10 Ekim Ankara katliamının üzerinden 4 yıl geçti. Katliamla ilgili hiçbir kamu görevlisinin yargılanmamış olmasına ailelerin ve avukatların tepkisi büyüyor. Aileler her ayın onuncu günü, aynı yerde kayıplarını anıyor.
Her anmaya gidiÅŸlerinde polis engeliyle karşılaÅŸtıklarını, katliam yerinde bir anıt bile olmadığını anlatan Sakinci, “Yıldönümleri çok ağır geçiyor. Orada bir anıt bile dikilmedi. Orada bir anıt görsek biz de aslında dört yılın geçtiÄŸini anlayacağız. Anıt olmayınca, sanki zaman geçmiyor, hep aynı noktada duruyoruz” diyor.
“Büyüyünce anlatacağım”
10 Ekim katliamında tam 103 kiÅŸi hayatını kaybetti. ÇoÄŸu ağır, 500’e yakın yaralı olduÄŸu geçti kayıtlara. Katliam davası kapsamında terör örgütü IŞİD baÄŸlantılı 19 kiÅŸi ‘anayasal düzeni yıkmaya kalkışmak ve örgüt üyeliÄŸi’ suçlarından ötürü müebbet hapisle cezalandırıldı. 16 firari sanık için ise yargılama sürüyor. Sakinci, devletin bu sanıkları da bulmak için bir çaba göstermediÄŸini, katliamın üstünün kasıtlı olarak kapatılmaya çalışıldığını öne sürüyor.
Avukat eÅŸi Uygar CoÅŸkun’u kaybettikten sonra 2 yaşındaki oÄŸluyla birlikte hayata tutunmaya çalışan Sakinci, “Yas tutma lüksümüz yok” deyip, bir grup aileyle birlikte hak mücadelesine baÅŸladı, bu mücadele için kurulan 10 Ekim DerneÄŸi’nin baÅŸkanı oldu. AnneliÄŸin en zor yanıyla mücadelesinden güç alıyor sanki: “Åžimdi, ilkokula baÅŸladı oÄŸlum. Öğretmenine gülümseyerek babasının öldürüldüğünü, her yıl gara gidip babasının da içlerinde olduÄŸu 103 kiÅŸiyi andığımızı anlatmış.”
Babasının nasıl öldüğüne iliÅŸkin tüm detayları bilmek isteyen oÄŸlunu ancak “Büyüyünce her ÅŸeyi anlatacağım” sözleriyle sakinleÅŸtiren Sakinci, tıpkı diÄŸer aileler gibi kendisinin de ‘maÄŸdur’ olarak deÄŸil ‘hak savunucusu, arayıcısı’ olarak anılmasını istiyor.
Peki, aileler, katliamın dördüncü yılında nasıl bir hak mücadelesi içindeler?
Ailelerden avukatlık ücreti isteniyor
Katliamdan etkilenen herkesin sesi olan Mehtap Sakinci katliam davasında kayıp ailelerinin ve yaralıların, devletin kurumlarının kusurlu olduğu gerekçesiyle İçişleri Bakanlığı’na açtığı tazminat davalarının sonuçlandığını hatırlatıyor.
Davalar -kişilerin duyduğu acı ve elemin karşılığı olarak belirlenen- manevi tazminatlarda ailelerin beklediklerinin çok altında 20 ile 40 bin arasında değişen miktarlarla sonuçlandı. Yargı kararlarında 10 Ekim ailelerinin, bakanlık lehine avukatlık ücreti ödemesi de isteniyor.
Sakinci, “İçiÅŸleri Bakanlığı, tazminatları ödemeden, bu ücretlerin tahsili için ailelere yazı gönderiyor. Vekalet ücretleri 4-12 bin arasında deÄŸiÅŸiyor. Biz bu ücretleri ödemezsek icra iÅŸlemleri baÅŸlayacakmış. Buyursunlar, gelsinler alsınlar her ÅŸeyimizi. Bize devlet her seferinde -benimle eÅŸit deÄŸilsin- mesajı veriyor. Haklarımızı almamızı engelliyor. Acımızı küçümsüyor, parayı konu ediyor” diye çıkışıyor.
