İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik yürütülen siyasi operasyonların gölgesinde, bir üniversite öğrencisinin tutuklanması, ifade özgürlüğü, sağlık hakkı ve eğitim hakkı gibi temel hakların aynı anda ihlal edildiği bir örnek olarak kamuoyunun gündemine oturdu. BirGün gazetesi muhabiri Sarya Toprak’ın haberine göre, Belçika’da üniversite eğitimi gören, kalp ve böbrek rahatsızlıkları nedeniyle sürekli tedavi görmek zorunda olan 22 yaşındaki Esila Ayık, bir gösteride taşıdığı döviz nedeniyle tutuklandı. Ayık’ın tutuklanması yalnızca siyasi baskının değil, aynı zamanda genç bir insanın yaşam hakkının hiçe sayılmasının örneği olarak değerlendiriliyor.
Kadıköy’deki döviz tutuklamaya gerekçe gösterildi
8 Nisan 2025’te Kadıköy’de düzenlenen ve binlerce üniversite öğrencisinin katıldığı dayanışma sahnesine katılan Esila Ayık, “Diktatör Erdoğan” yazılı bir döviz taşıdı. Sarya Toprak’ın BirGün’de aktardığına göre, bu eylemden yalnızca saatler sonra, gece saat 02.00’de polis ekipleri Ayık’ın İstanbul’daki ailesinin evine baskın düzenledi. Evde bulunmayan Ayık için ailesine “İfade vermezse eğitim hayatı olumsuz etkilenir” denilerek gözdağı verildi. Konumunu ileten Ayık kısa süre sonra sivil polisler tarafından gözaltına alındı.
Apar topar tutuklama: “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlaması
9 Nisan öğle saatlerinde Çağlayan Adliyesi’ne sevk edilen Esila Ayık, “Cumhurbaşkanına hakaret” iddiasıyla tutuklanarak Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’ne gönderildi. Avukatlarının itirazına rağmen tutuklama kararı verildi. Olayın ardından hukukçular, “diktatör” ifadesine ilişkin Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay içtihatlarını hatırlatarak bu tutuklamanın ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı.
Kronik hastalıklarına rağmen ilaçları verilmedi
BirGün’e konuşan Ayık’ın arkadaşlarının aktardığına göre, Ayık’ın her gün kullanması gereken ilaçlar cezaevine ulaştırılmış olsa da kendisine henüz teslim edilmedi. Kronik kalp ve böbrek rahatsızlıkları olan Ayık’ın cezaevi koşullarında sağlık hizmetlerine ulaşamaması hayati risk oluşturuyor. Arkadaşları bu durumu şöyle özetliyor:
“Cezaevi koşulları Esila için uygun değil. Geciken her doz, onun sağlığını tehlikeye atıyor. İlaçları gönderdiğimiz halde ulaşmadı. Bu, yaşam hakkının doğrudan ihlali demektir.”
Eğitim hayatı askıda: Belçika’daki sınavlara katılamayabilir
Ayık, Belçika’da burslu olarak üniversite eğitimi görüyor ve 20 Nisan’da sınavlarına girmek üzere ülkeye dönmesi gerekiyordu. Arkadaşları ve ailesi, tutukluluk halinin Ayık’ın akademik geleceğini de tehdit ettiğini belirtiyor:
“Çok zor koşullarda yurtdışında burs kazandı. Bu tutuklama sadece bir döviz değil, onun eğitim hakkının da engellenmesi anlamına geliyor.”
“Bu sadece bir döviz değil; bir rejim testi”
Ayık’ın kısa süreliğine taşıdığı dövizin “hakaret” olarak değerlendirilip tutuklamaya gerekçe gösterilmesi, hukukçular ve insan hakları savunucuları tarafından “orantısız ve siyasi bir müdahale” olarak tanımlanıyor. Ayık’ın yakın çevresi, BirGün’e yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
“Bu olay yalnızca Esila’nın değil, hepimizin özgürlüğüne yapılmış bir müdahale. Anayasa’da güvence altına alınan ifade özgürlüğü, sağlık hakkı ve eğitim hakkı ihlal ediliyor. Esila derhal serbest bırakılmalı.”