Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in, Halkbank Gençİz Gençlik Zirvesi’nde yaptığı konuşma, finansal okuryazarlığın artırılması gerektiği mesajını taşıyor gibi görünse de, aslında ekonomi politikalarının başarısızlığını bireylerin harcama alışkanlıklarına fatura eden bir yaklaşımı ortaya koyuyor. Bakanın sigara örneği üzerinden yaptığı hesap, ekonomik sorunların derin kökenlerine inmek yerine popülist bir söylemle dikkatleri dağıtmaktan öteye geçmiyor.
Sigara Üzerinden Vergi Gerçeği Göz Ardı Ediliyor
Şimşek’in verdiği hesap basit: Günde bir paket sigara içen bir vatandaş, yılda 27 bin 375 lira harcıyor. Eğer bu para birikime yönlendirilirse, beş yıl sonunda 147 bin lira getirisi olur. Bu, yüzeysel olarak mantıklı görünse de, sigara fiyatının yüzde 80’inin vergi olduğunu unutarak yapılan bu açıklama, devletin vatandaşın cebinden topladığı kaynağı tamamen göz ardı ediyor.
Bir sigara paketinin fiyatı 75 liraysa, bunun 60 lirası doğrudan ÖTV, KDV ve diğer vergilere gidiyor. Dolayısıyla bu hesap, devletin zaten büyük ölçüde kendisine aktardığı bir kaynağı “israf” olarak değerlendirmekle, hem ekonomik krizin sebeplerini örtbas ediyor hem de vatandaşın harcamalarını hedef gösteriyor.
Ekonomik Krizin Sorumluluğu Bireylere Yüklenemez
Türkiye’de son yıllarda artan enflasyon, gelir dağılımındaki eşitsizlik ve ekonomik daralma, vatandaşların alım gücünü büyük ölçüde düşürdü. Sigara tüketimi ya da diğer bireysel harcama alışkanlıkları, bu devasa yapısal sorunların sebebi değil, sonuçlarından biri olabilir. Ancak Bakan Şimşek’in açıklaması, devletin ekonomi yönetimindeki başarısızlıklarının üstünü örtmek için bireyleri sorumlu tutma eğilimini gözler önüne seriyor.
Finansal okuryazarlık, elbette önemli bir konu. Ancak ekonomideki sorunlar, bireylerin yanlış finansal tercihleriyle açıklanamaz. Üstelik ekonomik sorunların çözümü için uygulanan mali ve para politikalarının etkisizliği bu kadar açıkken, vatandaşları tasarrufa davet etmek bir ironi değil midir?
Sigara, alkollü içecekler ve benzin gibi ürünlerden alınan yüksek vergiler, Türkiye’nin yıllardır bütçe açığını kapatmak için kullandığı önemli araçlardan biri. Ancak bu vergiler, düşük ve orta gelirli vatandaşları daha fazla etkileyerek gelir adaletsizliğini artırıyor. Bakan Şimşek’in açıklamalarında bu adaletsizlik hiç dile getirilmediği gibi, sigara fiyatları üzerinden yapılan yüzeysel analiz, gerçekte devletin ekonomik kaynaklara dair sorumluluğunu görmezden geliyor.
Halka Tasarruf Dersi Vermek mi?
Ekonomik kriz, milyonlarca insanı temel ihtiyaçlarını karşılamaktan bile alıkoyarken, Bakan Şimşek’in tasarruf dersi vermesi, ekonomik gerçeklikten ne kadar kopuk olunduğunu gösteriyor. Günlük bir paket sigara içmenin maliyetini hesaplayan Şimşek, acaba vatandaşların artan kiralar, fahiş gıda fiyatları ve enerji masrafları karşısında nasıl tasarruf edeceğini de düşündü mü?
Sorumluluğu Bireylere Yüklemek Çözüm Değil
Ekonomik sorunlar, ancak yapısal reformlar ve etkin kamu politikalarıyla çözülebilir. Vergi adaletsizliğini gidermek, gelir dağılımını düzeltmek ve istihdamı artırmak, ekonomi yönetiminin asıl hedefleri olmalıdır. Sigara tüketimini azaltmak elbette halk sağlığı açısından teşvik edilebilir, ancak bunu yaparken ekonomik krizin kaynağını bireylerin harcama alışkanlıklarına bağlamak, sorumluluktan kaçma çabasından başka bir şey değildir.
Bakan Şimşek’in sigara fiyatı üzerinden yaptığı bu “basit” hesap, ekonomik krizin gerçek nedenlerini maskelemeye yönelik bir popülist söylemden ibaret görünüyor. Türkiye’nin bugün ihtiyacı olan şey, bireylere tasarruf tavsiyeleri değil, vatandaşların alım gücünü artıracak ve ekonomik adaleti sağlayacak cesur politikalar üretmektir.