Bio–iktidar, Michel Foucault tarafından ortaya atılmış ve modern ulus devletlerin amaçlarını “bedenlerin zapt edilmesini ve nüfusun kontrol edilmesini başarmak için sayısız ve farklı tekniklerin uygulanışındaki bir patlama” aracılığıyla, özellikle de istatistik ve olasılığın kullanılması yoluyla, düzenleme pratiğine işaret eden bir terimdir.
Michel Foucault bu terimi ilk College de France’daki derslerinde kullandı, terim yazılı olarak ilk kez Cinselliğin Tarihi adlı kitabının ilk cildi olan Bilme İstenci’nde kullanıldı. Düşünürün iki çalışmasında ve daha sonraki kuramcıların çalışmalarında terim fiziksel sağlıkla daha az doğrudan bağlar taşıyan kamu sağlığı, kalıtımın düzenlenmesi ve risk yönetimi kavramlarına işaret etmek için kullanıldı. Bunun dışında Foucault’nun daha az kullandığı ve ondan sonra gelen düşünürlerin kendisinden bağımsız olarak kullandığı bio-politika terimiyle de yakından bağlantılıdır.
Bio-iktidar, toplumsal hayatı, onu izleyerek, özümleyerek ve yeniden eklemleyerek içten düzenleyen bir iktidar biçimidir. İktidar bütün nüfusun hayatı üzerinde etkili bir komutayı ancak her bireyin kendine göre benimseyip yeniden canlandırdığı bütünsel hayati bir işlev haline geldiğinde başarabilir. M. Foucault’un dediği gibi: “Hayat artık iktidarın bir nesnesi haline gelmiştir. ” Bu iktidarın en önemli işlevi hayatı bütün yönleriyle kuşatmaktır ve asli görevi de hayatı yönetmektir.
Michel Foucault için “bio–iktidar” belirli bir tür “iktidar teknolojisi” anlamına geliyorken Giorgio Agamben klasik egemenlik kavramının Antik Yunan’daki başlangıcından beri kendi kendini entegre etmekte olduğunu söyler. M.Hardt ve A.Negri de Marxist teorinin taslağını kullandıkları İmparatorluk adlı eserlerinde bu kavrama değinmişlerdir. Negri ve Hardt belirli noktalarda Foucault’dan ayrılarak bio–iktidar kavramını geliştirirler. İkilinin kullandığı anlamda bio–iktidar Foucaultcu temelden hareket etmekte ancak daha çok Fellix Guattari ve Gilles Deleuze‘un Bin Yayla adlı çalışmalarındaki anlam boyutunu geliştirmektedir.
Bio-iktidarlarla birlikte, bütün toplumsal bünye iktidar mekanizması tarafından tasarlanır ve onun virtüelliği çerçevesinde gelişir. (Virtüel: Gerçek ama henüz algılanmayan, potansiyel olan) Toplumsal yapı ve gelişme süreçlerinin sinir uçlarına kadar erişen bir iktidar altında toplum tek bir bünye gibi tepki verir. İktidar böylelikle insanların bilincinin ve bedenlerinin -aynı zamanda bütün toplumsal ilişkilerin- derinliklerine işleyen bir kontrol mekanizması olarak kendini gösterir.
Bio-iktidarı toplumsal olarak anlayabileceğimiz bir dille ifade edersek bu fıkra iyi bir örnektir. Yakaladıkları balığın dişi mi erkek mi olduğunu tartışmaya tutuşmuş birileri. Anlaşamayınca balıkçıya sormuşlar; o da bir şey diyememiş. Karşıki Paşa Konağı’nın aşçı başına salık vermiş; “çok balık pişiriyor, bilirse o bilir” demişler. Gittikleri aşçıbaşı da işin içinden çıkamayınca, “Paşa hazretlerine soralım!” demiş. “Paşa mı?” demişler. “O da ağnamaz emme, onun dedüğü dedüktür,” demişler.
- Köy Enstitülerinin Eğitimdeki Rolü ve Günümüz İhtiyacı - 16 Aralık 2024
- Türkiye’de Bir Yıl İçerisinde En Az 66 Çocuk İş Yerlerinde Hayatını Kaybetti - 7 Aralık 2024
- Erkeklik: Geleneksel Kalıpların Eleştirisi - 30 Kasım 2024