10 Ekim katliamıyla ilgili son dört yılda gerçek sorumluların yargılanmadığı, devlete dokunulmadığı yönünde sosyal medya mesajı atan ailelerin bile tutuklandığını, gözaltına alındığını, iÅŸe alınıp sonrasında da ihraç edildiÄŸini anlatan Sakinci, “Biz yine de doÄŸruları söylemekten vazgeçmeyeceÄŸiz. Biz, devletle uÄŸraÅŸmıyoruz. Hakkımızı arıyoruz ve karşı davalarımızı sürdürüyoruz” diyor.
İçiÅŸleri Bakanlığı yetkilileri ise avukatlık ücretleriyle ilgili olarak sadece “yasal prosedürün iÅŸletildiÄŸini” söylemekten öteye geçemiyor, “Devlet, tüm vatandaÅŸlarına eÅŸit davranmak için var” diyor.
“Hukuk garabeti”
10 Ekim davası avukatlarından Ä°lke Işık, “Ailelerden avukatlık ücreti istenmesi, başından beri nasıl bir hukuk garabeti yaÅŸandığının açık göstergesidir. Çünkü siyasi iktidarla doÄŸrudan baÄŸlantılı bu katliamda hiçbir zaman kamu görevlisini, polisi suçlamak istemediler. Devlete dokunmaktan hep kaçtılar” diyor.
Işık, 10 Ekim 2015’ten sonra ülkenin en büyük katliamının yargılamasının yapıldığını dile getiren siyasi iktidarının yargılama boyunca asla katliamı aydınlatmak gibi bir derdi olmadığını öne sürüyor.
Ä°lke Işık tüm yargılama süreci boyunca “Emniyet, istihbarat bu bombacı örgütün Ankara’ya kadar gelmesinde hiç mi rol oynamadı? Ankara giriÅŸ çıkışları neden aranmadı, Gar bölgesi neden kontrolsüz bırakıldı? Dahası, katliamın hemen ardından insanlar neden coplandı, neden gaz kullanıldı, yaralanmalar neden arttı?” gibi temel soruların havada kaldığına dikkat çekiyor.
Katliam yerinde gaz kullanan tek bir çevik kuvvet polisine dahi dava açılmadığını, bütün suç duyurularının cevapsız kaldığını anlatan Işık, 4 yılın sonunda ailelerden avukatlık ücreti istenmesinin hedefinin de “MaÄŸduriyeti daha da artırmak, maÄŸdurlara suçlu gibi davranmak” olduÄŸunu söylüyor. Işık, “Tek dertleri vardı, o da; devlete, polise dokunmamaktı. 10 Ekim katliam davasının özeti budur” çıkışında bulunuyor.
“Ä°nsanlığa karşı suç”
10 Ekim katliamı davası sürecinde firari sanıkların yargılanacağı 21 Kasım tarihi kritik bir tarih olacak. 10 Ekim davası avukatları, davanın başında sanıkların ‘insanlığa karşı suç’ iÅŸlediÄŸinin kabul edilmesini istemiÅŸlerdi. Bu istek kabul görmemiÅŸti ancak geçen süre içinde 10 Ekim avukatları sadece ‘örgüt üyeliÄŸinden’ yargılanan E. Ekici’nin ‘katliamın planlayıcısı’ olduÄŸunu ispatlayınca, Ankara Cumhuriyet Savcılığı, Ekici’nin ‘insanlığa karşı suçtan’ yargılanmasını isteyen bir iddianame yazdı.
Avukat Ä°lke Işık, “Türkiye’de ilk kez bir savcı -insanlığa karşı suç iÅŸlendi- diyen bir iddianame yazdı. Savcının iddianamesi de kabul oldu. Türkiye’de ilk kez insanlığa karşı suç iddianamesi üzerinden bir yargılamaya tanıklık edeceÄŸiz” diyor. Dosyanın en kritik sanıklarının firari olduÄŸunu anlatan Işık, “Devlet, yargı mekanizması biraz olsun 10 Ekim davasında kendine baksın, kusurunu, kastını anlasın istiyoruz. Bunu söylemekten de vazgeçmeyeceÄŸiz” çıkışı yapıyor.
Hilal Köylü / Ankara, DW
- Bilim İnsanları, Bazı Kişilerin Neden Covid Olmadığını Buldu - 21 Haziran 2024
- Tüketicinin İyimserliği Azalıyor - 21 Haziran 2024
- AkÅŸener, ErdoÄŸan’dan Ne Ä°stedi? - 7 Haziran 2024