2 Haziran cumartesi günü 1 milyona yakın sekizinci sınıf öğrencisi iyi bir lisede eğitim hakkını kazanmak için sınava girecek.
TEOG’u kaldırıp yerine LGS’yi getirenler sınavlarla kuşatılan gençlerimizin acımasızca yarışmayacakları bir sistemi savundular ama yeni sistem tam tersine daha büyük bir acımasızlıkla kuşattı gençlerimizi.
Özellikle her köşe başında mantar gibi biten özel okullar, rantı artırmak için kolayı zorlaştırarak, yalın olanı karmaşıklaştırarak, yeni soru yaratmak adına saçma sapan sorularla öğrencilerin kafalarını bulandırarak, “sınav çok zor olacak” algısını yaratarak, üniversite sınavına hazırlanan öğrencilerin önemli bir kısmının bile çözemeyeceği zorlukta sorularla öğrencileri bunaltarak çağdaş ve demokratik bir eğitimden hızla uzaklaşarak insan merkezli olmayan eğitim sistemine katkı koyuyorlar.
Eğitim sisteminin özü değişmiyor; dini temel alan, bilimden uzaklaşan; bilgiyi amaç , insanı araç kılan; suskunluğu ödüllendirip , karşı çıkmayı cezalandıran bir ortaçağ zihniyeti…
Okulları nitelikli ve niteliksiz diye ikiye ayırıp emekçi ailelerin çocuklarını “niteliksiz” okullara hapsetmek ve buradan da İmam Hatip okullarına daha fazla öğrenci akışını sağlamak.
TEOG sınavları öğrencilerin kendi okullarında yapılırdı, yeni sistemde ise tıpkı üniversite giriş sınavında olduğu gibi öğrencileri başka okullarda sınava sokarak ek sıkıntılar yaratıyor sistem. Oysaki bir milyona yakın öğrenciyi okullara taşımak yerine öğretmenleri farklı okullara dağıtmak daha kolay. Ama iktidar ek problemler yaratmakta ustalaştığı için rasyonel olanı seçmiyor. Seçmiyor diyorum çünkü izlediği her politikadan temsil ettiği zihniyetin çıkarlarına uygun olan yol ve yöntemi seçiyor. Öğrencilerin ve velilerin yaşayacağı ek sıkıntılar onları ilgilendirmiyor.
Yeni sınav sistemi 1 milyon 200 bin öğrencinin kâbusu
- Yeni sınav sisteminin getirdiği en önemli sorunları özetlersek:Türkiye’de ilk defa okullar “nitelikli” ve “niteliksiz” olmak üzere ikiye ayrıldı.Eskiden her öğrenci puanı tutan her okula kaydına yaptırabiliyordu, şimdi ise en fazla 5 terci yapacak ve bu 5 tercihini üçü Anadolu , üçü Meslek üçü de İmam Hatip liselerinden oluşan 9 okul içinden seçecek.
- Sınava girmeyen ya da sınavda yeterli puanı alamayan öğrenci ise adrese dayalı olarak her hangi bir liseye merkezi olarak kaydedilecek.
- Nitelikli okullar kapsamına giren okullar için ayrılan kontenjan 126 bin 510 kişi. İmam Hatip Liselerini çıkarınca bu kontenjan 78 bin 480 kişiye düşüyor.Sekizinci sınıfa giden yaklaşık 1 milyon 200 bin öğrenci olduğu düşünüldüğünde nitelikli okullara gidecek öğrenci sayısı İmam Hatip Liseleri hariç, %7 civarındadır.Bundan daha büyük bir adaletsizlik olur mu?
Evet, eğitim tam bir rant pazarına dönüşmüş durumda. Niteliksizlik ve ideolojik saldırganlık hat safhada. Gençlerin eşit, parasız ,laik, demokratik eğitim hakları neredeyse ellerinden tümüyle alınmış durumda. Özelleştirme, kamusal hakları birer birer yok ediyor. Demokrasiden ve bilimsel düşünceden yana olan eğitimciler KHK’ lar eliyle kamudan uzaklaştırılıyor, gerici , bağnaz, ırkçı zihniyete sahip kadrolar eliyle eğitim zifiri karanlık bir tüneline sokulmuş durumda.
Üretim için eğitim ve eğitim içinde üretim yerine, tüketim için eğitim ve eğitim içinde kişiliksizleştirme, kimliksizleştirme temel politika halini almış durumda.
Eğitimi itibarsızlaştıran, gericiliği yaşam biçimine dönüştüren, özelleştirmeler eliyle eğitimi rantın hizmetine sunan, çocuklarımızın yaşama sevincini yok eden bu siyasi iktidardan kurtulduğumuz günleri görmek umuduyla kalın sağlıcakla.
- Anadilde Eğitim Hakkı, Temel İnsan Hakkıdır - 18 Şubat 2020
- İşsiz, Güvencesiz, Geleceksiz Gençler - 8 Şubat 2020
- Yarıştırılmayı Değil Anlaşılmayı Bekleyen Çocuklarımız - 17 Ocak 2020