi uçan böceklerin bitkilerin tozlaşmasında önemli bir rolü var. Nedir tozlaşma? Bitkinin erkek organında üretilen polenlerin çeşitli yollarla dişi organın tepeciğine taşınması. Böylelikle üreme gerçekleşiyor, tohumlar, meyveler, sebzeler ve kabuklu yemişler oluşuyor. Bu olay çeşitli yollarla oluyor diyoruz ya, işte o yollar rüzgar, kuşlar ve yazımızın kahramanı kanatlı böcekler… Yani o sevmediğimiz hayvancıklar.
Kısaca, tarımsal üretimin sürdürülebilmesi, diğer bir deyişle insanoğlunun beslenebilmesi için o uçan haşereler önemli bir role sahip.
Şu ana kadar anlattıklarımızı biliyordunuz değil mi? Ama yine de yazının devamında vereceğim istatistikleri duyunca hepiniz dehşete düşeceksiniz.
Dünya Ekonomik Forumu bir çalışma yayımladı. Ormanların yok edilmesi, tarımsal üretimde kullanılan pestisitler ve iklim değişikliği sebebiyle böceklerin nüfusu, dünya sathında her yıl yüzde iki oranında azalıyor.
Bilim insanları, yüzlerce çiftlikten veri toplayarak incelemişler ve ürün verimliliğinin yüzde üç ila beş aralığında düştüğünü bulmuşlar. Sonra da, beslenme yetersizliğiyle bağlantılı hastalık verilerini inceleyerek, tozlaşmayı sağlayan böceklerdeki azalmanın dünya üzerindeki ölümlerin yüzde birinden sorumlu olabileceği sonucuna ulaşmışlar. Yani tam 500 bin insan…
Böcekler, yalnızca tozlaşma açısından da önem taşımıyor, kuşların yüzde 60’ı için besin kaynağı oluşturarak ekosistemi ayakta tutmak adına önemli bir işlev daha görüyorlar.
Şimdi, yukarıda yazdığım yüzde ikilik düşüşü görünce oh, pek de yüksek değilmiş diye düşündünüz değil mi? Hemen rahatlamayın. Haşere popülasyonunun ne kadarının yok olduğunu anlayabilmek adına Almanya’daki 63 doğa koruma alanında 27 yıl boyunca bir çalışma yapılmış. Bilim insanları, tuzaklar kurmak suretiyle uçan böcek biyokütlesini ölçmüşler. Sadece çalışma sahalarında, 27 yılda uçan böcek biyokütlesinin ortalama %76 (bu rakam yaz ortasında %82’ye kadar yükseliyor) düştüğünü bulmuşlar. Bu sonuçların, kelebekler, yabani arılar ve güveler gibi savunmasız türlerde son zamanlarda bildirilen düşüşlerle aynı çizgide olduğu ifade ediliyor.
Korkunç değil mi?
Tehlikenin farkında mıyız acaba? Nasıl bir zincirleme felaketin kapıda beklediğinin…
Bir sonraki yazıda görüşene kadar, sağlıcakla kalın.
- Yeme İçme Alışkanlıklarınızı Radikal Şekilde Değiştirmeye Hazır mısınız? - 31 Ağustos 2024
- Nihayet Söylediler, Kral Çıplak - 3 Ağustos 2024
- Gezegeni Kurtaracak Tam Zamanlı Süper Kahramanlar Aranıyor - 22 Mayıs 2024