Türkiye’de gelir dağılımı, son yıllarda hem ekonomik hem de sosyal açıdan önemli bir konu haline gelmiştir. Gelir dağılımı, bir ülkede toplam gelirin bireyler veya gruplar arasında nasıl paylaşıldığını gösteren bir göstergedir. Gelir dağılımının eşit olması, toplumun refah düzeyini, adalet duygusunu ve sosyal barışı artırırken, gelir dağılımının bozuk olması, yoksulluk, eşitsizlik, ayrımcılık ve sosyal huzursuzluk gibi sorunlara yol açabilir.
Türkiye’de gelir dağılımı, son ekonomik gelişmelerin de etkisiyle bozulma eğilimindedir. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, 2020 yılında Türkiye’de en yüksek gelire sahip %20’lik kesimin toplam gelirden aldığı pay %47,4 iken, en düşük gelire sahip %20’lik kesimin toplam gelirden aldığı pay %6,1’dir. Bu oranlar, 2019 yılında sırasıyla %46,9 ve %6,2 idi. Yani, zenginler daha zengin, fakirler daha fakir olmuştur. Ayrıca, Türkiye’de Gini katsayısı, gelir dağılımının eşitsizliğini ölçen bir endekstir. Gini katsayısı 0 ile 1 arasında değer alır ve değer ne kadar yüksekse eşitsizlik o kadar fazladır. TÜİK verilerine göre, Türkiye’de Gini katsayısı 2020 yılında 0,408 iken, 2019 yılında 0,405 idi. Bu da, Türkiye’de gelir dağılımının daha da bozulduğunu göstermektedir.
TÜİK’in 2022 ve 2023 yıllarına ait verileri henüz yayınlanmadığı için, bu verileri kullanmak mümkün değildir. Ancak, bu verilerin de benzer bir eğilimi göstereceği tahmin edilmektedir. Çünkü, Türkiye’de gelir dağılımını etkileyen pek çok faktörde olumlu bir değişim görülmemektedir.
Gelir dağılımının eşitsizliğinin nedenleri ve sonuçları çok boyutludur. Nedenler arasında, ekonomik büyümenin yetersiz ve dengesiz olması, istihdamın yüksek ve kaliteli olmaması, eğitim sisteminin adaletli ve verimli olmaması, vergi sisteminin adil ve etkin olmaması, sosyal güvenlik sisteminin kapsayıcı ve sürdürülebilir olmaması sayılabilir. Sonuçlar arasında ise, yoksulluğun artması, sosyal adaletin azalması, sosyal huzurun bozulması, siyasi istikrarın tehlikeye girmesi, ekonomik verimliliğin düşmesi, insan kaynağının israf edilmesi sayılabilir.
Gelir dağılımını iyileştirmek için neler yapılması gerektiği konusunda kamuoyunun ve uzmanların farklı istekleri vardır. Genel olarak, gelir dağılımını iyileştirmek için hem gelirin üretiminde hem de gelirin dağıtımında reformlar yapılması gerektiği savunulmaktadır. Gelirin üretiminde reformlar, ekonomik büyümeyi artırmak, istihdamı yaratmak, eğitimi geliştirmek gibi politikaları içermektedir. Gelirin dağıtımında reformlar ise, vergi sisteminde adaleti sağlamak, sosyal güvenlik sisteminde kapsamı genişletmek, sosyal yardım sistemini etkinleştirmek gibi politikaları içermektedir.
Türkiye’de gelir dağılımı, hem ekonomik hem de sosyal açıdan önemli bir sorundur. Bu sorunu çözmek için hem kamu hem de özel sektörün işbirliği yapması ve uzun vadeli bir vizyonla hareket etmesi gerekmektedir. Gelir dağılımının iyileştirilmesi, sadece toplumun refahını değil, aynı zamanda ülkenin geleceğini de belirleyecektir.