Avrupa’nın büyük şehirlerinde bir süredir görünmez bir sessizlik yankılanıyor. Ne TikTok videolarının sesleri, ne de sürekli titreşimdeki telefonların bildirimleri… Hollanda’dan doğan ve kısa sürede dünya çapında büyüyen bir hareket, “Offline Club” (Çevrim Dışı Kulübü), gençler arasında dijital yorgunluğun sembolü haline geldi. DW Türkçe’nin 25 Mayıs 2025 tarihli haberine göre, bu oluşumun temel hedefi, sosyal medya ve ekran bağımlılığıyla örülü günümüz toplumuna “insanlığı” geri kazandırmak.
Ironik ama etkileyici: Instagram’da 530 bin takipçiye ulaşan bu kulüp, dijital dünyaya ara verme çağrısını bizzat dijital platformlardan yapıyor. Jordy, Ilya ve Valentijn isimli üç genç Hollandalı tarafından kurulan kulüp, bir yıldır Amsterdam, Londra, Paris ve Kopenhag gibi şehirlerde akıllı telefonların ve dizüstü bilgisayarların tamamen kapalı olduğu buluşmalar düzenliyor. Katılımcılar kitap okuyor, el işi yapıyor, oyun oynuyor ya da yalnızca dinleniyor. Tıpkı internet öncesi günlerde olduğu gibi.
Dijital yorgunluğun bu tür karşı kültürel tepkilere neden olması şaşırtıcı değil. DW Türkçe’nin aktardığına göre, İngiltere Standartlar Enstitüsü’nün (BSI) yaptığı bir ankette 16-21 yaş arası gençlerin %70’i, sosyal medya kullandıktan sonra kendini daha kötü hissettiğini belirtiyor. Katılımcıların %46’sı ise “eğer mümkün olsaydı gençliklerini internetsiz bir dünyada geçirmeyi tercih edeceklerini” dile getiriyor. Bu, artık bir nostalji değil; bir özlem.
Sadece bireysel değil, kurumsal tepkiler de büyüyor. Avrupa’da bazı restoranlar ve kulüpler, müşterilerinden telefonlarını evde bırakmalarını şart koşuyor. Hükümetler de bu trende sessiz kalmıyor. İngiltere Teknoloji Bakanı, bazı uygulamalara belirli saatlerde erişim yasağının gündeme alınabileceğini açıklarken; Avustralya sosyal medya kullanım yaşını 16’ya çıkardı. Danimarka Eğitim Bakanı Mattias Tesfaye ise “dijitalleşmeye fazla safça yaklaşıldığını” belirtiyor ve okulları akıllı cihazlardan arındırma politikası izliyor.
Peki tüm bu tepkilerin ardında ne yatıyor? DW’nin haberine göre, 2024 yılında BMC Medicine dergisinde yayımlanan bir araştırma, akıllı telefon kullanımının sadece üç hafta süreyle azaltılmasının bile depresif belirtileri %27 oranında düşürdüğünü ortaya koydu. OECD ise gençlerin ruh sağlığında son 15 yılda ciddi bir kötüleşme yaşandığını, bunun pandemide daha da derinleştiğini ifade ediyor. Ancak dijital medyayla ruh sağlığı arasındaki bağ henüz doğrudan bilimsel bir nedensellikle tam olarak kurulamış değil.
Yine de “Offline Club” gibi oluşumlar, bu bilimsel belirsizliğe rağmen harekete geçmeyi tercih ediyor. Nisan başında Londra’da düzenlenen buluşmada binin üzerinde kişi telefonlarını kapattı ve yüzlerinde nadir görülen bir şey vardı: Gülümseme. Etkinliğin fotoğrafları, ironik bir biçimde yine Instagram’da paylaşıldı.
Toplumsal bir arınma arayışı olarak görülebilecek bu eğilim, yalnızca bireysel konforla ilgili değil. Aynı zamanda modern kapitalizmin ekranlar üzerinden kurduğu denetim rejimine karşı sessiz bir başkaldırı. Bu başkaldırı belki de ilk kez, cihazları kırarak değil, onları bir kenara bırakmayı tercih ederek şekilleniyor.
Bu haber, DW Türkçe’nin 25 Mayıs 2025 tarihli haberinden yararlanılarak hazırlanmıştır.
- Danıştay Atatürk Orman Çiftliği’ndeki Cumhurbaşkanlığı Sarayı Kaçak İlan Etti - 16 Haziran 2025
- Artvin Merkezli Soruşturma: Gazetecilere Yönelik Baskılar Artıyor - 15 Haziran 2025
- İzmir’de Su Krizi: Tahtalı Barajı Alarm Veriyor - 15 Haziran 2025